9

236 21 5
                                    

Oy vermeyi ve satır arası yorum yapmayı unutmayınnnn, iyi okumalar! 💙

•••

Piknik yavaş yavaş sona eriyor, herkes toplanıyorken Rengin kimseye fark ettirmeden gözleriyle Fatih'i arıyordu.

Hemen arkalarında olan Buse, Sima ve Arif'in konuşmaları dikkatini çekmişti.

"Fatih nereye gitti ya? O kadar uğraştım bir yakınlaşamadık çocukla."

"Sima, saçmalama kızım. Çocuk pas vermiyor peşinde mi koşacaksın?

"Ya tabi ki koşacağım, emek olmadan aşk olmaz ama anlamadım bir anda ortadan kayboldu."

"Şu kayalık tarafına gitti o. Değişik bir çocuk, yabani gibi doğru düzgün sohbet bile kurmuyor."

"Ayy dur ben yanına gideyim bakayım, belki bir şeyler olur aramızda." dediğinde arkadaşı genç kızın kolundan tuttu.

"Kızım sen yüzsüz müsün? Darlama çocuğu bu kadar. Bırak onun gönlü varsa zaten adım atar sana. Yürü hadi eşyalarımızı toparlayalım." dedi ve arkadaşını çekiştirerek oradan uzaklaştırdı.

Rengin ise öğrendiği bilgiyle kayalık tarafına doğru ilerlemeye başladı. Fatih tek başına kayaların üstünde oturmuş, denizi seyrediyordu. Yavaşça yanına doğru ilerledi ve oturdu.

"Noldu hatun? Aklına mı geldim?"

"Ne diyorsun Fatih? Bir anda kayboldun ortadan seni arıyorum kaç saattir."

"Erkek arkadaşından fırsat kaldı yani?"

"Pardon? Kimmiş benim erkek arkadaşım?"

"Burak denen herif. Ondan rahatsız olduğunu sanıyordum."

"Evet bazen gereksiz yakınlığı beni rahatsız ediyor."

"Bugün hiç öyle durmuyordu ama."

"He sen Burak'ın beni kenara çağırıp konuşmasını kastediyorsun. Şimdi şöyle oldu, çağırdı ben-"

"Tamam Rengin, beni ilgilendirmez. Senin hayatın sonuçta. Bana hesap vermek zorunda değilsin, zaten bir kaç ay sonra gideceğim hayatından. Beni ilgilendirmez." dedi kaçamak bakışlarla ve hızla oturduğu yerden kalktı. Arkasını dönüp piknik alanına doğru giderken Rengin de kalkmıştı. Arkasından ilerlerken konuşmaya devam ediyordu.

"Ya Fatih gerçekten dinlemeyecek misin beni? İşin aslını astarını bilmeden küsüp gidi-"

Kayalıklarda hızlı ve büyük adımlar atarken birden ayağının kaymasıyla yere düşmüştü Rengin. Çığlığıyla Fatih arkasına dönmüş ve koşar adımlarla yanına gitmişti.

"Rengin iyi misin? Bir şey oldu mu bir yerine?"

"Fatih, dizim çok fena. Off kırıldı galiba. Çok kötüyüm."

Acı çektiği yüzünden ve sesinden belli oluyordu.

"Cidden kırılmış olabilir mi?"

"Çok acıyor."

Fatih yavaşça bir kolunu dizinin altından, diğerini de beline dolayarak Rengin'i kucağına aldı. Büyük adımlarla piknik alanına doğru ilerledi. Onları ilk fark eden ise Burak olmuştu. Koşar adımlarla yanına geldi.

"Rengin, iyi misin noldu? Bir yerinde bir şey var mı?"

"Kayalıklarda düştü."

"Burak, çantamda arabanın anahtarı var. Onu al hastaneye gidelim ben duramıyorum. Kırıldı galiba."

ARAF - Zaman MakinesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin