Gözlerimi açtığımda bana çarpan arabanın içindeydim. Arabayı kullanan kişi erkekti ve onun yanında esmer bir kız vardı. Yanımda duran kişi de sarışın birisiydi. Arabayı kullanan kişi arkasına dönüp "Uyandı mı?" dedi. Yanımda duran sarışın yüzüme bakarak "Evet uyanmış hızlı sür şunu hadi!" diye bağırdı. Adam telaşlı bir şekilde hâlâ arkasına dönüyordu. Sarışın, "Önüne dön kaza yapacaksın!" diye bağırdı. Ne çok bağırıyordu böyle.
Esmer kız suskundu. Zorlukla konuşmaya çalıştım. Sol kolumda çok feci bir acı hissediyordum." Ne oldu bana? "
Kafam zonkluyordu. Tekrar bayılacak gibiydim. Yanımdaki sarışın kız bana telaşlı gözlerle bakarak konuştu.
" Sen bir anda önümüze çıktın sana çarptık. Şimdi hastaneye gidiyoruz. Merak etme iyi olacaksın. "
" Hayır! Hastane olmaz. "
Öndeki erkek konuştu.
" Neden hastane olmaz? Başka nereye gidebiliriz? "
Yanımdaki sarışın kız anlayışlı birisi gibiydi.
" Ailen, tanıdığın birisi yok mu ? "
Kafamı salladım. Canım çok yanıyordu.
Arabayı süren erkek arabayı durdurdu.
Direksiyona sertçe vurduktan sonra bana döndü." Nereye gideceğiz o halde? "
Gözlerinde belli olmasa da endişeyi görüyordum. O sırada yanımdaki sarışın kız kolumdaki yarayı gördü. Kaçmadan önce çakıyı kolumdan çıkartmıştım.
" Kahretsin! Kızın kolunda bıçak yarası var. "
" Lütfen. Hastane olmaz. "
Bayılmak üzereydim. Tam o sırada önde oturan esmer kız konuştu.
" Benim evime gidelim. "
Duyduğum son cümle bu olmuştu. Gözlerim tekrardan kapandı.
🌸
Gözlerimi açtığımda evdeydim. Kolumda sargı bezi vardı. Oda karanlıktı. Gözlerim karanlığa alışınca köşedeki koltukta uyuyakalmış esmer kızı fark ettim. Boğazım kurumuştu. Suya ihtiyacım vardı. Kolumdaki acı hala duruyordu. Yatakta kıvranıp dururken odanın ışığı açıldı. Sarışın kız gelmişti.
" Nasıl hissediyorsun? "
Güçlükle konuşmaya çalıştım ama sesim çıkmadı. Sarışın kız köşedeki sürahiden su doldurup bana içirdi.
" Teşekkür ederim. " dedim gülümseyerek.
" İsmin ne? "
" Lavin. "
" Berfu. "
" Neler yaşadın Lavin? Kolundaki bıçak yarası, hastaneye gitmek istememen..."
" Kendimi pek iyi hissetmiyorum. Bunları sonra konuşsak? "
" Peki. "
Bu sırada esmer kız uyanmıştı.
" Siz doktor musunuz? "
Esmer kız sakin sesiyle konuştu.
" Tıp okuyorum. Berfu ise psikoloji öğrencisi ve "
Konuşmasının ortasında arabayı süren erkek içeri gelmişti.
" Hakan "
Sesi kutuptaki buzlar kadar soğuktu. Elinde kuponu ile kahve içiyordu. Onun gelmesiyle birlikte odaya ölüm sessizliği çökmüştü.
" Seni kim bıçakladı? "
Bu yabancılara güvenmeli miydim? Hayır hayır. Kimseye güvenmemeliydim.
Kendine gel Lavin. Senin her şeye gücün yeter.
" Serseriler. " diyerek kestirip atmaya çalıştım. Fakat Hakan mavi gözlerini dikmiş bana bakıyordu. İnanmış gibi gözükmüyordu.
" Serseriler demek hım. "
" Hakan kızı rahat bırak dinlensin. "
Kızın konuşması ile beraber Hakan sessizliğe gömüldü. Düşünceli bir biçimde kahvesini içiyordu.
" Ben ne zaman gidebilirim? "
" Gitmek mi? Şaka mı yapıyorsun? Kolundaki yara ve bu halinle bir yere gidemezsin . "
" Gitmem lazım burada kalamam. "
Hakan tekrardan konuştu.
" Tanıdığın kimse yok mu? Sana yardım edebilecek birileri felan? "
Ailem yoktu. Daha doğrusu kimsem yoktu. Kafamı salladım. Ve derin bir nefes verdim. Kalkmaya çalıştım ama olmadı. Her yerim çok ağrıyordu. Hepsine sırayla baktığımda "Neredeyiz şu an?" diye sordum. Hakan dalga geçercesine "Evde" dedi. Ha ha ha çok komik. Gözlerimi devirdim ve tekrardan kalkmaya çalıştım. Berfu kolumu tuttuğunda "Bırak" dedim dişlerimin arasından. Kaşlarını çatarak "Sana yardım eden biziz neden tersliyorsun" dedi, en sonda dayanamayıp "Bana çarpan sizsiniz tabii ki yardım edecektiniz!' diye bağırdım. Ebru'nun sabrı kalmamış gibi ayağa kalktı "Sesini yükseltme" dedi sakin bir sesle. Ama benimde sabrım kalmamıştı. Çantamı alıp kapıdan çıkacaktım ki kapıyı birisi açtı. İlk gözlerinden tanımıştım onu, Demir.
"Bir sen eksiktin zaten" dedim şaşırdığımı gizleyerek. Ama o tepkisiz bir şekilde yüzüme bakıyordu. Hâlâ kapıda durmuş kıpırdamıyordu bile, "Çekilsene be adam!" diye bağırdım dayanamayarak. Odaya girdiğinde hemen evin kapısını açıp ayakkabılarımı giymeye başladım. Berfu ve Hakan da peşimden gelince Berfu, "Nereye gidiyorsun?" dedi. Ayakkabımı giydikten sonra yüzlerine bakıp "Evime gidiyorum" diyerek merdivene döndüm. Berfu'da ayakkabılarını giydiğinde "Bekle seni ben bırakırım"
Oldu canım beni bırakında evimi bulun. Berfu'yu dinlemeyip hemen merdivenlerden koşarak indim. Apartman kapısını açıp sertçe kapattım. Sokağa çıktığımda sağıma dönüp hızlıca koştum. Aslında aklıma bir fikir gelmişti. Etrafıma bakıp açık apartman kapısı var mı diye baktım. Solumda gördüğümde hızlıca koştum. Tam kapıyı açtım ve okuldaki manyağı gördüm. Maçtan geldiği belliydi. Forması üzerindeydi ve bugün okul takımının maçı vardı. "Aa hoş geldin! Beklemiyordum." dedi gülümseyerek.
Aslında bu bir fırsattı ama biraz zor bir fırsattı. "Haber vermeden geldim üzgünüm." Dedim sahte bir üzüntüyle.
Aynı yüzle "Ne olacak canım! Bu arada evimi nereden biliyordun?" dedi kaşlarını kaldırarak. Hem canım ne be ıy, peki şimdi ne diyecektim? Bir yalan bulmam lazımdı. Düşündüğümü fark ettiğinde "Takip ettim." Diyerek yalan söyledim. Okulda adım çıkacağı belliydi. Bir dakika! Büyücü olduğumu nasıl unuttum He he.Çapkın bir gülüşle "e hadi geçelim bize" dedi,
İ hidi giçilim bizi
Sahte gülüşümü yüzümden eksik etmeden birlikte yukarıya çıktık. Kapıya geldiğimizde kapıyı tam açacakken "Evde kimse var mı?" Diye sordum. "Bilmem" dedi, kapıyı açtığında evden ses gelmedi.
Kahretsin.
"Kimse yokmuş iyi bari" dedi biraz daha sevinerek. Eve girip hemen cama çıktım. Kimse yoktu. Rol yapmayı burada bırakmalıydım. Cama baktıktan sonra hemen kapıya gittim. Arkamdan "Nereye?" diye bağırdı. "Cehenneme! Gelecek misin?" Diye bağırdım ayakkabılarımı giyerken, "Seninle her yere gelirim!" Diye bağırdı manyak.
"Deli ya" dedim ve ayakkabılarımı giyip merdivenlerden hızlı adımlarla inmeye başladım. Peşimden gelmesin diye "Yarın okulda görüşürüz yakışıklı!" Diye bağırarak çıktım dışarı. Kendimi tekrar sokağa attığımda soğuk rüzgarı hissettim. Ne olur ne olmaz not defterimi çıkartıp duvara yasladım.
"I hope they don't find me"
Yazdıktan sonra not defterimi çantama koydum. Çok zaman geçmeden yağmur yağmaya başladı. Saçlarım ıslanıyordu. Uzaktan araba geliyordu. Olamaz. Arabayı fark ettiğimde arkamı dönüp koşmaya başladım. Ama araba bana çoktan yetişmişti. Pes etmedim, koşmaya devam ettim. Araba önümü kesti. Pes etmeyecektim. Yan tarafa geçerek koşmaya devam ettim. Ama buradan çıkış yoktu. Yolun sonuna gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adaletin Büyüsü
Teen Fictionİnsanoğlu karanlığı her zaman kötü ışığı ise iyi olarak gördü. Halbuki karanlık, ışığa hiçbir şey yapmazken ışığın her fırsatta karanlığı katlettiği gerçeğini görmediler çünkü ışığın parlaklığı onların gözlerini kamaştırmıştı. Büyücüler loncasında d...