Öyle bir kaptırmıştı ki kendini yaşananlara, aşağıdan gelen zil sesini duyması bile zor olmuştu.
En son kapı yumruklanmaya başlanınca Hyunjin bir kabustan uyanır gibi sıçradı yerinden. Hemen etrafına baktı. Gözlerini odada gezdirdi. Aklında Felix varken, aklında Felix'le anıları varken dünyadan kopuyordu.
Hızlıca yataktan kalktığında başı döndüğü için hafif sendeleyip yatağına oturdu. Derin bir nefes alıp odadan çıktı.
Kimdi bu saatte? Bu kadar önemli ne vardı da kapıyı böyle yumrukluyordu?
Merdivenlerden inerken bir yandan da saçlarını eliyle arkaya atıp gözlerini ovuşturdu.
Derin bir uykudan uyanmış gibi hissediyordu.
Basamaklar bitince kapıya yöneldi, kulpundan tutup açtığında o vardı karşısında.
Felix vardı. Havada kalan yumruğunun kapıya vurmaktan kızardığı sokak lambalarının ışığından anlaşılıyordu, gözleri dolu doluydu. Hyunjin durdu, hareket edemedi, konuşamadı, kalbi atmayı bıraktı sanki bir an. Ama burnuna dolan Felix kokusu hayata bağladı yine onu. Felix'in yavaşça inen elini tutup kendine çekti. Çok özlemişti... Aradaki boy farkı yüzünden eğildi, sımsıkı sarıldı beline, yüzünü omuzuna gömdü. "Felix..." dedi sesinin titremesine engel olamadan. Felix'ten bir hıçkırık sesi ilişti kulağına. "Hyunjin..." dedi sadece o da. Hyunjin'e yeterdi, bu anın hayal olmadığını öğrenmesi için yeterdi. Hyunjin bir öpücük kondurdu Felix'in omuzuna. İsminin söylenmesi ilk defa bu kadar hoş etmişti gönlünü. Öptüğü yeri kokladı, sonra bir daha öptü. Felix'in sarkan eli Hyunjin'in eline dolandı. Hyunjin yüzünü gömdüğü omuzdan kaldırdı, hem yaş hem huzur dolu, mutluluk dolu gözlerle baktı. "Noldu? İyi misin? Yani yanlış anlama, bu saatte geldiğin için ben-"
"İyiyiz." Hyunjin anlamazca baktı, iyiyiz de neydi şimdi?
"Hm?" Anlamadığını belirtince Felix burnunu çekip tuttuğu eli sıktı. "Bebeğimle ben, iyiyiz." Hyunjin'in gözleri büyüdü. Bebek mi demişti o? Ne bebeğiydi? Felix hamile miydi? "N...ne?" Hyunjin'in bir bebeği mi vardı?
Aklındaki düşüncelerle yavaşlamak bilmeyen kalbi daha da hızlanmış, uğultusu kulağına ulaşmıştı. "Bizim bebeğimiz mi?" dedi kekeleyerek, son dakikalarda yaşadıkları kalbine hiç iyi gelmiyordu. Bir anda aşık olduğu adam geri dönmüş daha şokunu atlatamadan baba olacağını öğrenmişti. Ondan daha mutlusu yoktu şu anda. Felix başını sallayarak onayladı ve yeterli bulmayarak "Bizim bebeğimiz." dedi. Hyunjin daha fazla dayanamadı, beline daha çok sarılıp boynuna sayısız öpücüklerini kondurdu.Felix böyle tahmin etmemişti. Affetmeyecekti birden. Bebeği için gelmişti oysa. Neden şimdi böyle olmuştu ki? Kendini yine Hyunjin'in kolları arasında bulmuştu. Çok üzülmüştü, çok kırılmıştı. Doğru gelmiyordu ona böyle hiçbirşey olmamış gibi davranmak. Ama bu sıcaklıktan ayrılamıyordu da...
Düşünceleriyle gözleri doldu. Bir yandan mutluydu da, Hyunjin Felix'in dengesini bozuyordu. Hele kocaman gülümsemesi, ışıl ışıl gözlerle bakması... Kalbinin delicesine atmasına sebep oluyordu bu adam! Boynunda gezinen dudaklar ve sıcacık nefes deli ediyordu Felix'i.
Hyunjin sarhoş olmuştu bu koku yüzünden, bu beyaz ten yüzünden aklını kaybetmişti.