Medya: Şeyda
"Kızlar!"
Gözlerimi araladığımda başımıza dikilmiş Sera'ya baktım ve elimi ağzıma kapatarak esnedim. Gülümsedim ve doğrulup gözlerimi ovdum.
"Günaydın." dediğimde Derin'de bize bakıp cevap verdi.
"Günaydın..."
En son ise diğer koltukta oturmuş yerle bakışan Ecem "Günaydın." demişti.
Sera bize gülüp "Günaydın, günaydın... Hadi kahvaltı hazır." dediğinde şaşırdım.
"Bizi bekleseydin ya... Tek başına mı hazırladın?" dediğimde yanağımı sıktı.
"Aşkım hepiniz yeni uyandığınıza göre evet. Hadi yıkayın elinizi yüzünüzü, daha çayları koymadım zaten."
Gülümsedim ve kalkıp yorganı aldım. Önce yatakları toplayalım ki sonraya kalmasın istemiştim. Ecem balkonda silkelerken yorganı yanına gittim ve ben de silkeledim. Derin ise yastıkları getirip halletmişti. Yorganları alıp katladım ve kızlar da çarşafları halledip bana verdiklerinde koltukları düzelttiler, banyoya gittiler. En son hepsini katlayınca alıp Sera'nın odasına götürdüm ve yerine koyduğumda banyoya ilerledim.
"Nisan! Banyoda küçük bir tarak var kullanmak istersen." diyen Sera'ya teşekkür ettim ve kızların işi bittiğinden direk girip elimi yüzümü yıkadım.
Saçlarımı açıp tarayarak düzelttim ve güzelce topladıktan sonra mutfağa gittim. Kızlar çayları koymuş ve oturmuşlardı bile...
"Ay... Sera çok güzel görünüyor masa ellerine sağlık." dedim ve elime çatal alıp peynir dilimine batırdıktan sonra ağzıma attım.
"Afiyet olsun!" dedi gülerek.
Bu arada masada cidden peynir, zeytin, çilek reçeli, domates, cacık, kızarmış ekmek, tereyağı... Her şey vardı ve sahanda yumurta hapmıştı bize bir de. Zaten daha ne gerek vardı ki fazlasına? Tabaklara göz göz koyduğu yumurtaları bir de biraz baharatlamıştı. Kızarmış ekmeğimin birisine masadaki küçük kahvaltı bıçağıyla tereyağı sürüp bir lokma ısırdım. Hepimiz acıkmış olmalıyız, ki herkes önündeki yemeklerle ilgileniyordu sadece. Masada duran telefon çaldığında bakıştık ve kimin telefonu olduğunu sorgulayacakken Sera ekrana bakıp açtı.
"Alo? Efendim abi?..." dedi ve bana bakıp hoparlöre aldı.
"Alo? Kızım kusura bakma sabah sabah aradım..." diyen kişi Mesut abiydi.
Sera ise "Yok abi saat 11.00 filan, zaten kalkmıştım çoktan. Ne oldu, bir sıkıntı yok değil mi?" diye sordu.
"Ya dün siz hani partiye gitmek için izin isteyince kalan garsonları çağırdım ya... Gece çıkışta hepsi benimle konuştu. İşten ayrıldılar, beş kişi birden... Yani neye uğradığımı şaşırdım ben de."
Sera ve ben birbirimizle bakıştığımızda ağzımız açık kalmışken durmuş ne olacağını düşünüyorduk. Sera boğazını temizleyip toparladı.
"Abi peki ne olacak? Yani bugün gelmeyecekler mi? Cumartesi, hava da güzel. Biz patlarız."
Mesut abi "İşte o yüzden aradım, hemen bugün başlayabilecek tanıdığın birileri varsa alın getirin olur mu? Ben de arıyorum zaten..." dedi.
"Tamam abi... Görüşürüz." dedi ve iç çekerek kapattığında arkasına yaslandı.
Derin "Kızlar ben gelirim! Ben zaten işten çıkalı 1 ay oldu." dediğinde umutla ona baktım.
"Ciddi misin? Ya Derin seni çok seviyorum!" dedim heyecanla.
Ecem'de başını salladı ve "Ailem bana para yolluyor ama ek gelir de çok işime yarardı. Yaz beni de." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜ YILDIZLARA AİTTİR
Teen FictionBu kitapta ben varım, sen varsın, arkadaşlarım var, arkadaşların var... Bu kitaptan sonra ise başını kaldırıp gece yıldızlara baktığında kendini hatırlayacaksın. "Pşşt... Derin. Gökyüzüne bak." Derin Vera başını kaldırıp gökyüzüne bakınca bana dönüp...