| What really hurt me is I broke your heart,
Baby; you're a good girl and I had no right...
I really wanna make things right.
Cause without you in my life girl,
I'm so lonely. |~
"Sonra beni engelledi."
Elimi dağılmış saçlarımı toplamak için enseme atarken devamını getirdim.
"Kendi kaybeder. Sonuçta benim kaybedeceğim iki şey var, takım ve bir arkadaş. Böyle bir şey için takımı dağıtmaz, bir arkadaşta yeri dolmayacak bir şey değil. Sonuçta kaybedeceğim hiç bir şey yok."
Erkek kardeşim hiç oralı olmadan sanki bir bulmaca çözmeye çalışıyormuş gibi yüzüme bakmaya devam etti.
Bir süre hiç bir şey demeden bekledi. Sonra, "Bu çocuk harbiden aşık sana."
Gözlerimi kırpıştırıp tuhaf tuhaf yüzüne baktım. "Efendim?"
Anlamadığıma göz devirdi. "Eğer sana aşık olmasaydı seni engelleyeceği kadar koymazdı buna. Bu kadar kıskandığına göre gerçekten seviyor seni."
Bende Natsu'nun yaptığı aptalca yoruma göz devirdim. Sanırım bu göz devirme işi genetik bizde. "Kıskanmak güzel bir davranış değil, sevgilimin kıskanç olmasını istemezdim."
Onaylarcasına başını salladı. "Evet, ama şuan birlikte değilsiniz. Eğer başka biriyle olmak istersen yapabileceği hiç bir şey yok. Bu da onu çıkmaza sürüklüyor."
Bu, bir an kendimi sorgulamama sebep oldu. Eğer Auto biriyle olsaydı ben kıskanır mıydım? Hayır. Evet üzülürdüm ama kıskanamazdım. Onu mutluluğu benim için daha önemliydi.
Yine de Ouzou ve benim kişiliklerimiz çok farklıydı, anlayabiliyordum. Ouzou istediği bir şeyi elde edememeye alışık değildi.
Bakışlarım beni izleyen abime gitti. "Her neyse, hatalı olan o. Özür dilemesi gerekende. Bekleyip göreceğiz. Benim adım atmaya niyetim yok."
Natsu başını sallayıp gözlerini telefona çevirdi. "Sen bilirsin."
~
Okul çıkışı Amera'yla yürürken aniden üstümüze düşen gölgeyle o tarafa baktım.
Ouzou.
Suratı ifadesizdi, hiç bir şey anlaşılmıyordu. Ne demeye burda olduğunu merak ettim.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. Geçen gün ki tavrından sonra hiç konuşmamıştık. Mesaj atmadığım için engeli kaldırıp kaldırmadığını da bilmiyordum.
Amera özel bir konuşma döneceğini anlamış gibi omzuma dokundu. "Ben bir şeyler alıp parka geçiyorum sende gelirsin."
Başımı onaylarcasına salladım ve o yeterince uzaklaştığında Ouzou'ya döndüm.
Kollarımı göğsümde çapraz birleştirip tek kaşımı kaldırarak sordum. İtiraf edeyim, hala kızgındım. "Ne oldu?"
Okulun yan tarafında ki bankları işret ederek, "Şuraya geçelim mi?"
Bir süre amacını anlamaya çalışarak yüzüne baksamda en sonunda pes edip banka doğru yürüdüm.
İkimizde yan yana oturduğumuzda bir kaç dakika geçmesine rağmen tek kelime edilmemişti. Birbirimizin yüzüne bakmadığımız için ifadesini de göremiyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/368227158-288-k658077.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|FERNWEH|
FanfictionOuzou, hiç duymadığı kokuyu özlüyordu. "Çünkü hiç bir şey bilinmezi beklemek kadar iyi hissettiremezdi." ~HGOİ Fernweh: Uzaklara özlem duymak, hiç bilinmeyen, gidilmemiş, görülmemiş yerlere duyulan hasret. Ginga E Kickoff Fanfic' Ouzou&Erika