|They say it's better to have loved and lost
Than never to have loved at all
That could be a load of shit
But I just need to tell you allSome mistakes get made
That's alright, that's okay
You can think that you're in love
When you're really just engaged"Some people fall in love
With the wrong people sometimes"|~
Biri vardı.
Birini seviyordum- hayır, aşıktım.
Onu gördüğümde kalbimin deli gibi çarptığı, avuçlarımın terlediği, yüzümün istemsizce kızardığı biri vardı.
Aslında böyle şeylere düşkün biri değildim. Hatta çoğu zaman saçma gelirdi ama... Bu sefer kaçamadım.
Uzaktan izlerdim hep. Arkadaştık ama yeterince yakın değildik, hiç bir zaman olmadık. O farkında olmazdı, kimse olmazdı ama hep izlerdim ben onu.
Cesur bir kızdım, ya da en azından kendimi cesur görürdüm. Yine de bu aşk denen saçmalık bütün ezberlerimi bozmuştu.
Gidip itiraf edemedim, gerekte yoktu. Benden hoşlanmadığını biliyordum. Aşık olsamda henüz kendime saygımı yitirmemiştim, beni sevmeyen çocuğun peşinden koşup kendimi rezil etmezdim.
Bu hala onu sevdiğim gerçeğini değiştirmedi. Ona arkadaş gibi davranmaya devam edersem duygularım diner sandım, dinmedi. Bilâkis daha da arttı. Durduramadım.
Yabancı değildik, onun en yakın arkadaşlarından biriydim. Onu tanıyordum ama o beni tanımıyordu. Kalbimdeki acı sızlamaya devam etti.
Auto.
Auto Gonzales-Takuma.
Oldukça popüler olmasına karşın okulun sessiz çocuklarındandı. Bizim dışımızda kimseyle iletişim kurmazdı. Hatta Tagi, ben ve Shou dışında -Kota'yla yaptığı atışmalar hariç- hiç kimseyle konuşmazdı.
Asosyal diyebilirsiniz ama ben onun bu sessiz halini seviyordum. Yağmurlu günlerdeki o tatlı esinti gibi rahatlatıcıydı bana göre.
Yeni bir mesele değildi. Onu çocukken de seviyordum, biraz hayranlıktı tabi o zamanlar ama tanıştığımız günden beri vardı bu his.
Hiç kimsenin -Amera'nın bile- haberi yoktu bu durumdan. Ouzou'nun da. Bilseydi bana böyle bakabilirmiydi emin değilim.
Kim olduğunu söylemeyecektim, asla söyleyemezdim. Bu konu benimle mezara gidecekti ama umutlandığını görüyordum ve bu beni üzdü. Onu anlıyordum, malesef.
Ouzou sevdiğim bir arkadaşımdı, üzülmesini ya da aramızın bozulnasını istemezdim. Arkadaş gibi yaklaşmaya çalıştığımda gözleri parlıyordu ve bunu fark ediyordum.
Ona söylemem bu yüzdendi, belki birilerine söylerdi ve bu herkese yayılırdı ama önemli değildi. Kimse hoşlandığım çocuğun o olduğunu tahmin edemezdi. Zaten kimseye hesap vermek zorunda da değildim.
Ouzou'yla arkadaşlığımız devam etsin isterdim ama iletişimi kesmek isterse yapabileceğim bir şey yoktu. Bu onun için daha iyiydi. Bana alışmadan gerçekleri fark etmesi.
"Auto geliyor."
Şaşkınlıkla kaşlarımı çattım. Auto kendi sınıfından asla çıkmazdı, kimseyle sohbet etmez ve sadece gerektiğinde konuşurdu. Onun sınıfından çıkıp buraya gelmesi oldukça tuhaftı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
|FERNWEH|
FanfictionOuzou, hiç duymadığı kokuyu özlüyordu. "Çünkü hiç bir şey bilinmezi beklemek kadar iyi hissettiremezdi." ~HGOİ Fernweh: Uzaklara özlem duymak, hiç bilinmeyen, gidilmemiş, görülmemiş yerlere duyulan hasret. Ginga E Kickoff Fanfic' Ouzou&Erika