Berfu'nun gözleri dolmuştu. Bu kadar dinlemek yeterdi gerisini duymak istemiyordum. Arkamı dönüp gidecektim ki birine çarptım. Demir'e.
"Kapı dinlemek ayıp değil mi Asabi kız"
Dedi sırıtarak. "Sana ne be! Öf çekil önümden" diyerek yanından geçmeye çalıştım ama izin vermedi. "Biliyor musun bizim evde kapı dinlemesinden hiç hoşlanmazlar." Dedi çok umrumdaymış gibi. "Ay çok üzüldüm Allah şifa versin" diyerek tekrar geçmek istedim ama kolumdan tuttuğunda acıyla inledim. "Şş! Ne saçmalıyorsun sen?" dedi canımı biraz daha acıtarak. "Sen kaşındın." diyerek acıyla bağırmaya başladım. Hakan sesi duyar duymaz odaya çıktığında kaşları hemen çatıldı. İlk ne olduğunu anlamaya çalıştı ve sonra tekrar Demir'in yakasına yapıştı. Hakan bağırarak Demir'i duvara ittiğinde Demir artık sakinliğini koruyamadı ve yumruk yaptığı elini Hakan'ın suratına geçirdi. Korkudan çığlık attığımda Ebru'da koşarak Berfu ile ayırmaya çalıştılar.
Demir ve Hakan bana baktığında durdular. Hakan gözlerini benden ayırıp Demir'e çevirdiğinde "Seninle sonra görüşeceğim" diyerek salona gitti.
Demir bana ilk defa düşmanıymışım gibi bakıyordu. Biraz korkutucuydu. Yeşil gözleri kendimi görecek kadar koyuydu. Herkes salona geçtiğinde Hakan derin nefes verdi ve konuşmaya başladı."Ne oldu anlat Lavin." Dedi. Şimdi bittin işte Demir. "Bak şimdi Hakan abicim, ben Berfu'dan kıyafet istemiştim ama Berfu gelmeyince merak ederek odamdan çıkıp Berfuya bakmaya gittim" abi lafını duyan Hakan'ın artık gözleri parlıyordu. Abi kısmından sonra beni duymuyor gibiydi. Elimi sallayarak "Hey! Dinliyor musun?" dediğimde kendine geldi ve kafa salladı
"Ondan sonra Demir geldi bir de ne göreyim! Elinde çiçek! Ben sana aşığım diyor. Bende dedimki olmaz. Hakan Abi duyarsa seni döver dedim! Ama yok! Olmaz diyor benimle olacaksın diyor!" Dedim gülerek. Ama benim dışımda kimse gülmüyordu. Hakan "komik mi?" Diye sorduğunda gülmem durdu. Bunu fark ettiğinde gülmeye başladı. "Komik tabii!" Dediğinde gülmesi kahkahaya dönüştü. "Ama şaka bu değil mi?" Dedi gülmeye devam ederken. Kafamı iki yana salladığımda Hakan ölümcül bakışlarını Demir'e çevirdi. "Vallahi yalan sizi dinliyordu!" Dedi çocuk gibi.
Kaşlarımı çatarak "Çocuk musun sen be?" Diye bağırdım. Ve sonra beklemediğim bir şey oldu. Hakan Demir'e inandı... "Neden böyle bir şey yaptın?" dedi Hakan üzerime yürüyerek. Korkudan titriyordum resmen. Ayağa kalktım. Güçlü gözükmem gerekti. "Özür dilerim" diyebildim sadece. "Neden komik olmayan şakalar yapıyorsun?" dediğinde rahat bir nefes verdim. "Ha şey..." dedim geveleyerek. Sonra kendime geldim " Bu seni ne ilgilendirir? " dedim. Bu dediğime alınmış olmalıydı ki gözlerini kapatıp kısa süre öyle durdu. Sonra kendi kendine bir şey söyledi ve kafasını salladı. Arkasına dönerek yerine oturdu. Bende oturduğumda artık ölümcül bakışları üzerimde hissediyordum. Ama bu bakışların sahibi Demir'di.Tekrar ayağa kalktım. Demir'e doğru bakarak "Beni eve bırakır mısın?" Dedim. Bunu sormamı beklemiyordu. İlk defa bir tepki verdi kaşlarını kaldırarak kafasını salladı. Hakan hiçbir tepki vermeden bana bakıyordu. Ona sormamıştım çünkü beni asla eve göndermezdi. Hakan deri ceketini giydikten sonra kapıyı açtı ayakkabılarımızı giyip aşağı indik. Apartman kapısından çıkarken "Sen burada mı kalıyorsun?" Diye sordum merakla, "Evet" dedi. "Peki Elif'de mi burada kalıyor?"
"Hayır o ailemle kalıyor" dedi, demek ki bu ev öğrenci eviydi. Onları tanımak güzeldi ama peşimde adamlar vardı. Birilerinden kurtulmam gerekiyordu. Demir arabayı çalıştırdı. Bende yanına oturdum. "Kız arkadaşın var mı?" Diye sordum bir anda, kafasını iki yana salladı. İyi bari uğraşacağım tek kişi kız kardeşiydi. Son konuşmamız bu olmuştu. Yol boyunca susmuştuk. İşin garip kısmı bana hiç evimi sormamıştı. Dükkanın orada durduğunda iyice şüphelendim "evimi nereden biliyorsun?" Diye sordum. "Geçen gün ki olayda buradaydın evin buradadır diye düşündüm." Dedi. Haklıydı yani, zeki çocuk. "Hım" dedim sadece. Kapıyı açarken "İyi geceler o zaman" dedim ve gülümseyerek indim arabadan.
Bu gece her şey bitmişti. Bu gece sanki ailemi bırakıyormuşum gibi bir his vardı. Onlara alışmıştım bir kaç günde, güvenmiştim nedense, çantamdan anahtarı alarak kapının kilidini açtım. Eve girdiğimde rahat hissetmiyordum. İnsan evine girdiğinde huzurlu hissederdi ama ben öyle hissetmiyordum. Duşa girmem gerekti. Çok kötü kokuyordum. İlk kıyafetlerimi hazırlamıştım. Ayıcıklı beyaz pijamamı ve siyah iç çamaşır çıkartıp yatağımın üzerine koydum. Banyoya gittim ve üzerimdekileri indirdim. Suyu açtım sıcak olmasını bekledim. Ilık ya da soğuk suyla asla yıkanamıyordum. Su kaynama noktasına yaklaştığında suyun altına girdim. Su saçımdan aşağıya akarken bugün yaşadıklarım birer birer aklımdan geçiyordu. İlk defa birileri tarafından korunmuştum. Birileri bana kol kanat germişti. Peki şimdi hissettiğim neydi? Hakan'ın söyledikleri, Demir'in davranışları...
Duştan çıkıp, ayıcıklı beyaz pijamamı giydikten sonra yatağa uzandım. Gözlerimi kapatıp uyumaya çalıştım. Nafile. Uyuyamıyordum. Tam bu sırada yatağın kenarında titreşim hissettim. Telefonumu elime alıp baktığımda Whatsapp bildirimini gördüm.
051* *** ** **
" Selam koruyucu meleğim."
Lavin Karaaslan
" ?? "
051* *** ** **
" Beni tanımadın mı? Aa kırıldım :( "
Numarayı ekle kısmına girdiğimde ad kısmında otomatik kendi ismi yazıyordu. Berfu Arıkan. Demek soyadı Arıkandı, aklıma komik bir şey gelerek Berfu'yu rehberime kaydettim
Lavin Karaaslan
" Berfu. Nasılsın? "
Berfu Arıkovan
" Biliyordum beni unutamadığını. Biz iyiyiz sen nasıl oldun onu merak ediyoruz. "
Ediyoruz mu? Beni mi merak ediyorlardı? O buz dağı da mı beni merak ediyordu acaba.
Lavin Karaaslan
" Teşekkür ederim bende iyiyim. "
Berfu Arıkovan
" Aç mıymışsın. Bir şey yemiş misin? "
Bu cümleyi Hakan'ın yazdırdığına yemin edebilirdim ama kanıtlayamazdım.
Lavin Karaaslan
" Aç mıymışım? Hım "
Berfu Arıkovan
" Şey yani aç mısın? "
Lavin Karaaslan
" Bir şeyler yiyip uyurum merak etmesinler. "
Etmesinler kelimesinin altını çizmiştim.
Berfu Arıkovan
" Yarın müsaitsen buluşalım mı koruyucu meleğim ? Ebru'da gelir hem yarana bakarız. "
Lavin Karaaslan
" Hayır yarın önemli işlerim var. Numaramı nerden buldun?"
Telefonu kenara koyup gözlerimi kapattım. Karnımın guruldaması ile uyuyamayacağımı anlayıp yataktan kalktım. Mutfağa gidip kendime hızlıca bir sandviç hazırladım. Hepsini bitirdikten sonra telefonuma gelen yeni bildirime baktım.
Berfu Arıkovan
1 Yeni Fotoğraf
Hakan'dan kaçarken benim arkama saklandığı sırada Ebru fotoğrafımızı çekmiş. Fotoğrafta oraya ait olmayan tek kişi benmişim gibi gözüküyordu. Gerçekten oraya ait miydim ki? Fotoğrafa biraz daha bakınca buraya köşeden beni izleyen yeşil gözleri gördüm. Berfu arkamda olduğu sırada yeşil gözler hep üzerimdeymiş gibiydi. Bu yeşil gözlerin ardında bir şeyler saklıydı ama henüz göremiyordum. Telefonu kenara bırakıp yatağıma girdim. Yorucu bir günü geride bırakmıştım. Kısa süre sonra uyudum
Uyandığımda yatağımda değildim. Yine o evdeydim. Gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm şey yeşil gözlerdi. "Neden buradasın Asabi kız?" Dedi gözlerime bakarak. "bilmiyorum" diyebildim sadece, ayağa kalkmaya çalıştım ama olmadı. "neden buradayım?" diye sordum kısık sesle, ama duymamıştı "bir şeymi dedin?" dedi yaklaşarak . "neden buradayım" diye sordum tekrardan ama yine duymamıştı sesim çıkmıyordu. demir biraz daha yaklaştı resmen mesafe yok denilecek kadar yakındık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adaletin Büyüsü
Teen Fictionİnsanoğlu karanlığı her zaman kötü ışığı ise iyi olarak gördü. Halbuki karanlık, ışığa hiçbir şey yapmazken ışığın her fırsatta karanlığı katlettiği gerçeğini görmediler çünkü ışığın parlaklığı onların gözlerini kamaştırmıştı. Büyücüler loncasında d...