8

36 0 0
                                    

HWANG FELİX

"Güzelim hadi kalk." demesiyle daha sıkı sarıldım. Güldü. "Annen ve baban bizi çağırıyor kahvaltıya." dedi ve saçlarımı okşamaya başladı.

"Günaydın." derken gözlerimi ovuşturdum. Yanağımı öptükten sonra "Günaydın güzelim."

"Annemin sende numarası var mı?"

"Var. Hadi kalk seni uykucu." yatakta doğruldu. "Senden yine özür dilemek istiyorum. Annemin adına." kafamı omzuna yasladım. "Sorun değil aşkım."

"Ne dedin sen?"

"Hiiç." derken yataktan kalktım. "Hiç benden kaçma geliyorum oraya." demesiyle tuvalete girdim. Arkamdan girip beni duvarla arasına aldı. Dudaklarımızı birleştirdi. "Bir daha söyle."

"Aşkım."

"Aşkım ha. Bunu sevdim." ardından "Bakalım sabahları ne kadar dayanıklısın. Altımda da aşkım diyebilecek misin acaba?" dedi.

"Bilmem denemek lazım." derken pantolonundaki şişkinlik dikkatimi çekti. "Öyle yapacağım." elimi tutarak pantolonundaki şişkinliğe elletti. "Beni bu hale sen getirdin ve sen indireceksin."

Pantolununu indirdi. Boxerının içinden sertliği belli oluyordu. Yere diz çökerek boxerını indirdim. "Odaya geçelim." dedi ve beni ayağa kaldırdı.

Odaya geçtiğimizde yatağa oturdu. Önünde diz çökerek yere oturdum. Pantolonunu indirdim. Boxerının üstündeki şişkinliği sıktım...

Bir kaç saat sonra annemlere geldik. Jisung ve abimde burdaydı. "İki saattir sizi bekliyoruz. Açlıktan bayılcam şimdi." diye homurdandı Minho.

"Abartma Minho." dedi annem. "Of." derken masaya oturdu Minho. "Jisung nerede?" diye sordum çantamı vestiyere bırakırken. "Burdayım." diye seslendi mutfaktan.

Mutfağa yanına gittim. Yemekleri hazırlamakta anneme yardım ediyordu. Annem beni görünce işini bırakıp bana sarıldı. "Anne seni çok özledim."

"Bende seni çok özledim canım omegam."

"Babam nerede?" diye sorarken sarılmayı sonlandırdım. "Burdayım canım omegam." derken kollarını açtı babam. Açtığı kolların arasına girerek sıkıca sarıldım.

"Baba seni de çok özledim." babam saçlarımı okşadı. "Bende seni çok özledim." hyunjin mutfağa yanımıza geldi. Sarılmayı bitirip hyunjin'in yanına gittim. "Anne, baba tanıtayım sevgilim Hyunjin."

"İlk duyduğumda inanmamıştım ama gerçekten çok yakışıyorsunuz." derken hyunjin'i inceledi annem. "Ne iş yapıyorsun?" diye sordu babam.

"Baba oralar biraz karışık." dememle Minho güldü. Arkamı dönerek Minho'ya side eye attım. Jisung'un Minho'ya yavaşça vurmasıyla sustu.

"Hadi kahvaltı hazır." derken masaya oturdu annem. Bizde oturduktan sonra yemeğe başladık.

Yemeğimizi yedikten sonra balkona geçtik. "Düğün yapacak mısınız?" diye sordu babam. "Yapmayı düşünmüyoruz Bay Lee." dedi Hyunjin.

"Bana bay Lee dememe gerek yok. Bana baba diyebilirsin." derken boynumdaki mühürü inceledi babam. "Bakıyoruz da mühürlenmişsiniz." babam fark etmiş.

"Evet, mühürlendik. Birbirimizi asla bırakmayacağımız için mühürlendik." derken Hyunjin uzunca bana baktı. "Çok erken değil mi?" dedi abim dalga geçercesine. "Biz böyle uygun gördük abicim. Siz ne zaman mühürleneceksiniz?"

Minho ve Jisung birbirlerine baktı. "Belli değil Lix." diye cevap verdi Jisung. Sesinde hüzün vardı. "Biz içeriyi toplayalım. Siz biraz konuşun." derken annem bize -Hyunjin, felix, babam- gözleriyle işaret etti. Hepimiz anladık ve mutfağa geçtik.

Konuşmaları buraya geliyordu. "Bebeğim böyle yapma ama bunları konuştuk." dedi Minho. "Minho ben gerçekten anlamıyorum. Neden benimle mühürlenmek istemiyorsun?"

"Bazı nedenler var. Sana acı çektirmek istemiyorum."

"Ama bu şekilde canım daha çok acıyor. Söylesene artık beni sevmiyor musun?"

"Hayır, seni çok seviyorum. Ama mühürlenemeyiz." Jisung ayağa kalktı. Ardından Minho. "Nereye gidiyorsun?"

"Evime gideceğim. Tek yaşadığım evime." derken koşarak evden çıktı. Çıkarken ağlıyordu. Minho arkasından gitti. Hyunjin'le birbirimize baktık.

HAN JİSUNG

Koşarak evden çıktım. Minho arkamdan geliyordu. Bana yetişmesi uzun sürmedi. Kolumdan tuttu ve kendine çevirdi. "Neden böyle yapıyorsun?" cevap vermedim. "Neden böyle yaptığını sordum." sesi sertti.

"Minho ben artık beni sevmediğini düşünüyorum."

"Ne? Ben seni seviyorum."

"Minho ben ayrılmak istiyorum." lafım yüzüne tokat gibi çarptı. Kolumu bıraktı. "Hayır olamaz. Senden ayrılamam."

"Minho böyle olması gerekiyor."

"Peki istediğin olsun ama seni son kez öpmeme izin ver." derken gözleri doldu. Dudaklarımızı sertçe birleştirdi. Uzun süren bir öpüşmenin ardından dudaklarımızı ayırdım. "Kendine iyi bak." dedim.

"Kendine iyi bak." demesiyle ikimizde arkamızı dönüp yürümeye başladık. Ağlamaya başladım. Arkamı dönerek Minho'ya koştum. Aynısını oda yapmıştı.

Sıkıca birbirimize sarıldık. Kafamı boynuna gömdüm. "Jisung beni hiç bırakma olur mu? Sensiz yaşayamam." demesiyle daha çok ağlamaya başladım.

"Seni asla bırakmayacağım aşkım." dedim. Çenemi tutarak kendine baktırdı. Çenemi yukarı doğru çıkardı. Dudaklarımızı birleştirdi. Yağmur yağmaya başladı.

Kalçamdan tutarak beni kucağına aldı. Dudaklarımızı ayırdım. Kafamı boynuna gömdüm. Cebinden anahtarı çıkardı ve arabayı açtı. Beni yan koltuğa oturttu. Kendine şöför koltuğuna oturarak arabayı sürmeye başladı.

"Nereye gidiyoruz?"

"Eve gidiyoruz. Seni mühürleyeceğim."

"Peki." diye mırıldandım. "Minho ben çok özür dilerim." derken Minho'ya döndüm. "Sorun değil. Özür dilemene gerek yok." bana dönerek saçlarımı öptü. Kafamı omzuna yasladım. "Seni çok aşığım Han Jisung."

"Sana çok aşığım Lee Minho."

Çok geçmeden Minho'nun dağ evine geldik. Arabadan indik. İndiğimiz gibi öpüşmeye başladık. Minho beni kucağına aldı. O şekilde eve girdik. Minho beni yatağa yatırdı. Nefes nefese Minho'ya bakmaya başladım.

Üstüme çıkıp boynumu emmeye başladı. "Minho." derken nefes nefeseydim. "Efendim bebeğim."

"Prezervatif kullanacak mısın?"

"Hayır, mühürleneceğiz zaten."

"Peki." dedikten sonra dudaklarımızı birleştirdim. Elleri kalçamda geziniyordu. Pantolonumu çıkarmaya başladı. Çıkardıktan sonra iç çamaşırımı çıkardı. Dudaklarımızı ayırdı...

Money // Hyunlix // OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin