"Gerçekler."
"Of, seninle tartışmayacağım. Ayrıca gözüme girmek için bana iyi davranma."
"Gözüne girmek isteyen kim?"
"Sen."
"Ben?"
"Evet!"
"Öyle diyorsan, öyle olsun."
"Demiyorum öyle."
"Uzatmayalım. Acıkmıştın hadi yedireyim sana." derken elindeki çatalı omlete batırdı. Ağızıma getirirken kafamı geri çektim. "Ben omlet sevmem." dememle gözlerini devirdi. "O zaman sevdiğin bir şeyler hazırlayalım." ayağa kalkmamı istercesine bacağını salladı. "Yürüyemiyorum." bacaklarımdan tutarak sandalyeden kalktı. Beni tezgaha oturttu.
"En sevdiğin yemek ne?"
"Pankek yapmayı sevmem ama yemeyi severim." dememle küçük bir kahkaha patlattı. "Ne gülüyorsun ya çok mu komiğim?" diye sordum. "Hayır, komik değilsin aksine çok tatlısın." dedikten sonra yanağıma bir öpücük bıraktı. Ardından malzemeleri çıkarıp yapmaya başladı.
O kadar yakışıklıydıki sanki bunları o değilde başkası yapmıştı. Sanki yaşananlar gerçek değildi ben rüyadan uyanıcakmışım gibi hissediyorum. Ama hepsi palavra. Rüya olsun. Herşey yalan olsun. Ben eski hayatımda olayım. Bunların hepsi oyun olsun.
Alt tarafına giren sancı ile karnımı tuttum. Dün yaşadıklarım hakkında tek kelime etmek istemiyordum.
"Hâlâ mı acıyor?"
"Evet. Ne kadar sertsen. Hayır yani o kadar sert olmak zorundamıydın?"
"Bu benim en yumuşak halim güzel omega."
"En sert halini düşünmek istemiyorum." dememle gözünü kırptı.
"İstersen gösterebilirim."
"Yok, bir süre daha almayayım."
"Bakarız ona." derken pankek makinesinden -adını bilmiyorum- koyduğu pankekleri olmuş bir şekilde çıkardı. Tabaklara koydu ve masaya yerleştirdi. Beni almak için geri yanıma geldi. Kucağına alarak sandalyeye oturdu benide kucağında sabitledi.
Dün gece yaşananlar geldi aklıma. Abim ve ailem mühürlendiğimizi fark edince veya söylediğimizde hakkımızda ne düşüneceklerdi bilmiyorum. Abim bana onunla konuşma ona yaklaşma demişti. Fakat ben ne yaptım, ilk gecemizde onunla seviştim ve mühürlendim. Abim belkide haklıydı. Hyunjin bana ne kadar iyi, ne kadar kötü davranacağını bilmiyordum. Ama kalbimi dinlemeliydim. Ya da beynimi. Bunu zamanla öğrenecektim. Öğrenecektik.
"Güzelim hadi yesene yoksa ben yediririm." güzelim dedii. Güzelim dedii. "Yok, böyle olmayacak ben yediricem sana." gözlerimle çikolata sosunu aradım. Yoktu. "Çikolata sosu nerde?"
"Dolaptaydı. Dur ben getireyim." ellerimle ayağa kalkmasını engelledim. Kendim kalkarak çikolata sosunun olduğu yere doğru ilerledim. Dolanı açarak uzanmaya çalıştım. Ama boyum yetmiyordu.
Arkamdan gelerek bir elini belime bir elini dolaba uzatarak sosu aldı. Şaşkınlıkla arkama döndüm. Sosu mermere koydu ve beni kollarıyla mutfak mermeri arasına aldı. Göz göze geldik. Gözlerimi kaçırdım. Kafamı aşağı doğru indirdim. Eliyle çenemi kaldırdı. Boylarımız arasında resmen dağlar kadar fark vardı. Ona bakarken boynum ağrıyordu. Çenemden tutup dudaklarımızı birleştirdi. Benimle aynı boya gelebilmek için eğilmişti. Karşılık vermediğim dudağımı ısırmıştı. Dudağımın kanadığını ağzıma gelen tattan anladım. Kafamı geriye çekerek dudaklarımızı ayırdım. "Sabah sexine ne dersin omegam?" kafamı hayır anlamında salladım. "Eğer dün gece sevişmeseydik lafını kâle almazdım. Ama zaten yürüyemiyorsun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Money // Hyunlix // Omegaverse
FanfictionHwang mafyasının lideri olan Hwang Hyunjin. Lee mafyasının lideri olan Lee Minho'dan karşılık olarak kardeşini istemesi... 𝑰̇𝒄̧𝒊𝒏𝒅𝒆𝒌𝒊𝒍𝒆𝒓; 𝑩𝒅𝒔𝒎 𝒂𝒈̆ı𝒓𝒍ı𝒌𝒍ı 𝒔𝒎𝒖𝒕 𝒌𝒂𝒗𝒈𝒂 𝒌𝒂𝒏 𝒂𝒓𝒈𝒐 𝒀𝒂𝒏 𝒔𝒉𝒊𝒑𝒍𝒆𝒓; 𝑴𝒊𝒏𝒔𝒖𝒏...