•3•

37 6 3
                                    

Finney sabah başında ağrıyla kalkmıştı. Babası dün çok sert vurmuştu ona, aşağı inip sessiz adımlarla suyu kontrol etti ve babası içip bitirmişti. Akşama kadar biraz zor uyanırdı çünkü dünkü nefretle iki tane ilaç atmıştı bardağa Finney. Buruşmuş bir suratla babasına bakıp odadan çıktı, biraz birşeyler atıştırıp yola çıktı, akşam eve gelince izin falan almicaktı. Direk okul çıkışı Robin'lere geçicekti.

Okula geldi ve sınıfa girdi. Onu bekleyen Robin'i görünce içten gülümsedi, Robinde karşılık verdi.
"Günaydın Finn" dedi sakin bir ses tonuyla, ellerini birbirine kenetlemiş bacaklarını uzatmış öyle oturuyordu Robin. Finney Robin'in yanında oturmak için hazırlanırken "günaydın Robin" diye cevap verdi gülerek. Ayaklarını kendine çekti ve masumca oturup Robin'e baktı. Robin'de onu bakıyordu. "Bugün geliyorsun değil mi?" dedi meraklı bir sesle, "evet geliyorum, direk sizin eve geçicez", "baban izin verdi yani?" Finney'in yüzü düşmüştü ve sırtındaki ağrıyı hissetmeye başlamıştı. Robin "ne oldu?" diyip Finney'in sırtına dokundu ve Finney irkildi. Robin elini geri çekip tekrar aynı soruyu sorunca Finn "evet iyiyim" dedi. Robin'e göre bu hiç inandırıcı değildi.

Birkaç dakika sonra her zamanki gibi Vance geldi, çocuklara selam verip kendi yanı boş sıraya oturdu.
"Robin canım sıkılıyor, akşam bize gelsene" Robin dişlerinin arasından nefes alıp Vance'a döndü "Ah üzgünüm amigo, bugün Finn bize geliyor onunla vakit geçireceğim" Vance "aferin size" diye cevap verdi. Finney Vance'a üzülmüştü "Vance neden bizimle gelmiyor?" Robin beklemiyordu Vance'a döndü ve kaşlarını kaldırıp hayır anlamında işaretler yaptı Vance durumu anlayıp "yok yok siz kalın tek başınıza başka zaman ayarlarız artık" Finney kafasını olumlu yönde sallayınca Robin teşekkür edermişçesine bakışlar attı. Vance Robin'in ona borçlu olduğunu belli etmişti Robin gülmüştü.

"Ee Finney" dedi Vance. "Robin'lere gidiyorsun heyecanlı mısın?" Finney donup kalmıştı "evet heyecanlıyım" Vance "tabi oylesindir" dedi. Bıyık altından sırıtıyordu resmen. Robin sus işaretleri yapıp gülmemeye çalışıyordu. Vance da şımarmaya devam ediyordu.

Yarım saat sonra Robin telefonunu eline aldı. "Bak Finn numaramı kaydet acil bişey olursa ararsın" diyip Finney'in telefonunu aldı. Şifresi yoktu telefonun. Rahatça WhatsApp'a girmişti. Finney Robin'nin elinde kendi telefonunu görünce bir duraksadı ama hayır demek için çok geçti.

Robin numarasını yazdığında kendisinin "Tarzan" diye kayıtlı olduğunu gördü, Finney'e döndü ve sadece baktı. Finn çok utanmıştı. Vance da aradan bakıp kahkaha atmamak için adeta kendini sıkıyordu, en sonunda patladı. Finney ne yapacağını bilmiyordu, öyle Robin'e bakıyordu. Vance telefonu açıp kendi numarasını yazınca ortalık daha da komik hale geldi. "Vance (tehlikeli)" diye kaydetmişti. Vance telefonu Robin'nin önüne bırakıp koşarak tuvalete gitti, orda gülecekti.

Robin Finn utanmasın diye çok bişey yapmamaya çalıştı ama başaramadı. Finney'e bakıp güldü, Finney'in de gülmesini istiyordu. En sonunda o da güldü ve ikisi öylece gülmeye başladı. "Sen beni Tarzan diye mi kaydettin?" "Hemen değiştiriyorum çok utanç verici.." Robin Finney'in elinden telefonu aldı "hayır değil çok güzel, bana Tarzan denilmesinden çok hoşlanırım ben" Finney biraz ısrar etti ama Robin değiştirirse küseceğini söyledi, Finn anında sesini kesti.

"Yaa öyle susarsın işte hahahah" Finney kollarını bağladı "çok komik Arellano" Robin Finney'e baktı ve onun saçlarıyla oynamaya başladı. Finn sadece Robin'e bakıyordu. Derin koyu renk gözlerine ve uzun olan saçlarına bakıyordu. Çok güzeldi. Finney için Robin herşeydi. "Finn?" Finney gelen sese irkilip hayallerinden ayrıldı. "Evet?" Robin gülümsedi "seni özlemişim" Finney pamuk gibi olmuştu çok güzel ve özel hissediyordu, ve böyle hissetmesini sadece Robin sağlıyordu. "Bende seni çok özlemişim Robin, hayatımda yaptığım en büyük hataydı seninle konuşmamak, acısını da çok çektim zaten" Robin gülümsedi, "bende çok üzülüyordum, iyi ki bu sınıfa gelmişim" Finney masumca gülüyordu kafasını biraz kenara eğdi "iyi ki geldin, hiç gitme" dedi. Robin çok mutluydu. Sürekli ikisi arasında böyle masum dakikalar geçmesine bayılıyordu Robin.

Vance gelince bütün ciddiyet bozuldu. Finn çok kızgın bakıyordu, bu onun "yeter" bakışıydı. Vance "afedersin Finneycik ama çok komik" dedi ve saçlarını karıştırdı. Finn'in yüzünde tebessüm olmuştu.

Dersler devam etti öğle tenefüsü oldu derken Finn sadece Robin'le onun olduğunu fark etti. Saatler boyu sadece Robin ve kendisi, bu çok güzeldi. Resmen duaları kabul olmuştu. Uzun zaman sonra gerçekten gülüyordu.

Robin çok heyecanlanmıştı, sadece bir ders kalmıştı. Finney onlara gelecekti, onun hakkında çok az şey hatırlıyordu. Bir gün durduk yere Finn onunla konuşmayı kesmişti, nedenini hatırlamıyordu, hatta 4. sınıfın 2. dönemini hiç hatırlamıyordu. Hep zorbalığa uğruyordu Finn, Robin kendini savunmayı hep biliyordu. Ama Finney bu konuda başarılı değildi.

Robin konuşmamasına hala anlam veremiyordu. Vance'da bişeyler biliyordu ama ona anlatmıyordu. Bunu Finney'e sonra soracaktı sadece biraz beklemesi gerekti. Derse geçtiklerinde Finn kafasını sıradan kaldırıldı ve Robin'e baktı "çok az kaldı Robin evde ne yapıcaz?" Robin eliyle bandanasını düzeltti. "Bilmiyorum canımız ne isterse" diyip gülümsedi. Bu Finn'in gülmesine de sebep olmuştu. Hoca gelince Finney başını tekrar sıraya koydu, Robinde onu izliyordu. Bu gece emindi Finney'e soracaktı, onlarda kalmasını istiyordu. Belki gece uyumadan önce sakin bir sohbet edip bir anda konuşmama nedenini sorardı. Robin'nin aklında ne kadar "bilmiyorum" dese de çok şey vardı.

Finney uyuyordu ve ders bitmişti. "Hadi Finney gidiyoruz" Robin Finney'i biraz dürttü, Finney çok derin uyuyordu. "Finn, kalk"Robin'nin sesine Finn uyandı "noluyor" uykulu bir sesle ayağa kalktı "ders bitti mi?" dedi ve sınıfa baktı, sadece Robin'le ikisi vardı. Cevabını daha Robin söylemeden almıştı. "Hadi gidiyoruz ama önce ayılman gerek" "şuan ayığım zaten gidelim" Finney çantasını sırtına taktı. "peki tamam" diyince Finn'le beraber sınıftan çıktılar.

Yolda 3 tane çocukla karşılaştılar, Robin onları sevmiyordu. Birçok kişiye zorbalık yapıyorlardı çünkü. Kızıl saçlı olan Finney'e bakmaya başladı, kendi aralarında gülüştüler ve Robin fark etmişti. Finn hiçbir şey yapmıyor öylece önüne bakıyordu. "Hey Finn dur bi saniye" Robin çocukların yanına gitti. "Bi sıkıntı mı var?, sabahtan beri gülüp duruyorsunuz da merakımdan soruyorum" saçları önüne gelen çocuk "senle işimiz yok, derdimiz onla" Finney'i işaret etmişti çocuk. "Ne derdin var", kızıl saçlı araya atladı "onun gibi nonoşları mahallede istemiyoruz" Robin sinirlenmeye başlıyordu.

Finney'e baktı, konuşma çok uzun sürdü diye korkuyordu. "Nonoş mu dedin sen?" "Evet aynen öyle dedim" Robin artık katlanamıyordu. "Ya sesini kesersin, yada ben seni nonoş etmesini çok iyi bilirim!" Çocuklar sustu, Finn onlara bakıyordu. "Araba çarpıp yere düşen ben değilim" dedi kızıl olan, Robin anlam verememişti dediğine. "Ne diyorsun sen?, ne saçmalıyorsun ne arabası?" "Yazık, hatırlamıyor bile" kızıl saçlı olan arkadaşlarını da alıp yola düştüler. Robin'in kafası çok karışmıştı.

Finney panikle Robin'in yanına gitti "Tanrı aşkına ne konuştunuz o kadar, bana onlar arkadaşım deme sakın." Robin kaşlarını çattı, "hayır tabii ki değil" omuz silkip konuşmaya devam etti. "Araba dediler? kaza dediler? Bu ne demek Finn?" Finney yutkunamamıştı. Ama bir cevap vermek zorundaydı "bilmiyorum Robin, saçmalamışlar işte" Robin kafasını sallayınca Finn'de iç çekip gitmeyi teklif etti. Eve doğru ikisi yol aldı.

Eve gittiklerinde annesi selam vermişti Finney'i görünce elindeki bardağı istemsiz bir şekilde hızla tezgaha koydu. Robin bugün neler oluyor cidden anlamıyordu ama annesi hem telaşlı hemde mutlu gözüküyordu. "querido finney.." (finney hayatım..) Annesi hemen ona sarılmıştı Finn birşey diyemiyordu. "mama estas bien?" (Anne iyi misin?) "Si" (evet)

Finney eşyalarını bırakmak için izin istedi ve mutfağa geçip su içti, nefes almaya çalışıyordu. Robin'le annesi konuştuktan sonra odaya çıkmışlardı. "burası benim odam Finn" Finney üstünü düzeltti "ne kadar da güzelmiş" yatağa oturup Robin'le göz göze geldi, Robin çok şey konuşmak istiyordu ama annesi "birşey sorma o hassas" demişti. Robin'in içi içini yiyordu. Ama Finn'i kırma konusunu aklına bile getiremiyordu bu yüzden susuyordu.

---------------------------- ------------------------------

Bugünlük de bu olsunn, lütfen okuyup oy verin okuyan var ama oy vermiyorsunuz kitabın öne çıkmasını istiyorum:( 💕

Tarzan (Rinney)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin