"İnci!! Gel buraya, yardım et hemen bana!"
Patronun ona seslenmesiyle koşarak yanına vardı hızlıca. Sabahtan beri bir sağa bir sola koşuşturan Simur İnciyi de peşinde sürüklüyordu.
"Bana yardım et. Burda bir yerlerde siyah bir botum olması gerekiyordu. Bulamlyorum!" Çaresizce kıza bakan sarışın elini saçlarından geçirdi.
Dün gece kombini yaparken giyineceği ayakkabıları kafasında bulmuştu ama şimdi dolaplarda bulamıyordu. Ağlamasına ramak kalmıştı.
"Efendim, sizin bir sürü siyah botunuz var. Hangisi?" Dedi İnci gözlerini ayakkabı kutuları arasında gezdirirken.
"Ya beyaz kutusu var üstünde 'celine' yazıyor. Ara, İnci ara. Vaktimiz kalmadı." Dedi oflayarak.
En fazla 2 saat sonra Kartal onu almaya gelicekti ama o duş bile almamıştı. Geç kalmak hiç istemiyordu. Dün Kartala ne kadar erken gelip konuklardan önce dekorasyonla ilgili yardım etmek istese de, eşi onun gelmesine izin vermemiş, evde rahat rahat hazırlanıp kendisini beklemesini söylemişti.
Şimdi tekrar içinden teçekkür ediyordu Simur eşine. Eğer erken gitmek zorunda olsaydı eli ayağı daha çok bir birine girecekti.
"Efendim ben bulurum hemen, siz hiç merak etmeyin. Hadi gidip duşa girin." İncinin söylediği şeyle sarışın hafif tereddütle de olsa ona minnetle bakıp ayağa kalktı ve hızla kendini banyoya attı.
Bu hayatta en sevdiği şeylerden biri de ayakkabılar olduğu için 70 küsür tabe ayakkabısı vardı. Zavallı İncinin o ayakkabılar arasından istediğini bulması epey bir zaman alıcaktı.
Hızlıca banyosunu yapıp cildinin parlaması için bütün bakım maratonunu tamamlayıp siyah bornozu aldı askıdan. Hemen üzerine geçirip banyodan çıkraken direk giyinme odasına yöneldi.
Etrafa bir bakış attığında kızın içeride olmadığını, ama odanın ortasındakı kare koltuğun üstünde duran giyineceği kiyafetler ve beyaz kutuyu gördü. Gülümseyerek derin bir nefes alıp hızla koltuğun yanında ilerledi. Kutuyu eline alıp açtığında gördüğü botlarla babasını görmüş küçük çocuk gibi sevinirken eline alıp etrefına baktı.
Siyah deri ayakkabıdan yayılan kokuyla derin nefes aldı. Koleksiyonunun en sevdiği parçalarından biri olan bu ayakkabıyı italyada yaptıkları sözde 'balayı' da Kartala aldırmıştı.
Sadece kafası dağılsın diye nikahtan sonra Kartal onu tatile götürmüştü ve ayrı odalarda yatmaları şartıyla kabul eden Simur bütün tatili alışveriş yaparak ya da bütün restoranlarda yemek yiyerek geçirmişti.
Simur aklına düşen anılarla göz devirip ayakkabıyı yerine bıraktı. Kartal o zamanlarda bile peşini bırakmıyor gittiği her yere onunla birlikte gelip yanlız kalmasını engelliyordu. Aslında bunun için sarışın ona minnettardı, Kartal eşi yanlız kaldığında düşünerek kafayı yediği için onu yanlız bırakmayı reddediyordu her defasında.
Zaten düşünmemek için yaptığı en kolay şey alışveriş olduğu için para harcamak Simurun en sevdiği şey haline gelmişti. Çok mutluydu ki kocasının servetleri vardı ve tek bir kuruşunu bile ondan esirgemiyordu.
Bornozu üstündün sıyırıp kiyafetlerine giyinmeye başladığında gözü saate takıldı. Resmen 45 dakikadır banyodaydı ve şimdi sadece bir saati kalmıştı. Daha saçı vardı!!
Pankilememeye çalışarak kifetlerini giyinip hızla saçını yapmaya başlamıştı. Aslında saçını dalgalı yapmak istemişti ama dün Kartal ona saçını kulağının arkasına atınca çok güzel olduğunu söyleyince fikrini değişmeye karar vermışti. Bu yüzden sılak saçlarını havluyla kurulayıp bakım ürünü ve ısı koruyucu krem sürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şımarık (bxb)
RandomSimur çok şımarıktı, ama onun şımarıklığına katlanacak tek bir adam vardı: Kartal Bezgin. Karakterler evliler. Mantık evliliği aşka dönüşüyor.