İki genç birlikte dolu poşetlerle eve gitti. Annesi telaşla yanlarına geldi. Robin gülümsemişti. "Has estado fuera durante horas y te estás riendo delante de mí!" (Saatlerdir ortada yoksun ve karşımda gülüyor musun!) "mama-" Finney araya atıldı. "Hepsi benim suçumdu" "ne demek istiyorsun Finn?" Finney iç çekti. "Ben markette herşeyin arkasını okudum da, ona göre alışveriş yaptım, Robin'de meğersem dokunduğum herşeyi alıyormuş. Kasada fark ettim geri bırak dedim ama bırakmadı" Robin annesine bakıp kaşlarını kaldırdı. "Tamam tamam sorun yok sadece keşke arayıp haber verseydiniz. Gece gece çok korktum" İki genç onayladı"haklısınız evet zamanın nasıl geçtiğini anlamadık" "tamam hadi odanıza çıkın" Annesi poşete bakmaya başladı "Dios nos bendiga!" (Tanrım sen bizi kutsa!)
Robin ve Finney gülüp yukarı doğru koşmaya başladılar, odaya girdiklerinde filmin açık ve durdurulmuş halde olduğunu gördüler. Finney istediği atıştırmalıkları alıp açtı. Hepsinin tadına baktı, Robin'de onu izliyordu. Finney ne yediği hakkında hiçbir fikri yoktu ama çok güzeldi. Robin hem üzgün hemde çok mutluydu.
Finney Robin'e baktı "bunlardan Gwen'e de götüreceğim" Robin saçını savurdu "hayır bunlar senin" dedi. Finney "ama burda çok atıştırmalık var Robin-" "hayır dedim Finn" Finney sustu "ben Gwen'le de gideceğim, sen rahat ol ve istediğini ye" Finney kafa salladı "peki Robin"
Robin Finn'in söz dinlemesini çok seviyordu, nedense üstün hissediyordu "peki Robin" ahh bu cümle çok güzeldi. "Robin?" Robin kendine geldi "ha, ne?" "Dalmışsın, hadi filmi açalım ne dersin?" Robin doğruldu. "Olur derim" Finney gülüp filmi açtı. İkisi birlikte izlemeye başladı, film gayet güzeldi. Ama Finney çok yorgundu, birde yaraları acıyordu. Finney Robin'in omzuna düştü. Robin biraz durduktan sonra Finney'in saçını okşamaya başladı, filmi durdurdu ve sadece o ana odaklanmak istedi.
Yaklaşık 5 dakika kadar saçını okşadıktan sonra Finney'i yatağa götürmek için kucağına aldı. Finn acıdan hafif inlemişti. "Noldu Finney, incittim mi yoksa?" Finney uykunun tam ortasındaydı bu yüzden sersemlik vardı. "Sen incitmedin" Robin garipsemişti. "Kim incitti?" Finney iç çekti. "Acımadan beni her gece dövüyor" Robin Finney'i yatağa bıraktı "Robin canım acıyor.."
Robin Finn'in uykulu olduğunu görüyordu, umarım uyku sersemliliğinden dolayı böyle şeyler söylüyordur. "Finney bak anlamıyorum tam olarak neren acıyor?" Finney durdu. "Heryerim.."
Robin Finn'in sırtına odaklandı, dokunduğunda da onu yatağa koyduğunda da acıdan inlemişti. Finn'i yüz üstü yatırıp sırtını açtı ki gördüğü şey çok kötüydü. Babası Finney'i feci şekilde her geçen gün dövüyordu belli ki. Daha eski yaralar iyileşmeden günbegün yenisi ekleniyor, bir de üstüne okulda dövülüp sözel zorbalığa uğruyordu.
Robin'in içi acımıştı. Bu yüzden biri Finn'le temasa geçtiğinde yüzünü buruşturuyordu. Oysaki Robin sarıldığı kişilerden iğrendiğini, o yüzden yüzünü buruşturduğunu sanıyordu. Ama belliydi zaten Finn öyle biri değildi. İki yüzlü değildi. Masum bir çocuktu ve sevgi görmemişti...
"Seni iyileştirebilirim Finn" Finney tebessüm etti. "Her zaman ki gibi" Finney uykuya dalmıştı. Yorgundu ve yaraların acısı da ağır geliyordu. Robin bu durumdan yararlanarak bir güzel masajla krem sürdü. Finn uyku arasında bazen gülüyordu. Masajı hissediyordu ve yaralarına kremle iyi geliyordu. "Sen yeter ki iyi ol Finn"
Robin masajı bitirince annesinin yanına indi. İnmeden önce flaşla Finn'in sırtını çekmişti. Parlak parlak yeşil ve mor renkler, arada da kırmızı çizikler resimde çok net gözüküyordu. Robin mutfakta annesinin yanına oturdu. "Mama" annesi foto çekmekle meşguldü. "Hm?" "Necesito decirte algo importante sobre Finn." (Sana Finn hakkında önemli birşey demem gerek) Annesi biraz da olsa paniklemişti. "Qué es eso?" (Nedir o?) Robin iç çekti ve saçlarını düzeltti. Daha sonra fotoğrafı annesine gösterdi. "Dios mío!" (Aman Allahım!) Robin'in annesi çok kötü olmuştu. "Es este Finn? (Bu Finn mi?) Robin kafasını eğdi. "Si"
İkisi birlikte Finn hakkında konuşmaya başladılar. Ne yapacaklarını düşünüyorlardı. Finney'i eve geri göndermek istemiyordu Robin. Yine okulda hep uyuyacaktı. Ağrıdan dersi dinleyemeyecekti. Annesi biraz daha izin almak için Terence'i aradı ve telefonu Gwen açtı. "Gwen?" "Merhaba hanım efendi" "Canım ben Robin'in annesiyim de, baban ne durumda söyler misin?" "Gayet iyi neden?" Robin annesine herşeyi söylemesi için onay verdi.
"Bizim herşeyden haberimiz var, Finney'in sırtına acil tedavi gerek yoksa çürükler başlar. iyileşene kadar bizde kalacak, seninde gelmeni istiyorum." Gwen iç çekti "Bende bir sıkıntı yok, kardeşime iyi bakın yeter. Babam bana dokunmuyor, ve zaten izin vermiyorum neredeyse ilacından 5 kutu daha aldım, doktor iyileşmesi için her yediği şeye koymamı söyledi. Bende öyle yapıyorum. Bu aralar çok sakin. Merak etmeyin. Ve teşekkür ederim" annesi gülümsedi "her zaman yanınızdayım hayatım" Gwen gülümsedi. "Biliyorum tekrardan sağolun" Telefon kapanmadan önce Robin de seslendi. "Nos vemos gwen!" (Görüşürüz Gwen!) "Ahahahah nos vemos Robby" annesi telefonu kapattı.
"Vas hacia Finn y lo abrazas fuerte. Bésalo, ámalo. Esto será bueno para él." (Finn'in yanına gidip ona sımsıkı sarıl. Onu öp, onu sev. Bu onun için iyi olacaktır.) "Está bien madre" (tamam anne) Robin annesinin dediği gibi yaptı. Finney çok rahat uyuyordu, gece lambasını açıp oda ışığını kapattı. Ortamda sıcak sarı renkler ve yumuşak bir hava vardı. Çok konforluydu. Robin Finney'in yanına sokuldu. Onu kendine çekti. Yavaş ve nazik bir şekilde belinden tuttu onu. Finn sesini bile çıkarmamıştı. Robin gülümsemişti. Finney'i göğsüne çekmişti. Belini kavramıştı. Sımsıkı sarılıyordu ona. Finney kafasını Robin'in göğsüne gömmüştü. Kafasını kaldırıp Robin'in boynunun hizasına geldi. Robin başını eğdi ve Finn'e baktı. Finn'in burnu onun boynundaydı. Birbirilerine yapışık yatıyorlardı ve yüzleri çok yakındı.
Robin anlam veremiyordu. İyice Finn'i inceledi ve babasının ne kadar iğrenç bir insan olduğunu düşündü. Böyle tatlı bir çocuğu nasıl dövüyordu. Bir de kendi oğluydu. Finn'in acı çekmesini asla istemiyordu. O eve dönmesine izin verecek durumda değildi, Finn'i sahiplenmişti resmen. Onu koruyacağına yemin etmişti. Robin biraz daha Finney'i sevdikten sonra ona sarılarak uykuya daldı. İki genç yapışık ve sarmaş dolaş şekilde uyuyordu. İkisi birbirine ilaç gibiydi. Çok güzeldi.
----------------------------- -----------------------------
Bölüm sonuu💕
İyi geceler🥱
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarzan (Rinney)
FanfictionLisede zorbalığa uğrayan Finney Blake ve ilkokul aşkı Robin Arellano aynı sınıfa düşerse en fazla neler olur?