Yatağın üzerine dizdiği gömleklere baktı aralarında bu gün aldıkları da vardı. Yarım saattir bu kiyafetlerle aynı odada durmuş Kartalın gelmesini bekliyordu.
Yarın olacak defile için hala bir şeyler seçememişti. Bir çok sosyetenin de olacağı o servet değerindeki takıların olduğu defileye ev sahibi olarak katılıyordu. Ne farkı vardı canım ha kocasının defilesi ha kendi defilesi. Sonuç olarak ordakı herkesten şık kendisi olmalıydı.
Kartal birazdan burda olacağı için şimdiden bir kombin denese iyi olurdu. Elini saten mavi gömleğe atıp havaya kaldırdı. Odanın kısık aydınlatmasında bile parlayan gömleğin omzunun biri düşüktü ve parlayan taşlarla süslenmiş bir askılığı vardı. Bu parçayı vitrinde görür görmez aşık olmuştu, almasa hayatı boyunca pişman olacaktı.
Elindeki gömlekle birlikte odadakı odadan daha büyük olan dolap odasına yöneldi. Evin içli dışlı bir çok yerinide olduğu gibi burayı da kendisi tasarlamış, dekore ettirmişti. Evin en büyük odasını yatak odası yaparken yandaki odayı da yatak odasına katmış, bir sürü dolap yaptırtmıştı.
Kartal bu evin dekarasyonunu ona verirken hiç bir şeye karışmamış, sadece yatak odaları için minik ricalarda bulunmuştu. Simur ise zaten bütün ev benim zevkimle oldu bari adamın yatacağı yer kendi zevki olsun diyerek izin vermişti.
Pekte kötü sayılmazdı en azından onun isteğiyle balkona açılan cam kapımın çarpazında, odanın kenarında bir jakizi yapılmıştı. Ne kadar şimdiye kadar hiç kullanmamış olsalar da onun varlığı bile Simurun kulaklarına kadar kızarmasına sebep oluyordu.
İkinci bir ricasına göre yatağın yan duvarını yatağı tamamen gören bir ayna yaptırmıştı. Simur hala onu ne için yaptırdığını anlamasa da umursamadı.
Mavi gömleğinin altına ona uyumlu siyah kumaş pantolan giydiğinde gömleğin uçlarını pantolunun içine doğru kıvırmıştı. Odanın içindeki aynadan kendisini süzerken sağına soluna dönüyor kendinde bir kusur arıyordu.
Duyduğu kapı sesiyle odadan yavaşça çıktığında ceketini koltuğa atmış, gömleğinin kolunu kıvıran adamla karşılaştı. Kıvırdıkca esmer teni siyah gömleğin altından çıkıp sanki aydınlığa kavuşmuş gibi parlıyordu.
"Bebeğim, nerdesin?" Hala gömleğiyle uğraşırken ona seslenince küçük bir boğaz temizlemesi yaptı.
"Burdayım." Kartalın bakışları duyduğu sesle arkasına döndü. Gözlerini kırpıştırıp karşısındaki eşine baktı hayranlıkla.
Gömleğin açıkta bıraktığı beyaz teni gözlerlerinu kamaştıryordu. Sarı saçlarının bir kısmını kulağının arkasına sıkıştırmış, parlak mavileriyle ona bakıyordu.
Kartal bir kez daha aşık olduğunu hiss etti sarışına. Kalbinin küt küt atmasına engel olamıyordu.
"Simur.." titrek bir nefesle heyecanını gizleyemedi. "Çok güzelsin." Dedi bir adım daha atarak.
Elleri istemsizce öne doğru uzanırken havada kaldı. Simurun böyle yersiz temaslardan hoşlanmadığını biliyordu. Ama bu sefer yersiz değildi dimi?
Sarışın bir adamın hayranlık dolu siyah irzlerine bir de havadaki eline bakarak gözlerini kaçırdı. Dudaklarının üzerinde dilini gezdirip bir adım öne doğru attı.
Kartal onu kabul ettiğini anladığında vakit kaybetmeden parmaklarını eşinin ince beline doladı. Bu temaslar onun nefesini hızlandırırken Simurunsa gözlerini kaçırmasına sebep oluyordu.
Ne kadar aynı odada kalıp, aynı zamanda evli olsalar da Simur Kartala aşık değildi.
Büyük bir karmaşa sayesinde tanışmış, bir ihanet sonucu evlenmişlerdi ve Simurun bu evliliği tek kabul etme sebebi Kartalın onu her şeyden uzak tutmayı başarmasıydı. Bir nevi sığınma yeri, hayat güvencesiydi eşi onun için.
Kartalsa tam tersi saf bir sevgiyle, koşulsuz aşıktı güzeller güzeli eşine. İlk görüşte içini yakan aşkı bu iki yılda hiç dinmemişti ve 7 aylık evlilikleri hayatında yaşadığı en güzel şeylerden biriydi.
Simur uçurumun kenarındayken ona dünyayı ayaklarına sermeyi teklif etmiş, sevgisini görmese bile belki onu koruma, göz yaşlarını silme umuduyla çekip alımıştı korkunç bataklığının içerisinden.
Şimdiyse tek bir lafı ile ayaklarının altına servet serecek kadar bağlıydı ona. Nasıl yapmazdı ki, sarışın onunla aynı yatakta yatıyor, aynı evde kalıyor, aynı havayı soluyordu. Az da olsa böyle zamanlarda ona dokuna biliyordu. Daha ne istesin ki?
"İyi olmuş mu?" Dedi çekingen bir sesle. Siyahlarından ışık saçarak kendisine bakması içinde rahatsız edici bir hiss uyandırıyordu her defasında.
"Peri gibi olmuşsun. Masallarda bile senin kadar güzelini görmedim." Kafasını omzuna yatırıp parmaklarını haraket ettirdi ince belde. Yapa bilseydi çekip bedenini kendininkine yaslardı ama yapamıyordu.
Simur duyduğu kelimelerle alt dudağını ağzının içine yuvarlarken Kartalın gözlerine baktı bir kaç saniye.
"Bekle diğer aldığımı da giyineceğim." Hızlı bir şekilde geri çekilince Kartalın eli havada asılı kalmıştı.
Dudakları yukarı kıvrılırken elini indirdi ve cebine soktu hızlıca. Kafasını sağa sola sallayıp derin bir nefes aldı. "Giyin bakalım."
___________________
"Az koy şu sosu, Kartal. Kilo lamak istemiyorum. Acaba yarına kadar hiç bir şey yemesem mi?" Çatalı tam tabağına bırakacakken.
"Olmaz öyle şey. Ye şimdi bunu, senin kilo aldığın nerde görülmüş, bebeğim. Bak şimdi sen bunu yedikten sonra miden hemen onu öğütmeye başlayacak ve yarına kadar hiç bir şey kalmayacak o minik midende." Kızarmış etin üstüne döktüğü sosun kapağını kapatıp masaya bıraktı.
Simur biraz düşünüp Kartalın haklı olduğu kanaatine gelip önündeki iştah açıcı eti yemeğe başladı.
Nerdeyse 1 saatlik manatonun sonucu yarın ne giyineceğine karar vermiş, ayırıp hazır koymuştu Simur. Şimdiyse geç olmasına rağmen kaçırdıkları akşam yemeğini yiyorlardı.
"Nerde olucak bu defile?" Diye sordu ağzındakı yemeği çiynerken. 6 aydır bu defileye hazırlanan eşi ile gideceği ilk resmi davetti. Gerçi ev sahibi kendisiydi ama yinede ilk kez gidiyordu sonuçta.
"Deniz kenarında bir yalı bağlattım. Her şey hazır bir tek beklemek kaldı." Diyip derin bir nefes aldı Kartal.
Bu defile onun için çok önemliydi. İzlemek için fransadan çok büyük mücehver ustalarını davet etmişti ve en güzeli ise hepsinden geleceklerine dair olumlu yanıt almıştı.
"Çok heyecanlı duruyorsun." Dedi eşinin dalgın gözlerine bakarak.
"Çok. Düşünsene eğer bu davet güzel geçerse artık yurt dışıyla da iş yapma şansımız olucak. İspanyadan bile adamlar geliyor, sevgilim." Elini sarışının masanın üzerindeki eline sardı. Heyecanını gidermeye çalıştı bir süre. İşini çok seviyordu ve tasarım yapmak onun çocukluk hayaliydi. Sevdiği işi yaptığı için çok mutluydu.
"Heyecan yapma, Kartal. Her zaman yaptığın şey. En iyisi sensin zaten." Diyip elini çekti hemen Kartalın elinin altından. Peçeteye uzanıp dudaklarına bulaşan sosu sildi.
Kartal onun bu haraketine bozulsa da sesini çıkramadı. Suç ondaydı, eşinin temas sevmediğini biliyordu sonuçta. Kendine küçük bir küfür edip yemeğine döndü.
Yemeğin geri kalanında Kartalın beyninde eşinin ona söylediği destekleyici kelimeler dönerken hiç biri konuşmadı. Simur için o 'en iyisiydi' ya, artık başka bir şeye gerek yoktu. Bundan sonra her şeyi başara bilirdi.
Bakışları yanında oturan sarışına kaydı bir süre. İştahla yediği yemeğe baktı ve dudaklarında büyük bir gülümseme oluştu. İşini çok seviyordu ama bu hayattaki hiç bir sevgi Simura olan sevgisinin üstüne geçemezdi. Kartal hiç bir şeyi bu kadar çok sevmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şımarık (bxb)
RandomSimur çok şımarıktı, ama onun şımarıklığına katlanacak tek bir adam vardı: Kartal Bezgin. Karakterler evliler. Mantık evliliği aşka dönüşüyor.