Davet

40 6 21
                                    

Kocaman salon kapısından içeri girdiklerinde ışıltılı bir ortam vardı. Kartal elini eşinin beline koyarak onu yönlendirdiğinde Simur yavaş adımlarla içeri girmişti.

En son böyle bir manzarayı düğününde gördüğünü hatırlıyordu sarışın. Kendisi beyaz takımlar içerisindeyken aynı şimdi olduğu gibi Kartal onu belinden tutarak düğün salonuna sokmuştu. Ancak şimdi tek farkı o zaman içeri girerken kopan alkış tufanının olmamasıydı.

Her kes kendi halinde birileriyle sohbet ederken bazılarıysa davetin sahibi ile tanışmak için onlar girer girmez yanlarına yönelmişti. Tabi gazeteciler de buna dahildi.

Korumalar gazetecileri tutarken ikiliye doğru gelen birkaç kişiye selam verdi Kartal. Bakışları sarışına dönen adamlara başını sallayıp gülümsediğinde onlar da aynı şekilde karşılık vermişti.

"Hoş geldiniz, Demir bey." diyip adamın birine elini uzattı Kartla. Eşinin belindeki elini çekmeden sol eliyle uzandığı için Demir denen adam hafif bir şaşkınlıkla bir önündeki sol ele, bir de Simurun belindeki eline baktı Kartalın. daha sonra hafif gülümseyip sol elini uzattı ve elini sıktı.

"Çok hoş buldum, Kartal bey. Buraya gelmek benim için büyük bir zevk oldu. Tasarımlarınızı görmek için sabırsızlanıyorum." Samimi bir şekilde konuştuğunda Kartal da adama gülümseyip kafasını salladı.

Adamın bakışları sarışını doğru döndü. "Sizinle de tanıştığıma memnun oldum. Simur bey. Böyle yetenekli bir tasarımcının konuş konuş bitiremediği eşini görmek benim için çok mutlu bir an oldu." elini Simura uzattı gülümseyerek. adamın samimi tavrı sarışının çok hoşuna gitmişti.

"Ben de en az sizin kadar memnun oldum, efendim. İki yetenekli tasarımcıyı aynı anda görmek beni çok memnun etti." diyip bir belini sıkı sıkı tutan kocasına bir de adama baktı gülümseyerek.

"Sizi en önlere bir yerlere alısın arkadaşlar. Görmenizi istediğim daha çok şey var." Kartal eli ile çalışanlara işaret verince Demir de kafasını sallayıp gitmişti.

Siyah gözlerini kollarının arasındakı eşine çevirdi. Onun çok güzel olduğunu düşünmediyi bir anını hatırlamıyordu Kartal. Sarı saçları okyanus gibi gözleriyle yüzü resmen parlıyordu biricik eşinin. Giydiği her şeyin yakışmasından bahsetmiyordu bile.

"Beğendin mi, bebeğim?" Diye sordu bakışları kendisinden birkaç santim daha uzun adama dönen Simura.

"Eh işte, fena değil." Kibirli bir gülümseme takındı. Onun bu hallerine ölen kumraldan habersiz.

"Etrafına bak, güzelim. Bu salonda her şey aylarca konuşulucak kadar güzel. Ama yer yüzünde olmadığı gibi bu salonda da senden güzel hiç bir şey yok." Yüzünü sarışına daha çok yaklaştırmak için biraz eğildi. Elinin altındakı beli daha çok kendinde çekti.

"İşte tam da böyle davran." Onun bu hallerine alışık olan Simur hiç yadırgamadan gülümsedi. "Bırak ta her kes peşimde köpek olduğuna inansın." Elini kaldırıp parmak uçalıyla eşinin yüzüne minik bir tokat attı. Kolları arasından çıkarak ayırıldı. "Lavuboya gideceğim. Uslu ol."

Paçaları yere doğru uzanan bol kumaş pantolonu ayağına dolanmasın diye üsten hafifce yukarı kaldırarak salonun çıkışına doğru yöneldi sarışın, arkasında ona içi giderek bakan kocasını bırakarak .

______________________

Tekrar salona döndüğünde gözlerini etrafta gezdirdi sarışın. Hatrı sayılır bir kalabalık vardı. Açıkcası böyle yerlere pek geldiğini hatırlamıyordu. Tek düze bir hayatı olmuştu sarışının; okul, iş, ev üçlüsünün arasında dönen bir hayat. Pek bir eğlencesi de yoktu hani. Sadece arada fırsat buldukca bazı etkinliklere katılırdı, tabii ki onlar da bu kadar büyük bir organizasyon asla olmamıştı.

Şımarık (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin