Altay telaşla Arda'nın odasına girdi.
"Çüş! Kapıyı tıklatsana!"
Arda hemen pantolonunu üstüne geçirdi ve fermuarını çekip düğmesini kapattı. Sonra abisinin durumunun kötü olduğunu farkedip onun yanına ilerledi ve yüzünü elleri arasına aldı.
"Ne oldu abiş sana?"
"Bana değil... Kerem, Kerem'e birşey olmuş..."
"Ne olmuş Kerem'e abi?"
"Biliyorsun geçen ay kaynaşma partisi gibi birşey olmuştu... Benim ortadan kaybolma sebebim Kerem'di ve... Kerem hamileymiş Arda. Ne yapacağım ben? Akıl vermen lazım bana, çabuk..."
"Abi ne bileyim ki ben... Hiç kimseyi hamile bırakmadım."
"E bi'de bırak istersen."
"Bence sen bunu bi' babamlarla konuş derim."
"Tamam, konuşacağım... Sen nereye gidiyorsun lan?"
"Kenan İtalya'dan geldi geçen gün, biliyorsun. Onun evine gidicez Semih ile, hediye almış bize bir sürü."
"Tamam hadi giyin sen."
Altay odadan çıkıp kapıyı kapattı. Arda'da üstünü giyip saçını hafiften yukarı doğru taradı ve aşağı indi. Yine kargaşa, yine kargaşa ve yine kargaşa...
"Hayır Volkan ben gelmeyeceğim, sen gidebilirsin annenin yanına!"
"Ya Emre ne olur sanki gelsen! Kadın 40 yılın başında bi' seni görmek istemiş!"
"Yine laf sokacak birşey bulmuştur o yüzden çağırıyordur Volkan! Bilmiyor muyum sanıyorsun sen anneni?"
"Anneme laf etme Emre bozuşuruz!"
"Sende benim anneme laf et diyeceğimde laf edilecek bir annem bile yok benim Volkan! Senin en azından laf edilecek bir annen var Volkan!"
Volkan saçlarını geriye atıp bağırmaya başlamıştı. Emre'nin gözleri dolduğu için hemen mutfaktan çıktı. Arda'nın elinden tutup kendi odasına götürdü ve kapıyı kapattı. Sonra ellerini Arda'nın kulaklarına götürüp duymaması için kapattı Volkan babasının bağırışlarını ve kafasını Arda'nın omuzuna gömüp sessizce ağlamaya başladı Emre.
"Seninle görüşeceğiz Emre! Kadın sadece senin iyiliğini istiyor! Başka hiçbir şey istemiyor! Nankörsün sen! Sana yedirdiğim nimetlere yazıklar olsun! Nasıl bir insansın sen!"
"Git Volkan, çocuk korkuyor..."
Kendisi bile zor duymuşken dediğini, Volkan hiç duymamıştı. Volkan biraz daha bağırıp dış kapıyı çarpıp çıktı evden.
Sonra Emre ellerini oğlunun kulağından çekip sıkıca sarıldı ona. Arda ise hem şaşırmış, hem de korkmuş bir şekilde sarılmıştı babasına. Babasının sırtını okşadı yavaşça.
"Baba ama ağlama..."
"Arda sende dışarı çıkacaktın oyaladım seni, hem de korkuttum..."
Dedi titreyen sesi ile Emre.
Emre zaten çocukluğundan belli zor dönemlerden geçmişti. Volkan ile düğününün ortasında babası silahı çekmişti annesine.
Emre ise koştuğu halde yetişememiş, babasının tetiği çekmesi ile annesi alnının tam ortasından vurulmuştu kendisinin kolları arasına yığılmıştı.Evlendiklerinde 18'di zaten, babasından kurtulmak istediği için 18'ine girdiği zaman çok beklemeden hemen Volkan ile evlenmişti.
Volkan'ın çok iyi biri olduğunu sanıyordu fakat zamanla onunda değiştiğine şahit olmuştu.
Evliliğinin birinci senesinde, Altay'a hamileyken o zamanlar Volkan'ın annesinin evinde kalıyorlardı.
Emre hamile olduğu için futbola ara verdiğinde ve Volkan antrenmana veya maça gittiğinde Volkan'ın annesi Emre'yi rahat bırakmıyordu.
Ev işini veya kendi tüm işlerini hamile hali ile ona yaptırıyordu, binevi 19 yaşındaki bir genci köle gibi kullanıyordu.
Volkan'ın annesi zaten Volkan, Emre ile sevgili olduğundan belli Emre'den hiç haz etmemişti, onu hiç sevmemişti ve her bulduğu boş zamanda ona laf etmeyi ihmal etmezdi.
Emre bunları kaç kez Volkan'a söylemek istesede o zamanlar daha gençti ve Volkan'ın annesinden korkuyordu.
Çünkü Volkan'ın annesi onu tehdit ediyordu.
"Eğer beni Volkan'a söylersen o bebek doğduğunda eve geldiği gibi senin gözünün önünde işkence ederim, parçalarım o bebeği ve zorla yedirtirim sana! Ya da, doğmasına kalmaz bile direkt karnını deşer içinden çıkartırım o bebeği. Ha korkma ama, midene gittiğinde hala içinde büyüyor olacak!"
Bunları hep tekrar ediyordu, Emre'nin boğazını sıkarak. Emre ise bebeğinin başına birşey gelecek diye o kadar korkuyordu ki, başına birşey gelme korkusu ile hiçbir şey diyemiyordu Volkan'a, dili tutuluyordu. Çünkü biliyordu ki Volkan'ın annesinin acımasının olmadığı için yapabilirdi.
Fakat Arda'da doğduktan sonra herşeyi Volkan'a açıklamıştı. Volkan ise Emre'ye inanmamış, onun annesini sevmediğini ve hayatından çıkmasını istediğini sanıp yanlış anlamıştı. Ve Volkan annesine çok düşkün biri olduğu için bu lafları kaldıramamış, Emre'nin saçından tuttuğu gibi yere fırlatmıştı. Emre bağıracakken Volkan onun ağzını kapatmıştı ve
"Sus Emre'ciğim yoksa çocuklarımız uyanır."
Volkan ise zaten o günden sonra bozulmaya başlamıştı. Emre'nin her bir açığını gördüğünde onu yarınlar yokmuşçasına dövüyordu. Emre ise yüzünde yara olduğu zaman çocukları birşey anlamasın diye makyaj yaptığını ve birkaç hafta böyle duracağını söylerdi, o zaman çocukları daha küçük olduğu için inanırlardı.
Volkan her bağırdığında Emre iki çocuğunuda göğsüne çekerdi göremeyecekleri bir şekilde ve duymamaları içinde kulaklarını kapatırdı. Volkan ise ona vurduğunda bağıramazdı çocukları korkmasın diye.
Çocuklarına çok bağlıydı Emre. Onlara birşey olur korkusu ile koynundan ayırmak istemiyordu. Fakat olmuyordu işte, hele ki Altay doğduğunda.
Emre zaten doğum zamanında çok acı çekmişti. Bir an öleceğini bile zannetmişti.
Bu yüzden sevmezdi hiçbir zaman Emre, Volkan'ın annesini.
...
