Emre, Altay'ın yardımı ile eve girmişti. Salona geçti daha sonra toplamak için. Fakat Altay tarafından durduruldu.
"Baba sen bırak ben toplarım."
"Vallahi ben buna tamam diyeceğim çünkü çok yorgunum. Altay bu arada sana birşey diyeceğim."
"Efendim baba."
"Kerem'i buraya çağırsana. Evde tek kalmasın, Allah korusun başına birşey gelir ben vicdan azabı ile yaşamak istemiyorum."
"Ben gelirken mesaj atmıştım zaten baba, yine de düşündüğün için teşekkür ederim."
"Ne demek bebeğim. Hamileliğin ne kadar zor olduğunu biliyorum ben, sayenizde."
Altay yalandan göz devirdiğinde Emre kıkırdamıştı. Daha sonra çalan kapı ile ayaklandı Emre. Baktığında Kerem gelmişti.
"Hoşgeldin Kerem, geç içeri."
"Hoşbuldum Emre abi."
Emre, Kerem'e salonu tarif edip Volkan ile kaldıkları odaya geldi. Yerde hâlâ duran kanı farkettiğinde ıslak mendil ile zorda olsa çıkartmayı başarmıştı.
Daha sonra yatağa geçip gözlerini kapatmıştı.
.
Emre uyandığında saatin geç olduğunu farketti. Yan tarafına döndüğünde Volkan çoktan gelmişti hatta uyuyordu bile.
Emre yataktan kalkıp salona gittiğinde Volkan'ın annesinin orada olduğunu farketti.
Gidip eğildi yanına ve yavaşça dürttü.
"Sen gidip oğlunun yanında uyusana, belin tutulur burada."
Volkan'ın annesi uyku sersemliği ile başını sallayıp odaya geçmişti. Emre ise su içtikten sonra salonda ki Volkan'ın hazırlamış olduğu yatağa geçti.
.
Sabah olmuştu. Emre kahvaltıyı hazırladıktan sonra herkesi çağırmıştı mutfağa. Volkan'ın annesi masaya oturduktan sonra Kerem'e bakarak konuşmuştu.
"Evimize yabancıları almaya da başlamışız bakıyorum da."
Emre sinirle bir nefes çekti ve Volkan'ın annesine dönerek konuştu.
"O yabancı birisi değil, Altay'ın sevgilisi ve ayrıca benim torunumu taşıyor. İkinci olaraksa bu ev senin değil, benim evim. Arda doğduktan sonra almıştık bu evi ve bu ev benim üstüme."
"Hah, senin üstüneymiş. Tabii bilmiyorsun sen, seneler önce Volkan'ın bu evi benim üstüme yaptırdığını."
Emre gözlerini şokla açarak Volkan'a döndüğünde Volkan hiçbir şey dememişti.
"Volkan sen bu evi bu kadına mı yaptırdın!?"
Volkan'ın annesi elini masaya vurup konuştu.
"Emre benimle düzgün konuş! Bir daha da benim evime yabancıları alma. Altay'a hamile iken sana dediklerimi hatırlıyorsun. Yoksa sana yapamadıklarımı o çocuğa yaparım."
"Bak benden haz etmediğini anlamak çok kolay fakat nedenini anlamıyorum. Belki oğlunun hayatına senden başka kimsenin girmesini kendine yediremedin veya beni oğluna uygun görmedin, bilemiyorum. Bana istediğini yapabilirsin ama çocuklarıma hiçbir şey yapamazsın, torunuma da. Onların hiçbir suçu yok. Maalesef ki senin gibi pisliklerin olduğu bir dünyaya geldiler, onların şanssızlığıda o! Eğer Kerem'in ve bebeğinin başına birşey gelirse bu dünyayı sana dar ederim haberin olsun!"
"Emre annemle doğru konuş!"
Diyerekten bağırdı Volkan.
"Volkan yeter artık düşün yakamdan! Annen oradan binlerce kez laf ediyor, sen oradan ediyorsun! Benim sizden çektiklerim ne ya! Sana, annenin bana Altay'a hamileyken neler yaptığını, neler dediğini binlerce kez anlatmama rağmen anlamadın veya anlamamazlığa vurdun ve annenin tarafına geçtin! Ya ben ne kadar zorluklar çektim acaba bir kere olsun düşündün mü, dönüp baktın mı geçmişe? Bir kez olsun vicdan azabı çektin mi, bir kez olsun annene kızmadın mı ya? Sen nasıl bir insan- nasıl bir babasın sen ya!? Lanet olsun sana verdiğim emeklere Volkan! Hepiniz cehennemde yanacaksınız, ben sizi Allah'a havale ediyorum!"
Emre titreyen elleri ile bardaktan bir yudum su içtikten sonra ayağa kalktı.
"Arda, çocuklar gelin benimle."
Hepsi Emre'yi takip ederken Emre dolabın üstünden bavulunu çıkartmış kıyafetlerini dolduruyordu.
"Gidin sizde bavul hazırlayın, ne duruyorsunuz."
"Emre abi istersen bir süreliğine bende kalalım?"
Diye sormuştu Kerem.
"Gerek yok Kerem'cim, yine de saol. Robin'in yanına gideceğiz, onun iki evi var. Ayrıca bir evi çok büyük koskocaman, aynı evde bile kalabiliriz."
Kerem başını sallayıp Altay ile Altay'ın odasına gitmişti. Arda'da kendi odasına girmişti. Emre zor da olsa bavulunu kapatmıştı. İçeri Volkan girmişti.
"Ya sen nereye gidiyorsun acaba he, nereye? Sen bensiz yapabileceğini mi sanıyorsun?"
"Volkan git başımdan! Delirttin beni! Delirttin vallahi delirttin! Kaç sene kalbimi dinledim, sana olan aşkımın önüne gelemediğim için yanından bir yere adım atamadım. Fakat artık aklımı dinlemem gerek olan dönemdeyiz. Ben annen yüzünden bebeğimi kaybedecektim, onun yüzünü bile görmek istemiyorum. Sana çok saygılı annenle mutluluklar Volkan, yokum ben artık hayatında."
Emre, çocuklar ile çıkarken Volkan sadece arkalarından bağırmakla yetinmişti.
"Emre! Emre dur ne olur gitme! Yapamam ben sensiz!"
Volkan yere çöküp ağlamaya başlamıştı. Emre ise taksi çağırmıştı ve bekliyordu. Gelen taksiye bindikten sonra yolu izleyerek gidiyorlardı Robin'in evine.
...