•7•

40 7 6
                                    

Finney duştan çıktı ve vücudunu kurulmaya başladı. Robin'in verdiği pijamalara baktı. Hepsi çok büyüktü. Gayet normaldi aslında aralarında bir yaş olmasına rağmen Robin sporcuydu kasları vardı bol giyiniyordu. Yatağın üstündeki pijamaları giydi. Saçını havluyla karıştırdı hafif nemli bıraktı ve işini bitirdi. Tam aşağı inecekken masanın üstünde parfüm dikkatini çekti.

Masa buram buram parfüm kokuyordu. Finney merakına yenik düştü ve ortalığı aramaya başladı. Çekmeceyi açtı ve koku daha da arttı. Çekmecenin içi parfüm doluydu. Robin bu yüzden bu kadar güzel ve kalıcı kokuyordu. Parfümleri çok kaliteliydi. Hepsini sırayla kokladı ve en beğendiğini unutup sıktı. "eyvah dolabını karıştırdığımı anlayacak!" Finney ne yapacak diye düşünüyordu ki aşağıdan Robin seslendi. "Finney! Kahveler hazır hadi"

"Geliyorum Robin!" Aşağı inmekten başka çaresi yoktu. Yavaş yavaş merdivenleri indi ve Robin'e baktı. Gülerek kahveleri koyuyordu. Kızmaz ya diye düşündü ve yanına gitti

"Hoşgeldin Finn" Robin yavaştan kokuyu almaya başladı ama sesini çıkarmadı. "Hoşbulduk Robin, kıyafetler çok güzel teşekkür ederim" "Rica ederim yeter ki rahat et" Finney hafifçe gülümsedi ve arkasını döndü. Gitmek istedi. Robin hiçbirşey dememişti ama anladığı belliydi o yüzden işler yolundan çıkmadan açıklama yapmak istedi.

Finney Robine döndü. "Robin ben" Robin kaşını çattı. "Sorun ne Finn?"
"Özür dilerim" "neden?" Finney iç çekti. "Masa o kadar çok parfüm kokuyordu ki hipnoz oldum. Ve çekmeceyi açtım. Üstüne bir de sıktım.. Bu çok ayıp bişey özür dilerim" Robin gülmeye başladı. "Ahahahah Finn sen ciddi misin?" "Evet biliyorum çok komik rezil bir durum-" Robin Finney'i susturdu. "Ne hayır asla, saçmalama birşeyi yapmak için illa izin istemen gerekmiyor. Yani bu evdeysen asla izin isteme istediğini yap" Finney'in içi rahatlamıştı. "Olsun olmaz öyle şey." "Olur olur, bu arada baya zevklisin ha"

Finney ona bol gelen tişörtünü düzeltirken Robine anlamsız bakıyordu. "Nasıl yani?" Robin Finn'e yaklaştı ve yakasını kokladı. "Sıla sıka aralarından en pahalı olan imzalı Fransız parfümümü sıkmışsın. Ben bile istesem böyle seçemem." Finney dona kalmıştı. Robine olan hisleri kesinlikle katiyen geri dönmüştü. Ve şuan sanki kalbi atmıyordu. Robin devamlı Finney'i kokluyor ve gülüyordu. Finney sadece duruyordu. "Ciddi misin sen" diyebildi sadece.

Robin yan dudak sırıttı. "Evet çok ciddiyim. Onu kullanmaya kıyamıyorum ilk aldığım gibi duruyor. Sadece bir fıs sıkmıştım ama sen 2 fıs yaptın. Hatta sanırım 5 6, değil mi Finneycik?" Finney çok utanmıştı gerçekten o kadar fazla sıkmıştı parfümü ve Robin onu kullanmıyormuş bile. Eline aldığında zaten ağırlığını hissetmişti. Keşke sıkmasaydı. "Off şuan daha kötü oldum Robin" Robin garipsedi. "Hayır hayır rahatsız ol diye söylemiyorum, diyorum ki parfümü sıkmaya kıyamıyordum. İlk aldığımda kokusuna bakmak için sıktım, ve aklımda kalmıştı. Şuan şanslıyım ki buram buram Fransız parfümünden kokuyorsun. Yani gün boyu seni böyle koklayabilirim Finn"

Finney kızarmıştı. "Benim için sorun yok" dedi. Robin'in sırıtışı arttı ve mutfağa geri döndü. Finney nefes alabilmişti. "Of az kala ölecektim" Robin gelmeden Finney oturma odasına geçti. Robin burayı çok güzel yapmıştı. Odada yine kendi odasında ki gibi sarı hafif bir ışık vardı. Ortamı sıcaklatıyordu. Battaniye koymuştu ve Netflix açıktı. Robin elinde kahvelerle Finn'in yanına geldi.

"Hadi geç bakalım içeri" "çok güzel olmuş Robin" "beğenmene sevindim" ikisi birlikte koltuğa oturdu ve Finney atıştırmalık poşetini çıkardı. Bir Robine bir kendisine çikolata çıkardı. Bu çikolatayı çok beğenmişti ve Robin'in de favorisi olduğunu öğrendi. "Ee ne izliyoruz" dedi Robin. Finney Netflixte gezmeye başladı. "as bak bu güzele benziyor" Robin filme baktı "Labirent mi?" Finney Robin'e döndü. "Eveet" "iyi aç bakalım güzele benziyor.

Uzun uzun filmi izlediler. İkiside çok beğenmişti. Robin arada Finney'e dönüp gülüyordu, ve onu kokluyordu. Çok masum ve sıcak bir ortam vardı orda. Birkaç dakika sonra annesi geldi ve Robin'i Finney'i koklarken gördü. Robin gözlerini kapatmış Finn'e odaklanmıştı bu yüzden annesini görmemişti. Finney annesini fark edince Robin'i uzaklaştırdı ve Robin ne olduğunu anlamak için gözünü açınca annesini onları izlerken gördü.

"Mama no es lo que parece" (anne göründüğü gibi değil) Annesi şaşırdı. "Qué paso, cariño? No es lo que parece?" (Ne oldu yavrum, ne göründüğü gibi değil?) Robin kaşını çattı. "Yo simplemente.. no importa. Bienvenido." (Ben sadece.. önemli değil. Hoş geldin.) Annesi gülümsedi. "Doy la bienvenida" (hoşbuldum)

Finney biraz utanmıştı açıkçası. Annesi herşeyi biliyordu zaten ona ayrı utanıyordu. Robin Finn'e baktı ve gülmeye başladı. "sus Robin rezil olduk kadına" "hahhaha umrumda değil hala koklamak istiyorum" Robin gülüp Finn'in üstüne yüklendi ve sırt üstü yatırdı. İkisi birlikte gülmeye başladı ve susmadılar. Robin Finn'in ellerini kenetledi ve hareketsiz kalmasını sağladı. Finney ne kadar gülse de içi içini yiyordu. Robin Finney'i bir güzel koklamaya başladı. Finn'in vücudu uyuşmuştu. Neredeyse inleyecekti. Robin durumu fark edince geri çekildi ve hiçbirşey anlamamış gibi gülmeye devam etti.

"Ooofff deliricem Finney" Finney ayağa kalktı. "Senin yüzünden bende Robin." Filmi çok kaçırdıklarını fark edince kapattılar ve Vance'ı aradılar. "Ne var lan" Robin gülümsedi. "naber amigo" "bilmem sen?" "Valla ben mutluyum, bize gelsene" Vance alayla sırıttı. "Vaay eve davet edildim çok şükür?" Robin'de gülmeye başladı. "evet yatağa atıcam seni o yüzden, hadi uzatma gel hadi" "okuldayım salak, yatağa atmanı bende isterim ama önce kaçmam gerek" "tamam bekliyoruz seni sende o iş" "tamamdır kapa" "hahaha tamam"

"Her zamanki Vance işte" Finney güldü. "evet anlıyorum Vance (tehlikeli)" Robin kahkaha atmaya başlamıştı. Yine isimler aklına gelmişti şimdi yarım saat Tarzan'la ona gülecekti. "Off Finn beni öldüreceksin" Finney gözlerini büyüttü "öyle cümle kurma travmam var ahhahah" Robin de gülmüştü ama zorla, biraz ciddi bir durumdu komik gelmemişti ama yine de gülmüştü. İkisi birlikte koltuğa oturdu ve konuşmaya başladılar. Tam bir saat dolacaktı li kapı çaldı. Finney koşarak kapıyı açtı ve gelen kişi Vance'tı.
"Hoşgeldin Vance" "Finneycik? Senin ne işin var burda?" Finney masumca gülümsedi "Robin anlatır" Robin içerden bağırdı. "Gel amigo!" "Tamam geliyorum" Finney ve Vance içeri geçti.

----------------------------- -----------------------------

Bu kadardııı iyi geceleer 🙈💕

Tarzan (Rinney)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin