| Don't make me sad,
Don't make me cry.
Sometimes love is not enough.
And the road gets tough,
I don't know why.
Keep making me laugh.
Let's go get high.
The road is long, we carry on
Try to have fun in the meantime.Come and take a walk on the wild side.
Let me kiss you hard in the pouring rain.
You like your girls insane, so.
Choose your last words,
This is the last time.
'Cause you and I,
We were born to die.Lost but now I am found.
I can see that once I was blind.
I was so confused as a little child,
Tryna take what I could get.
Scared that I couldn't find.
All the answers, honey. |~
İstemiyordum.
Kimsenin acısı ya da mutluluğu olmak istemiyordum.
Birinin hayatında böylesine büyük bir yer kaplamak istemiyordum. Hem yıkmada iyiyimdir ben, yapmada değil. Kolayı seçerim, olduğum her yeri paramparça ederim.
Bir başkası olsa belki bu kadar umursamazdım ama o kişi arkadaşım olunca işler değişiyordu. Hem bizim kötü bir durumda olmamız takımıda etkilerdi. Böyle düşünmemin büyük bir bencillik olduğunu biliyorum ama futbol benim hayatımdı.
Aşktan, arkadaşlıktan daha önemliydi. Onu bunlar için riske atamazdım. Bir şeyler yapmam gerekiyordu, acilen.
Aklım kafamdaki düşüncelerden başka bir şey algılayamazken gözlerimle üzerimi süzdüm. Altımdaki koyu kırmızı etek üstümdeki siyah üstle güzel bir uyum sağlamıştı ve aynı kırmızı tonundaki deri ceket biraz 2000'ler havası veriyordu.
Kırmızı.
Ouzou.
Onun gözleri.
Düşüncelerimi dağıtmak için sanki zihnimden savrulacaklarmış gibi hızla başımı salladım ve yeniden kendime odaklandım. Fazla makyaj yapmamama rağmen resmim iyi olduğu için bu konuda -açıkça- çoğu kişiden daha iyiydim. Fazla ağır değildi ve siyah, kırmızı tonlar kendini belli ediyordu. Son olarak siyah topuklularım ve çantamla kombini tamamlamıştım. İtiraf etmeliyim, iyi görünüyordum.
Bu hazırlık ne için miydi? Reika'nın her ay yaptığı parti zamanı gelmişti sadece. Aslında parti sabahı kızlarla buluşup beraber hazırlanırdık ama ben bu aralar -Amera'da dahil- hepsinden oldukça uzaklaşmıştım. Onlar muhtemelen yine buluşmuşlardı ama bu sefer makyajlarını kendileri yapmak zorunda kalacaklardı.
Bana kızgınlar mıydı, yoksa sadece biraz rahatlık mı vermek istiyorlardı bilmiyordum ama son zamanlarda onlarda bana yaklaşmıyordu. Umrumda mıydı? Pek sayılmaz, kelimenin tam anlamıyla her şeyi boşvermiş hissediyordum.
Gerçi yaklaşmayan asıl kişi bendim. Asla antrenmanları kaçırmayan ben son zamanlarda gitmez olmuştum, Shou ve diğer erkekler gelmem için ısrar ediyorlardı ama bir şekilde geçiştirmeyi başarıyordum.
Aslında hiç biriyle gerçek bir sorunum yoktu. Kızlarla olaylar hakkında hiç bir şey anlatmadığım için uzaklaşmıştık. Erkeklerde ise, kafam darmadağınıktı ve Auto ya da Ouzou'yu görürsem nasıl tepki vereceğimi kestiremiyordum. Riske atmamak en iyisiydi.
Peki şimdi neden mi partiye gidiyordum?
Biraz çakırkeyif olmam gerekiyordu. Elbette herkesin içinde kör kütük sarhoş olacak kadar içmezdim ama biraz kafa dağıtmak iyi gelicekti. Okuldaki çoğu insanla aram iyiydi ve bu partide başıma bir şey gelmeyeceğini biliyordum. Başka bir değişle orası benim güvenli içiş mekanımdı.
Sevgili abim hayatında ilk defa centilmenlik yapıp beni partiye bırakma kararı aldı ve beni büyük bir dertten kurtardı. Eğer o götürmeseydi üçüzlerle gidecektim ve uhm, bu pek istediğim bir şey değildi.
Stabil bir yolculuktu, kayda değer bir şey olmadı. Normalde abim de ben de oldukça konuşkanızdır ama bugün kimse tek kelime etmemişti. Sanırım ikimizde günümüzde değildik.
Ufak bir vedalaşma faslından sonra kapıda beni bazenleri Reika sayesinde yüzünü gördüğüm görevli karşıladı. Yüzü beni görünce bi an şaşkın bir ifade takındı. Benim her zaman ki gibi çoktan geldiğimi sanıyordu muhtemelen.
İçeriye, bahçenin ana kısmına geçtiğimde leş gibi alkol ve sigara kokusu ciğerlerimi doldurdu.
Açık alanda bile bu hale geliyorsa kapalı ortamda bulunmadığı için şükür etmeliyim, tanrım.
Anlaşılan hala partinin asıl kısmı başlamamıştı çünkü çalan müzik hala sakin ve biraz kısıktı. Etraftaki boş masalarda bana biraz erken geldiğimi düşündürdü.
Umursamadan boş masalardan birine geçtim ve garsondan kırmızı şarap sipariş ettim.
Şarap beni sarhoş etmezdi ama gerçekten içmek için herkesin dikkatinin dağılmasını beklemek daha mantıklı geldi.
CrimsonFruyaa: Parfümünü mü değiştirdin sen
CrimsonFruyaa: Bi farklı geldi sanki
RosaEria: Normalde parfüm kullanmıyorum ki
RosaEria: Bu günlük gardenia kokayım dedim
RosaEria: Bar kokusunu baskılar
CrimsonFruyaa:
↪ Normalde parfüm kullanmıyorum ki
BiliyorumCrimsonFruyaa: Maçta hepimiz terden boğulurken sen nasıl kokmuyorsun aklım almıyor cidden
RosaEria: Sadece öz bakımımı iyi yapıyorum
RosaEria: Tenimin doğal kokusu oldukça hoş zaten
CrimsonFruyaa: Valla henüz göremedik
CrimsonFruyaa: Bir görsek harika olurdu ama
(✔✔)
CrimsonFruyaa:
↪ Bar kokusunu baskılar
Madem rahatsız oluyorsun niye geldinRosaEria: Rahatsız olmuyorum
RosaEria: Sadece biraz kafa dağıtmak istedim o kadar
CrimsonFruyaa: Ne oldu
CrimsonFruyaa: Benimkinden sonra kendi zihninide mi allak bullak etmeye başladın yoksa
(✔✔)
CrimsonFruyaa: Boşuna uğraşma
CrimsonFruyaa: Öyle içerek falan geçmez
CrimsonFruyaa: Sağlam bi şey lazım
CrimsonFruyaa: Kalıcı
CrimsonFruyaa: Sen gibi
(✔✔)
~
| Beni üzme, beni ağlatma.
Bazenleri sevmek yeterli değildir
Ve yol zorlaşır,
Neden bilmiyorum.
Beni güldürmeye devam et,
Hadi kafayı bulalım.
Devam ettiğimiz yol uzun,
Bu arada eğlenmeye çalışalım.Gel ve çılgın bir yerde yürüyüşe çıkalım.
Sağanak yağmur da seni sertçe öpmeme izin ver.
Sen çılgın kızları seversin.
Son kelimelerini seç,
Bunlar son anlarımız.
Çünkü sen ve ben,
Biz ölmek için doğduk.Kaybolmuştum ama şimdi bulundum.
Görebiliyorum ama bir zamanlar kördüm.
Küçük bir çocukken kafam çok karışıktı,
Alabildiğimi almaya çalışıyordum.
Bulamamaktan korktum,
Bütün cevapları, tatlım. |
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|FERNWEH|
FanfictionOuzou, hiç duymadığı kokuyu özlüyordu. "Çünkü hiç bir şey bilinmezi beklemek kadar iyi hissettiremezdi." ~HGOİ Fernweh: Uzaklara özlem duymak, hiç bilinmeyen, gidilmemiş, görülmemiş yerlere duyulan hasret. Ginga E Kickoff Fanfic' Ouzou&Erika