Sabah olunca Finney yavaş yavaş uyandı, bir süreliğine gözünü açamadı. Başı çok dönüyordu, ve burnu kaşınıyordu. Birşey değip duruyordu sürekli, yumuşak bir kumaştı. Hafifçe kafasını kaldırdı ve yukarı baktı. Robin kaşlarını çatmış uyuyordu. Finney biraz Robin'e baktıktan sonra kendine geldi ve Robin'den kendini kurtarmaya çalıştı. Ama Robin bırakmadı. "Robin bırak beni" Robin kollarını iyice Finn'e sarmış uyuyordu. "hmm" uykulu bir sesle konuştu ve Finney'in gitmesine izin vermedi. "Finney kıpırdamayı kes"
Finney emri almıştı. Robin söylediği şeyin farkına vardı. "Özür dilerim Finn" "yok biliyorum sorun değil" "iyi iyi hadi uyumaya devam et" Robin hala aynı şekilde Finney'i tutuyordu. Finn geri çekilir sanmıştı ama Robin'den tek bir hareket bile yoktu. "Robin okul ne olucak?" Robin iç çekti. "Gitmicez" Finney şaşırmıştı "ama Robin-" Finney'in susmayacağı belliydi Robin kafasını eğip gözlerini açtı ve Finney'e baktı. Finney susup Robin'e bakıyordu. "Gitmicez dediysem gitmicez Finn. Şimdi kafanı koy ve uyu dinlenmen gerek."
Finney çaresiz olarak uyumak zorunda kalmıştı ama Robin neyden bahsediyordu bilmiyordu. Dinlenmesi gerekmiyordu sadece alt tarafı çikolatayı fazla kaçırmıştı. Robin'e neler oldu bilmiyordu.
Saat baya geçmişti Finney kendini Robin'den kurtarabilmişti sonunda, sanırım sarmaş dolaş yatmaktan içi daralmıştı ki kolunu ve bacaklarını açıp önce güzel bir esnedi daha sonrasında Finney'i ittirmeye başladı. "Keyfe bak daha az önce bırakmıyordun beni" Finney mırıldanıp ayağa kalktı ve Robin'in odasında ki lavaboya girdi. Biraz su tuttu yüzüne, dolaplarda ilaç var mı diye kontrol etmek istedi. Eline bir fotoğraf düştü.
İlkokul mezun fotoğrafıydı bu. Aynı fotoğraf Finney'de de vardı. Sınıfça çekilen fotoğrafı iki gençte saklıyormuş meğerse ama aradaki tek fark Finney'in elinde olan mezun fotoğrafında herkesin yüzünün olmasıydı. Robinde olan fotoda sadece kendisinin ve Robin'in suratının olduğunu gördü, diğerleri bıçak gibi birşeyle oyulmuştu. Finney biraz bakıp dolaba geri koydu saçını başını düzeltti ve kapıyı açtığında karşısında Robin'i buldu. Uzun saçları ve sert kurt bakışıyla Finn'e bakıyordu. Finney yerinden sıçradı. "Ay! Robin korktum"
"Afedersin" dedi Robin. Karışmış uzun saçlarını geriye attı ve Finney'i süzdü. "Daha iyi misin Finn?" Finney başını kaldırdı. "Ah evet çok iyiyim de-" "ağrın sızıntın falan var mı?" "Hayır yok ama-" Robin kaşını çattı "haberin olsun uzun bir süre burdasın" Finney garipsemişti "ne neden?" "Öyle olması gerek de o yüzden"
Robin aşağı inmek için odadan çıkmıştı, Finney neler oluyor bir türlü anlamıyordu. O da Robin'in peşinden aşağı indi. Robin mutfakta kahvaltı hazırlamak için bir şeyler bakıyordu. "Sen mi yapacaksın?" "Evet beğenmediniz mi?" Finney gülümsedi "Hayır tabi ki beğendim" Robin sırıttı "usta olduğum çok şey vardır" "Yaa tabi" dedi Finn, iki genç birlikte gülmeye başladı.
"Ee neler yapmayı planlıyorsunuz Şef Roby?" Robin düşündü "hmm" gülümseyip Finn'e bakmaya başladı. "Şu dünyadaki en tatlı insan ne isterse onu yapıcam" Finney durdu. "Onu nerden bulacaksın şimdi" Robin beline önlük bağladı. "E sen ne istiyorsun?" Finney'e jeton sonradan düştü "Yaa Robin.." kahkaha atmaya başladı. "Salak hiç beklemiyordum" Robinde gülmeye başladı. "Ee ne yemek istersiniz efendim" "elinden en güzel ne gelirse onu" Robin saçlarını bağlayıp Finney'e yaklaştı. "ama bu bir cevap sayılmaz"
"Ama ne seçicem bilmiyorum ki" Robin'in aklına çok sonradan geldi herşey, daha önce böyle yemek seçmemişti. Önüne ne geldiyse oydu. "Bak ben sana tarifleri gösteriyim, sen bak beğendiğini göster bana" "olurr"
Finney tariflerin hepsini okuyordu. İçlerinde ne var ne yok baktı ve en sonunda kruvasanlı sandviçleri beğendi. "Ay Robin bu çok güzelmiş" Robin üstünü düzeltip Finney'in yanına gitti ve tarife baktı. Kruvasanlar için hamur açıp içine Finn ne isterse dolduracaktı o kadar. Finn için hemen yapmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tarzan (Rinney)
Fiksi PenggemarLisede zorbalığa uğrayan Finney Blake ve ilkokul aşkı Robin Arellano aynı sınıfa düşerse en fazla neler olur?