Yungi~
Birlikte yemek yedikten sonra Yunho'nun evine gelmişlerdi. Mingi'nin canı tatlı bir şeyler çekince yunho neden orada yemediğini soruyor, Mingi ise "sana bakmaktan yiyemedim" diye flörtöz bir şekilde konuşuyordu. Tabi bu Yunho'nun hoşuna gidiyordu. Onu kıramayıp tatlı bir şeyler alacağını söyleyip çıkacaktı ki Mingi onun kolundan tuttu.
"Birlikte gidelim."
Yunho söz geçiremeyeceğini bildiğinden onu onayladıktan sonra asansöre bindiler. Yunho tuşlardan birine basacağı sırada elini bir elin sardığını gördü. Arkasını döndüğünde bir hamle yapıp ayna ve kendi arasına aldı uzun boyluyu.
"Mingi, nerede olduğumuzun farkındasındır umarım."
"Ama dayanamıyorum."
"Azacağın zamanı sikeyim."
ikisi de birbirlerine sırıtmadan duramıyordu.
"Takım elbisenin içinde ne kadar seksi göründüğünden haberin var mı?"
"Benim var ama senin var mı bilemedim."
Uzun olan, ince beyaz ellerini karşısındaki adamın kravatına sarıp gevşetti. Ensesinden tutup ikisinin birbirlerine sürtünmesini sağladı. Gevşettiği kravatı en sonunda çıkarttı ve gömleğinin bir yakasını açtı.
"Böyle daha iyi görünüyorsun."
Dudağına fısıldayarak konuşurken onu ayna ile kendi arasına alan kalıplı adam yapıştı dudaklarına. Uzun olan ona ayak uydururken bir yandan da saçlarını dağatıyor ve bacaklarını kaldırıp onun kasıklarına sürtüyordu. Diğer adam ise onun kalçasını tutmuş acımasızca oradan oraya çekiştiriyordu. Tabi bunları yaparken asansörün düğmesine bastıklarının farkına varmamışlardı, hareket ettiklerinin de.
Farkettikleri an artık çok geçti. Yunho iştahla karşındaki adamın saçlarını karıştırıp dudağını delicesine ısırırken, onlara bakan iki bedeni görmesiyle öylece kalmıştı. Mingi olayın farkında olmadan yunho nun durmuş dudağını hâlâ emerken en sonunda farkedip gözünü açtığında o da gördüğü iki kişi ile göz göze gelmişti.
Woosan~
ikisi de donup, asansörde olan bitenlere bakarken ortamı bozan yunho olmuştu. Bacağını Mingi nin kasıklarından bir hızla çekip onu üzerinden attı. Mingi ise olayın şokuyla sersemlemişti.
"Aa- san! Buldun mu sonunda woo'yu!"
Olayı başka yere çekmek istediği belliydi. Wooyoung gülmemek için zor duruyor, san ise utancından yunho ve Mingi'ye delici gözleriyle bakıyordu. Wooyoung da ortamın gerildiğini hissedip asansöre bindi. O binince San'da binmek zorunda kaldı.
Asansörün bir köşesinde yunho bir köşesinde ise Mingi duruyordu. Kimseden çıt çıkmadı asansör katlarına gelene kadar. San, Wooyoung'a döndü.
"Kapı kilidi 2837 sen gir ben geliyorum."
Wooyoung kahkahasını tutarken San'ı onaylanıp koridoru yürüdükten sonra içeriye geçti. Fakat ne konuşacaklarını merak ettiğinden kapıyı aralamıştı. Tahmin ettiği gibi sesleri de geliyordu.
"Siz gerizekalı mısınız lan! Asansör de sevişmek ne denek amına koyayım!"
Duyduğu ilk cümleyle hayatının şokunu yaşamıştı. Artık hocasının küfürbaz olduğunu düşünmeye başlamış ve bu çok hoşuna gitmişti. Daha fazla yaklaştı kapıya, nasıl bir savunma yapacaklarını merak etmişti.
"Lan veleti getireceğini nerden bilelim amına koyayım!"
Hepsi sessiz bir şekilde birbirlerine bağırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
S̶a̶p̶ı̶k̶ Teacher • Ws ✓
Romance"Kalbim, sizi tanıdıktan sonra varlığını belli ettiğini bilmiyorsunuz.." Texting | düz yazı