Robin arkalarından kapıyı kilitledi ve Finn'e bakmaya başladı "Finn" dedi. "Efendim Robin" Robin Finney'in yanına oturdu. "Bak biz dostuz, ve senden öğrenmek istediğim şeyler var" Finney kaşlarını çattı "ne öğrenmek istiyorsun?" Robin iç çekti. "Annem de Vance'da çok tuhaf davranıyor seni görünce, zorba çocuklar da birşeyler dediler. Anlam veremiyorum seni görünce neden birisi birşey deme gereği duyuyor?" Finney yutkundu Robin'e şuan bişey anlatmak istemiyordu.
Finney ellerini birleştirip konuşmaya başladı. "Bak Robin açıklayacağım çok şey var ama şuan hazır değilim, o zorbaları boşver onların amacı insanları kışkırtmak da annenin surat ifadesini gördün yani durumun ciddiyetini anlayabilirsin bence, yeri gelicek ve sana anlatıcam ama şuan değil tamam mı?" Robin kafa salladı. Onu anlıyordu tabi ki her ne olduysa herkes biliyordu ve herkes çok duygusal davranıyordu.
Robin "ben seni asla yargılamam Finney istediğin zaman gel anlat, ve ayrıca şunu unutma ki neler olduğunu çok merak ediyorum."
Finney anladım şeklinde kafasını salladı, Robin daha fazla uzatmadı ve biraz sohbet etmeye başladılar. Sakin ve güzel bir gün olarak geçiyordu, Finney eve gitmek istemediğini söyleyince Robin annesine Terence amcayı arattırdı. İlaç etkisiyle izin vermişti tabi ki, Finney bu gece Robin'lerdeydi.
Robin yatakta ayaklandı "hadi birşeyler yapalım" Finney saçını düzeltti "ne yapıcaz?" Robin etrafı araştırmaya başladı. "Resim çizelim" dedi Finney. "Sen mankenim ol ben seni çizeyim." Robin çok şaşırmıştı "yani sen cidden beni mi çiziceksin?" "Evet" dedi Finney gülerek. Robin kafasını salladı ve sandalyede poz vermeye çalıştı ama aklına pek birşey gelmedi, gelse de Finney beğenmiyordu. En sonunda Finn ayağa kalktı "bak ver elini bana, bu elin böyle kalsın, bacaklarını aç, kafanı da geri ey, heh oldu" Finney Robin'in heryerine dokunup onu şekle sokmayı başarmıştı. Robin öyle kaldı ve Finn çizime başladı.
"Kıpırdama Robby" diyip saçlarını elinde kalemle geri itti. "afedersin Finney" dedi Robin ve kıkırdadı. "Neye gülüyorsun sen öyle?" Robin gülmeyi kesti. "Şuan sana mankenlik yapıyorum, bu çok komik" Finney bıyık altından güldü "çok da güzel manken olur senden, baya yakışıklısın" bu cümle Robin'in çok hoşuna gitmişti ki sırıtmaya başlamıştı. Finney çizime daldığı için ne dediğini sonradan anlamıştı ve direk kızarmıştı, çok utanıyordu. "Sende hemen kızarıyorsun Finney" Robin sırıtmasını kesmeden konuşuyordu. "Ama napayım, söylememem gerekti" "neden ki?" diyip saçlarını geri savurdu. "İşte bir bildiğim var ki öyle söylüyorum Robin" "peki sen bilirsin" Robin'in sakin konuşması ve herşeye olumlu yanıt vermesi Finney için mükemmel bir şeydi. İyi ki anlayışlı bir arkadaşı vardı.
Finney "bitti" diyerek gülmeye başladı. Robin ayaklanıp hemen resme bakmak istedi. "Hadi ver çok merak ediyorum Finn!" "Ahahaha tamam al al" Finney resmi Robin'e verdi. Resim şahaneydi, Robin'in ağzı açık kalmıştı. "Çok güzel çizmişsin... Hayran kaldım Finney.." "beğenmene sevindim" dedi.
(Bu fotoğrafı çizdiğini düşünün)
Robin resime resim Robin'e bakıyordu resmen, çok beğenmişti "bu bende kalsın nolur" dedi Robin. "Neden soruyorsun tabi ki kalsın" Finney çok mutlu olmuştu Robin'i öyle görünce. "Of keşke bende böyle çizebilsem" Finney koltuğa oturdu "karakalem mi?" dedi. "Hayır" dedi iç çekip. "Karakalem de çok güzel ama ben daha çok nude art severim" Finney donuk bir suratla Robin'e baka kaldı. "Güzelmiş evet" Robin "hiç çizdin mi?" dedi. "Hayır çizmedim, gerçek model olsa daha güzel olur" dedi Finney. "Neden ki? Google da bir sürü var çıplak vücut" Finney kafa salladı. "Evet ama sonuç olarak yeni vücut yeni resim demek yani Google da olanlar zaten biri tarafından çizilmiş ve her vücuda ait sadece bir tane resim var, yani yeni insan yeni nude art demek." Robin düşünmeye başladı. "Kolay örnek vereyim Robin" Finney ayaklandı. "Senin nude fotoğrafın hiç bir yerde yok değil mi?" Robin kaşlarını çattı "evet" Finney "he işte şimdi seni nude çizersem sadece ben çizmiş olucam, bu benim eserim olucak. Çünkü seni başka biri çizmedi. Anladın mı yeni eser" "he Eveet şimdi anladım" Gülümsedi "yani çizersen ben senin eserin olucam" Finney de güldü "evet çizseydim öyle olmuş olurdu"
Robin Finney'in eskiz defterini istedi ama Finney vermedi. "hadi ama Finn bakmak istiyorum" "ama olmaz Robin" Finney defterle odada koşmaya başladı, Robin'de onu sıkıştırmak için çabalıyordu. Bir kaç tur attıktan sonra Robin'in annesi çağırdı. İkisi beraber aşağı inip yemek masasına oturdular. Finney " çok yordun beni be Robin" Robin gülmeye başladı "ağlama şimdi yemek yiyince kendine gelirsin"
Robin'in annesi ikisini izliyordu, geçmişte olan olayları çok iyi hatırlıyordu. Olan olayların bir çoğu Robin yüzündendi, ama annesi söylemeyecekti. Finney'in hala Robin'le konuşması çok büyük merhametti. Kendisi olsa asla konuşmazdı diye geçirdi aklından.
"Ee Finney" Finn ağzı dolu kafasını kaldırdı. "Efendim" dedi. "Hayat nasıl gidiyor, iyi misin?" Finney gülümsedi "evet çok iyiyim" dedi. Robin'in annesi gülümsedi. "Siz nasılsınız peki?" Robin'in annesi tabağında ki yemekle oynamaya başladı "çok mutluyum" dedi. Finney uzunca gülümsedi. Robin'de öyle onlara bakıyordu, yemek bittikten sonra masadan kalktılar ve geri odaya çıktılar. Robin'in annesi tatlı yapmıştı çocukların odasına çıkarıyordu."Bien hecho mamá" (eline sağlık anne) annesi gülümsedi. "Disfrute de su comida" (afiyet olsun) diyip odadan çıktı. "Annenin tatlılarına bayılıyorum ya" Robin kaşlarını çattı. "ne zaman yedin?" "Baya küçükken meğerse tadı damağımda kalmış" Robin tatlıdan bi çatal daha aldı. "O zaman anneme söyliyim her gün senin için farklı farklı şeyler denesin" Finney masumca gülümsemişti, Robin mükemmel biriydi.
Robin ve Finney yapıcak başka birşey arıyordu, en sonunda film açtılar ama evde atıştırmalık yoktu. Hazırlanıp markete çıktılar. "Ama Robin benim bisikletim evde kaldı" Robin masumca ona bakan Finney'e döndü. "Arkama geç" dedi özgüvenli bir sesle. Finney ona denileni yaptı ve iki genç markete doğru yola koyuldu. Markette Finney ağzını bile açmıyordu. "Hadi Finney bişeyler seç" "ne seçeceğim ki?" Robin Finn'e baktı "markette alışveriş yapıyoruz işte" dedi Robin. Haberi yoktu ki Finney nerdeyse birçok şeyin tadını bilmiyordu. Babası ne kadar parası olsa da Gwen'le istediklerini almıyordu.
Finney iç çekti "Babam genelde kendisi alışveriş yapar, sen istediğini al Robin" Robin'in içi acımıştı, durumu anlamıştı ve boğazı düğümlendiği için susup Finn'e bakıyordu. "Tamam sen etrafa bak, neleri seversin yada neyin paketini beğendin oku ve al Finney" "çok uzun sürer Robin" finney ağlamaklı konuşuyordu. Robin elini Finn'in omzuna koydu gözlerinin içine baktı. "Ben beklerim seni"
Tam tamına 1.30 saat markette kalmışlardı, Finney neye bakarsa Robin sepete koyuyordu. Finn almamakla ısrar ediyordu ama Robin dinlemiyordu. "Robin onları sadece okuyorum ben sen al diye şey yapmıyorum çok fazla şey aldın" Robin hiç birşey yapmıyormuş gibi etrafa bakarak konuştu. "Her baktığını alıyorum demek ki dikkatini çekti Finn, şimdi sus bakmaya devam et" Finney gülümsedi "emredersin" Robin'in hoşuna gitmişti "tabi ederim" ikisi birlikte gülmeye başladı. Hesap çok fazla tutmuştu ama Robin için sorun değildi, neredeyse yarı parasını markete harcamıştı, fiyatlarını asla umursamıyordu. İki genç marketten çıktı.
"Çok sağol Robin, gerçek baba gibisin"
Finney yüzünde büyük mutlulukla Robin'e sarıldı. Robin hiç bu kadar mutlu olmamıştı. Finn'in bu halini görmek için her şeyini verirdi. "Sen iste yeterki Finn" Robin geri sarıldı "bir gün Gwen'le de gelelim" Finney kafasını salladı. Birlikte bisiklete binip eve doğru yol aldılar.----------------------------- -----------------------------
Bu bölümde böyle olsun bakalım💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarzan (Rinney)
Fiksi PenggemarLisede zorbalığa uğrayan Finney Blake ve ilkokul aşkı Robin Arellano aynı sınıfa düşerse en fazla neler olur?