Sabah olmuştu, kahvaltılarını etmişlerdi ve şuan oturuyorlardı. Altay, Emre'ye dönerek konuştu.
"Baba bugün seninle dışarı çıkalım mı? Hem Robin amcam evde, o Arda'ya ve Kerem'e sahip çıkar."
"Peki çıkalım bir tanem."
"Tamam o zaman hadi giy ayakkabını geliyorum ben."
Emre ayakkabısını giymeye gittiğinde Altay'da Kerem'in yüzünü elleri arasına alıp dudağına bir öpücük kondurdu.
"Kendine dikkat et tamam mı sevgilim? Babamın biraz kafasını dağıtması gerekiyor. Onun için çok üzülüyorum, onun bu hallerine dayanamıyorum. Geliriz biz."
Arda, bir anda abisinin sırtına atlamıştı. Ellerini boynuna, bacaklarını beline sararken konuşmuştu.
"Abi benide öpmezsen salmam seni. "
Altay, kardeşinin bacaklarından tutarak kapıya doğru ilerledi.
"Baba bu sülük gibi yapıştı al şunu yakamdan, öpücük diye de tutturdu!"
"Altay çok ayıp duymayayım bak bir daha kardeşine öyle birşey dediğini, ayrıca Arda sende abinin sırtından in."
Arda bozularak inmişti abisinin sırtından.
"Ya ama aşkitom abiye küsülmez!"
Altay, Arda'nın yanaklarını sıktıktan sonra alnından da öptükten sonra babasının koluna girip dışarı çıktılar.
Herhangi bir kafeye geçip kahve sipariş ettiler. Sonra içeride bir bağırış koptu.
"Emre!"
Bu Volkan'ın annesinin sesiydi. Elindeki silahın tetiğini çekip tam Emre'ye vuracakken Altay,
"Babam!"
Diyip Emre'nin önüne geçtiğinde kurşun onun göğsüne saplanmıştı.
"Altay! Oğlum! Oğlum aç gözlerini kurban olduğum, aç gözlerini!"
Altay, Emre'nin kucağına bayılmıştı. Zarzor gözlerini açıp birkaç şey mırıldandı.
"Babacım, kendine, kardeşime ve Kerem'e çok dikkat et n'olur. Bebeğim doğunca... Ona çok iyi bakın, o benim herşeyim. Onun bir babasız büyümesini istemezdim ama-"
Bir anda nefesi kesilmişti ve gözlerini kapatmıştı, açıp tekrar konuştu.
"Seni seviyorum baba, bebeğime dikkat et. Ona babasının eksikliğini hissettirme. Ben çok hissettim, benim bebeğim hissetmesin."
Diyip gözlerini kapatmıştı.
"Altay hayır senin bebeğin babasız büyümeyecek aç gözlerini! Kurban olayım, yalvarırım aç gözünü oğlum! Hayır, benimle kal. Kapatma o toprak gözlerini!"
Emre çığlık atıp ağlamaya başlamıştı. Üstü başı hep Altay'ın kanı ile bulanmıştı. Sonra ambulans geldi ve Altay'ı götürdüler, Emre'de ambulansta Altay ile beraber gidiyordu. Volkan'ı aradı.
"Volkan yalvarırım aç şu lanet telefonu-"
"Efendim Emre, tuvaletteydim açamadım."