"Oğlum... İyi misin babacım?"
Emre oğlunun alnını öpücekken Altay tarafından doğruldu.
"Baba hayırdır senin dudaklarına ne oldu?"
Emre, Volkan'a bakıp kahkaha attı. Altay ise babasının mutlu olduğunu görmesi ile gülümsemişti.
"Birşey yok oğlum. Baban sadece kazı çalışması yaptı."
Altay bu cümle ile tekrardan güldü.
"Baba gülemiyorum da zaten ya!"
"Bebeğim bu arada benim seninle birşey konuşmam lazım."
Diyip Altay'ın yanındaki boş koltuğa oturdu.
"Efendim baba?"
"Doktor senin futbolu bırakman gerektiğini söyledi, sağlığın için. Oğlum biliyorum futbol senin için çok önemli ama-"
"Baba yapamam."
"Oğlum lütfen... Bak beni dinle, hem istediğin mesleği elde edersin belki? Çocukken hep adli tıp uzmanı olucağım diyip dururdun. Nereden gördün diye sorduğumda ise arkadaşımın babasıda o mesleği yapıyormuş ve çok havalıymış derdin. Bak tamam, futbolu yine hobi olarak yaparsın ama profesyonel futbolculuğu bırakman lazım. Ailen için, doğacak çocuğun için."
"Baba ben... Ya of, bilemiyorum. Çok kafam karıştı benim düşünmem gerek."
"Tamam... Tamam bir tanem. Volkan ben bi' gençlere bakayım, onlarda görsün arkadaşını."
"Tamam hayatım."
Emre dışarı çıktı.
"Mert hadi sizde görün Altay'ı. İrfan'cım, ben bakarım Melina'ya."
"Peki Emre abi."
Onlar içeri girerken Emre ise Melina'nın başına oturmuştu. Onu kucağına aldı.
"Oy fıstığım benim..."
Diyip Melina'yı öptü yanağından. O Melina'yı güldürmek için hareketler yaparken onu camdan izleyen Volkan'dan habersizdi.
Melina bir süre sonra ağlamaya başladığı sırada onu camdan izleyen Volkan'ı farketmişti. Utançla başını Melina'ya çevirdi ve kucağında ki bebeği uyutmaya başladı. Susmayınca içeri girdi.
"İrfo bu susmuyor oğlum."
"Acıkmıştır Emre abi istersen ver ben yedireyim."
"Yok yok ben yediririm."
"Tamam o zaman, çantada maması vardı. "
"Tamam İrfan'cım."
"Dur Emre bende geleyim."
Diyip Emre'nin peşinden geldi Volkan.
"E peşimden geldin, bari bi' işe yara. Ver şu çantadaki mamayı."
"Tamam gülüm hemen."
Volkan, hemen Emre'ye çantadaki mamayı vermişti. Emre'de, mama bitene kadar Melina'ya yedirdi.
Mama bitince uyuyan Melina'yı bebek arabasına koyup üstünü örttü ve boş biberonuda çantaya koydu.
"Ben bi' Robin'i arayayım, merak etmiştir."
Emre, Robin'i aradı ve açmasını bekliyordu. Açınca hoparlöre aldı telefonu.
"Alo Emre, nasıl oldu Altay?"
"İyi Robin'cim iyi, merak etme sen."
"Siz bana mı geleceksiniz hastane çıkışında yoksa eve mi gideceksiniz?"
"Eve gideriz de hayırdır ne oldu, yoksa eve birini mi atacaksın?"
"Yok be Emre, belki Alex gelir."
"Ooo Alex, mühim konuymuş."
...
