Umarım yeni kurgumu beğenmişsinizdir. İlk başlar sıkıcı gelse de düzelecek. Biraz günlük hayat kattım içine karakteri ve çevresini daha iyi kafanızda tanımlamanız için. Umarım amacıma ulaşırım. İyi okumulaaarrrr <333
Telefonumu puf koltuğumda unutup anneme yardıma gitmiştim.
"N'apıyorsun?"
Çaydınlığı aldım, yerde oturan annemin yanına koydum.
"Poğaça."
Gülümsedim.
"Yardıma ihtiyacın var mı?"
"Şimdilik şu tepsidekileri yumurtalayıp susam dökebilirsin."
"Tamam." dedim ve bir kâseye yumurtayı kırdım, çırpıp her birinin üzerine yağlama fırçasıyla özenle sürdüm. Sonra da susamları üstüne serpiştirdim.
"Ne zaman gelecekler?"
Bir yandan başka bir poğaça hamurunu yoğururken bir yandan saate baktı ve gözünü ayırmadan,
"Akşama doğru gelirler herhâlde." dedi.
Onaylarcasına kafamı salladım ve son poğaçayı da susamladım.
Annem poğaçaları fırınlarken ben de
evi süpürdüm ve toz aldım. Kısacası annem mutfakta yemekleri hazırlarken ben de içeride son ses müzik açıp evi derledim topladım.Kemanımı kılıfına koydum ve misafir çocuklarının bulamayacağını düşündüğüm bir yere, gardırobumun üstüne sakladım.
Annem pudra şekeri almam için beni markete gönderdi.
En yakın markette ise pudra şekeri kalmamıştı. Şansıma.Biraz daha ileriki marketlere baktım. Orada da yoktu.
Bisikletime atlayıp mahalledeki bakkaları turladım.
Bu sefer pudra şekerini bulmuştum.Misafir çocukları için büsküvi, çikolata, kutu süt ve jelibon da almayı ihmal etmedim.
Aldıklarımı eve bıraktıktan sonra tekrar dışarıda vakit öldürdüm.
Genelde bisikletimle tur atardım mahallede.
Saat 6'ya yaklaşırken annem beni aradı."Kızım gelirler birazdan, hadi eve gel artık."
Sitemizin bahçesine girdiğimde bisikletimi eyledim ve kilidini taktım.
Bu sırada bulunduğumuz bloğun dış kapısında Nergis Yengeyi, kardeşini, yanındaki bir kız, bir de erkek torununu, gelinini ve damadını görünce bana bi' inme falan indi galiba. Öylece kalakaldım.
En fazla torunları ve geliniyle gelir diye düşünmüştüm de kadın tüm sülaleyi toplamış.
İnşallah düşündüğüm şeyler için değildir diye geçirdim içimden.
E- hani kuş pisliği şans getirirdi?Getirmemiş.
Beni gören torunları; Beren ve Baran koşarak bana sarıldılar.
İkisi ikiz kardeşlerdi ve ikisi de sanırım 7 yaşlarındaydılar.E yapıştılar bunlar kene gibi bacaklarıma?
Nergis Yengeye, gelinine ve damadına baktım sırayla."Ay kuzum ne kadar da büyümüşsün öyle sen!" dedi Nergis Yenge.
En son 1 ay önce görüşmüştüm onunla ama... (Görüşmeye zorlanmıştım) 1 ayda ne kadar büyüdüysem artık. Çenesi resmen yere değecekti kadının.
"Hoşgeldiniz." dedim hemen.
"Ah hoşbulduk kızım."
"Ben kapıyı açayım size." dedim ve yürümeye çalıştım.
"Çocuklar bırakın da Melek kızım kapıyı açsın bize." denilince
anında beni bıraktılar.Anaa! Bu çocuklara söz geçirebiliyorlar mıydı?
Geçirdiler ya.
Demek ki bana garezleri var bu çocukların.Çünkü 1 ay önceki ziyaretlerinde keçeli kalemlerimi bastırarak kullanmamaları gerektiğini söylemiştim ama ne ola ki... Daha sonra keçeli kalemlerime baktığımda hepsinin uçlarının yamulduğunu fark etmiştim.
Hemen şifreyi girdim ve kapıyı açtım.
Evin olduğu kata kadar asansörle onlara eşlik ettim.Asansörde şöyle bir süzdüm hepsini.
Nergis Yenge'nin damadı Ahmet; çok sakin, uyuşuk bir adamdı. Fakat onun eşi, tam bir umutsuz vakaydı sanırım. Çocukların iksi de Helin ablaya çekmişti.
Ben on dokuz, o da otuz üç yaşındaydı.Şu ana kadar hiç değişmemişlerdi. Helin ablayı doğum yaptıktan sonra neredeyse hiç görmemiştim. Ahmet abiyi de arada dışarıda görürdüm. Lale teyze, Nergis Teyze'nin ablası da sessiz sakin bir kadındı ona istinaden.
Dairemizin olduğu kata geldiğimizde kapıda bekleyen annemle karşılaştık.
Hoş geldin beş gittin derken kendimi odamın ortasında çocukların sıkıcı sorularıyla boğulurken buldum.
"Abla ben ters takla atabiliyorum biliyor musun?" dedi Baran.
"Onu ebem de yapar," diye karşılık verdi Beren.
Kahkaha atmamak elde değildi.Beren "göstereyim mi?" diye ekler eklemez,
"Hayır! Bir yerlerinizi acıtacaksınız." diye ikaz ettim kahkahamı durdurup.
Bu sırada annem beni odamın girişinden ona yardım etmem için çağırdı.
Çayları ve yemekleri servis ettim.
Yemekleri yedik. Çocuklara oyuncak videosu açtım. Yemek yediklerinden galiba, az da olsa sakinleşmişlerdi.Ben de odama geçip dev puf koltuğuma attım kendimi. Belime sert bir şeyin batmasıyla sıçradım.
"Ah!"
Cidden şanssız günümde miyim ne?
Ya da sakarlığımdandır bilemiyorum.
Belki de B12 eksikliğim vardır?Telefon kılıfımın süsü yukarıda kalmıştı ve belime batmıştı.
Telefonumu elime alıp düz çevirdim ve dizlerimi kendime çekerek tekrar puf koltuğuma oturdum.Bir bildirim daha vardı.
0536*: Hakkında başvurduğunuz ses yarışmasına katılmaya hak kazandınız. Tebrikler! 🎉
BİLİYORDUM! BUGÜN ŞANSIMIN DÖNECEĞİNİ BİLİYORDUMM! SAĞ OL ŞANSLI MARTI!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞANS MELEĞİM // Yarı Texting
HumorEn büyük hayali şarkıcı olmak olan Melek, gününün berbat geçtiğini düşünürken beklediği ses yarışmasına katılmaya hak kazandığını söyleyen bir mesaj alır. Ama ya mesajı yazan kişi, onun sesiyle dalga geçmeye çalışan gizemli biriyse ve Meleğin sesini...