Elindeki koca yeşil elmadan bir ısırık daha aldı. İndiği her basamakta dudağını biraz daha büzüyor ve düşünüyordu. Saat öğlene geliyordu nerdeyse ama o hala ne giyineceğini bulamamıştı. Sadece bir günü vardı hemen seçmesi gerekiyordu.
Ayağının altındakı soğuk mermerden yapım merdivenleri sallanarak, sakince indi. Ev gayet serindi ve bu yüzden normalde evde giymediği eşofmanlarını geçirmişti üstüne. Havalar ısındığından beri evde sadece bol bir tişört ve mini şortlarıyla dolanıyordu. Zaten fazla kiyafet sevmediği için en minimuma indiriyordu bu sayıyı.
Elindeki elmanın sadece çöpünün kaldığını gördüğünde merdivenlerin başında olan koca dış kapıyı es geçip mutfağa yöneldi. Daha çok mavi ve beyaz mermerlerin kullanıldığı mutfağa adım attığında içeride kısık sesle şarkı söyleyen kızı görünce gülümsedi.
"İnci?" Dedi nazik sesiyle. Ne kadar onu korkutmamak için yavaş davransa da konuşmasıyla kız irkilmiş ve tencerede bir şey karıştırdığı kaşık elinden kayıp tezgaha düşmüştü.
"Ay aman! Korktum efendim." Dedi melodi gibi sesiyle. Çok ürkek bir kızdı İnci. Ne kadar nazik davranılsa bile çoğu zaman arkasından böyle seslenildiğinde korkardı.
"Tatlım, sen daha çıkmadın mı?" Tezgaha yaklaşıp alt raflardan birini açtı ve elmanın çöpünü kovaya attı.
"Yok, efendim. Şu çorbayı yapayım bi de dutlu tatlınız var daha." İnce sesi Simurun kulağına doduğunda gülümsedi. Ne kadar evde genç bir kadının dolaşmasını sevmese de bu kızı sevmemezlik yapamıyordu. Gerçekten çok tatlı ve sevimliydi.
"Boş ver şimdi sen tatlıyı falan. Kartala söyleriz dışardan alır. Hadi seninle bir alışverişe çıkalım, kız." Elini kızın çiçekili elbisesinin omzuna attı çekiştirip omuzunu düzeltti. " Bu elbisenin yenisini gördüm geçen internette. Hem de mavi renk. Kesin sana çok güzel durucak." Heyacanlı sesine engel olamadan elini bir birine çırptı. Yeni kiyafetler almaya bayılıyordu!
"Efendim, gerek yok hiç." Kız ellerini havaya kaldırıp tam reddedecekken Simur ellerini onunkilere sardı.
"İtiraz yok! Hem yardımına ihtiyacım var, yarın ne giyineceğimi bilmiyorum!"
Ela gözlerini kırpıştırıp Simura baktı kız, o böyle heyecanlı bir şekilde ona bakınca nasıl hayır diye bilirdi ki. En çok böyle zamanlarda anlıyordu Kartal beyi. Bir insan Simura 'hayır' derken çok zorlanıyordu.
Gülümseyerek başını sallayıp onayladı patronunu. Aslında İnci için Simurla aktivite yapmak eğlenceliydi. Bu eve çalışan olarak gelse bile patronu onunla hep arkadaş gibi konuşur, çoğu zaman yemeğin pişmesini beklerken onunla kahve keyfi bile yapardı.
Şimdiyse sevimli patronu onunla birlikte alışverişe çıkmak istiyordu ve emindi ki dışarda bir kuruş bile ona ödetmeyecekti. İşte bu bazen onun böyle şeylere terettür etmesine sebep oluyordu. Zaten ona burda sadece yemek ve mutfak temizliyi yapmak için yüklü miktarda para ödüyorlardı.
Evin temizliğini İnci yapmıyordu. Bunun için Simur beyin özel anlaşması olan temizlik şirketi vardı. Her hafta eve temizlik için adamlar gelir, Simur da onların başında durup her yeri didik didik temizlediklerinden emin olurdu.
"Ay çok iyi! Hadi o zaman sen çantanı falan al ben de iki dakikaya üstümü değiştirip geliyorumm!" Koşarak mutfaktan çıktığında arkasında ona şaşkın şaşkın bakan İnciyi bırakmıştı. Onun bu kadar enerjik olması ister istemez etrafındakileri de mutlu ediyordu.
Mutfak koltuğunun üzerindeki çantasına yönelirken en sevdiği şey para harcamak olan dünya tatlısı patronunu beklemeye başladı.
____________________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şımarık (bxb)
RandomSimur çok şımarıktı, ama onun şımarıklığına katlanacak tek bir adam vardı: Kartal Bezgin. Karakterler evliler. Mantık evliliği aşka dönüşüyor.