09

107 14 103
                                    

Şimdi yazmaya çok üşendiğim için bunlar eve çoooookkktsn gelmişti ve Altay'da çoktan üniversite giriş sınavına girmiş sayalım.

...

Volkan'ın annesi hapise girmişti. Volkan ve Emre'nin arası da iyi olmuştu.

Emre, sabah kahvaltı hazırlar iken Volkan gelip onun beline sarılmıştı ve kafasını onun boynuna gömüp daha da dibine girmişti.

Emre şuan onun penisini kalçasının üstünde hissedebiliyordu.

"Hayatım çekilir misin? Bak görüyorsun, kahvaltı hazırlıyorum. Artık 4 kişi de değiliz, 5 kişiyiz. Tabii daha doğmamış torunumu da sayarsak 6. Bu yüzden ailemize kahvaltı hazırlamalıyız."

"Ama hayatım kaç senedir, bak kaç senedir ilişkiye bile girmiyoruz."

"Evet, Arda doğduğundan belli ilişkiye girmiyoruz hayatım. Çünkü bir kere olsun anlamadın beni ve hep anneni dinledin, ona inandın. Şimdi de senin annene inanmanın cezasını çekiyoruz. Keşke beni dinleseydin de taşınsaydık Volkan. O zaman belki de bunları yaşamazdık."

"Hayatım ben kariyerimi Fenerbahçe'de bitirmeye yemin etmiştim, bırakamazdım ki Fenerbahçe'yi."

"En azından bir sene falan ya, sen istersen Fenerbahçe seni tekrardan alırdı zaten. Bi' Barcelona yakışmaz mıydı be benim kocama he?"

"Avrupadan teklif gelmişti zaten hep, fakat ben her daim Fenerbahçe'de kalmayı tercih ettim. Senin ile beraber verdiğimiz röportajda, sanırım yanımızda bir de Kuyt veya Alex vardı, hatırlar isen benim bir sözüm vardı. Amatör lige bile düşsek Fenerbahçe kalesini koruyacağım. Bu yüzden benim transfer olmam biraz zordu."

"Biliyorum hayatım. Bu kulübe senin gibisi zor gelir bundan sonra."

"Dominik Livakovic diye birisi gelecekmiş diye söylentiler var ama ben resmi hesap açıklama yapmadan inanmam kimsenin sözüne. Hem ben Dominik'i dünya kupasından da takip ediyordum, gerçekten kendisi çok başarılı bir kaleci. Tabii Altay'ımın yerini dolduramaz ama."

"Haklısın aşkım. Ama Altay futbolu bırakmasaydı kulübümüzden belki de dünyanın en iyi 7. Kalecisi geçmeyecekti?"

"O yönden de haklısın aşkım fakat oğlumuz sağlığı için bıraktı futbolu. Belki de istediği mesleği kazanacak nereden bilebiliriz ki?"

"Evet aşkım inşallah kazanır."

...

Kahvaltıya oturmuştu herkes. Altay mutlu şekilde konuştu.

"Biz bugün inşallah bebeğimizin cinsiyetini öğreneceğiz."

Emre ağzındakini yutup hemen konuştu.

"Ay öğreninde hemen alışverişe çıkarız."

Diyip yemeğine devam etti Emre.

...

Emre, Altay ve Kerem'i yolcu edip salona geçti ve ayaklarını uzatarak koltuğa oturdu ve televizyonu açtı.

Sonra yanına Volkan gelmişti. Volkan, Emre'yi göğsüne çekip Emre ile beraber o şekilde izledi televizyonu.

Arda gelmişti yanlarına.

"Baba ben dışarı çıkacağım bi' arkadaşım ile."

"Kimmiş bakalım o arkadaşın?"

Diye sordu Volkan.

"Boşver baba ya, tanımazsın sen. Eski yakın bir arkadaş işte."

"Sen söyle bakalım adını."

"Ya of tamam ya! Ferdi Kadıoğlu, Ferdi abi ile beraber dışarı çıkacağız."

"Ha ben Ferdi'yi hiç tanımıyorum zaten oğlum."

"Ya baba ama of!"

"Tamam tamam birşey demedim ben. Hem siz başbaşa mı çıkacaksınız?"

"Şey... Evet baba..."

Emre, Volkan'ı dürtüp konuştu.

"Volkan, bunlar olmuş he! Hem tanıdık bir damat, oh içim rahatladı."

"Emre, Arda daha küçük! Sevgilisi olamaz onun. Hele bi' 18 yaşına bassın."

"Volkan ama bizde bu yaşlarda tanışmıştık ve sevgili olmuştuk hatırlatırım. Hem Arda ya bize çektiyse? Bizim gibi 18'ine bastığında evlenir ve 19'un da hamile kalırsa? Hm, nereden bilebiliriz ki. Bırak istediğini yapsın çocuk ya. Hadi git sen oğlum, ben de babanı mağarasından çıkartmaya çalışayım biraz."

Arda, Emre babasının yanağına bir öpücük bırakıp evden ayrılmıştı.

O sırada meraklı olan çiftte camdan onları izlemeye başlamıştı.

Ferdi, Arda'yı kolları arasına alıp sıkıca sarılmıştı. Boynundan öpüp ayrıldı.

"Hoşgeldin Ferdi. Kusura bakma, seni biraz beklettim ama sıkıntı olmadı değil mi?"

"Hayır ama neden geç kaldın ki?"

"Babamgil lafa tuttu ya, o yüzden."

"Anladım."

Arda, eli ile yukarıyı gösterdi.

"Hatta bak şuan bizi izliyorlar."

Emre ve Volkan fark edilmenin utancı ile hemen içeri girmişlerdi.

Ferdi kıkırdayıp Arda'nın dudağından öptü. O sırada Kerem ve Altay gelmişti.

Taksiden inip parayı ödediler ve Ferdi ile selamlaşmak için yanlarına ilerlediler.

"Ferdi hoşgeldin kardeşim."

"Hoşbuldum Altay."

Tokalaşıp baş selamı verdiler ve içeri geçtiler.

Altay, anahtar ile açtı kapıyı ve kapattıktan sonra içeri geçtiler.

Emre ayağa kalkıp ikisine de sarıldı.

"Korktum ya, niye geç kaldınız?"

"Erken gitmişiz biz, hiç saate bakmamıştık ki, o yüzden. Beklemek zorunda kaldık bu neden ile de."

"Eee bebeğin cinsiyetini öğrendiniz mi?"

"Evet baba, söyleyeyim mi yoksa akşamı mı beklersiniz?"

"Vallahi ben heyecandan duramam oğlum, o yüzden söyle."

"Bi' kızım oluyor baba."

i feel youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin