18

22 3 2
                                    

Kenan Acar, sıradan bir iş insanı.

Çağlar Ata, sıradan bir polis.

İkisi arasında ne olabilirdi ki?

Sıradan bir iş insanının yaptığı hatayı yakalayan cesur bir polis, en fazla ne yapmış olabilirdi?

...

Geçmiş

Bugün 15.08.2008 Hilal Ata'nın ölüm günü.

Berrak annesiyle son konuşmasını yapmış teyzesinin yanına gidiyordu. Annesini, arkasında kanlı bir zeminde bırakmıştı. Bırakmak istememişti lakin annesi onu düşünüyordu.

Koşar adım sokaktan çıktı küçük Berrak. Caddeyi dönecekken bir bedene çarptı küçük vücudu. Geri gitti hemen, kafasını kaldırıp koca cüsseye baktı. Tanımıyordu bu adamı.

Berrak, adamın yanından hızlıca geçip gidecekken adam kolundan yakaladı.

"Bırak beni!" diye bir çığlık attı Berrak. Adam umursamadı bile. Kızı kenara çekip arabasına bindirdi. Berrak küçük bedeniyle çırpınsa da fayda etmedi kurtulmasına. Debelendikçe kirlendi.

En sonunda arabaya bindiklerinde adam kızın kolunu öyle bir sıkıyordu ki Berrak dişlerini sıktı. Adam, bir iğne çıkarınca Berrak kötü bir şey olduğunu anladı ve daha çok debelendi. Ayağa kalktığında adamın iğneyle uğraşmasından faydalanıp kapıdan atlayacakken bir el ensesini kavradı.

"Ah, tatlım! Nereye gidiyorsun?" deyip kızı tekrar içeriye soktu ve kendisi de bindi arabaya. Bu Kenan Acar'dı.

Arabanın içindeki adamına kınayıcı bir bakış atarken kızı sıkıca tutuyordu. Elini uzatıp adamından iğneyi aldı. Berrak'ı sıkıca tutarken sol koluna iğneyi bir anda soktu. Berrak tepki veremeden gözleri karardığında Kenan ellerini gevşetti.

Gittikçe kendinden geçen kızı araba koltuğuna yatırdı Kenan ve ellerini kızın uzun dalgalı saçlarına götürdü.

"Aynı baban gibi çok inatçısın be Berrak." Deyip elleriyle saçlarını okşadı Berrak'ın...

"Gidelim." Dedi adamına. Cinayet mahalline giderken kızın saçlarını hala okşuyordu.

Evlerine geldiler, Berrak'ı kucakladı Kenan. Eve girdi, kızı yatağına yatırdı. Gitmeden önce işaret parmağının tersiyle yanağındaki yaşı sildi Berrak'ın.

Evden çıktılar ama Ayaz yoktu. Adamlarına döndü Kenan. "Nerede lan çocuk? Hemen onu bulun!" diye son emrini de verdikten sonra ayrıldı evden.

...

"Ben de az önce şaka yapmıştım." Bu söz bir şeylerin başlangıcıydı.

Kulağından uzaklaşıp yüzüne baktım. Hem şaşkınlık hem de mutluluk vardı çehresinde.

"Ciddi misin?"

"Sence?" daha çok yaklaştım.

"Beni öldürmek mi istiyorsun?"

"Oyun bozanlık etme Bartu! Sen istemedin mi zaten? He şu Sena Hanım'ı diyorsan anlamayacak kadar saf değilim herhalde değil mi?"

"Sürpriz yapacaktım." Dediğinde güldüm. Kendime daha çok çektim.

"Başka bir şey yap." Dediğimde daha farklı baktı gözleri.

Saklı SırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin