Sen bilmezsin

10 1 1
                                    

Evliliğimizin ikinci haftasındaydık evlilik denilebilirse tabi . Konağın düzenini az çok anlamıştım . Kasvetli bir havası vardı buranın .

Çınarı son konuşmamızdan beri 2 defa tek gördüm eve gelip 1 2 saat durduktan sonra tekrar dışarı çıkıyordu . Onunla konuşmaya hiç çalışmadım . Bir şeyleri her düzeltmek istediğimde daha kötüsünü yaşıyordum . Akışına bıraktım şuan herşeyi .

Ama nereye gittiğini ne yaptığını merak edemeden de duramıyordum kahvaltı masasında bir kaç kere " Çınar neden bizimle beraber değil " diye sorduğunda kimseden çıt çıkmamıştı . Kıskanç kuzeni Zilan dışında . Zilan her soruşumda yüzünü ekşitip bana cevap veriyordu . " karısının ya sen sen bilecen ben mi bilecem ." Haklıydı belki de karısı bendim ama kağıt üzerinde kendimi sönmeyecek bir ateşin içine atmıştım .
Şimdi umursamıyordun çınar' ın varlığını yokluğunu Sadece aklımı kurcalayan sorular vardı bi güzel konuşuyordu benimle bir de tiksinerek bana ne söylemek istiyordu anlaşılmıyor . İmaları artık kafamdan çıkmayacak bir hal almıştı .

Konak ta ki günlerimi çoğunlukla mutfakta geçiriyordum . Makbule teyze mutfaktan sorumluydu tüm yemekleri o yapar dı . 40 yıldır bu konakta yaşıyormuş . Ondan önce de annesi çalışırmış burda . Konağın ansiklopedisi de diyebilirdik .
Burda yemekler hep beraber yenirdi . Ben bir defa mutfakta makbule teyzeyle yemek istediğimi söylediğimde "olmaz öyle şey kızım otur oturduğun yerde " denildi mahzar ağa tarafından . Ben de söze itimat ettim şu uysalığımdam nefret ediyordum . Ah bir bilseniz içimdeki kıyameti .

Kahvaltıdan sonra makbule teyzenin yanına gittim . Mutfakta bi oturacak bi tarafa giderken onu izlemek çok eğlenceli geliyordu . Hani iş makinalarını izlerken ki gibi zevk alıyordum . Her yaptığı yemeği bana tatırmadan durmuyordu . Makbule teyze konak taki olayları anlatırken sağ elimi çenemin altına koyup saatlerce dinleyebilirdim onu .

Mahzar ağanın 2 çocuğu tek varmış . Bu yeni öğrendiğim bir şey değildi tabiki de Necla hala Şilanın annesiyle Faruk bey de çınarın babası . Necla halka demişken o sakin kadından nasıl Zilan gibi bir huysuz çıkmış anlamıyorum .

Çınarın annesi ve babasının hayata olmadıklarını biliyordum ama ölüm sebeplerini bilmiyordum makbule teyzeye sorup sormamak arasında çok kaldım ama merakımdan ölmek te istemiyordum .
" makbule teyze Faruk bey el Sevim hanım nasıl vefat etti "

Makbule teyze derin bir iç çekip yaptığı yemeği karıştırdı . Biraz unutkanmıydı çok mu dalgın bir kadındı belirsiz . Konuşur konuşur bir anda susardı sonra tekrar başlardı konuşmasının devamını .

- ah ahh kızım çok vahim di . Sevim hanım pek güzel kadın dı . Konağa gelin geldiğinde herkes onu konuştu " mahzar ağa istanbuldan gelin getirmiş diye " buralarda o zamanlar dışardan gelin getirmezlerdi ağalar . Sevim hanım pek naif merhametli bir kadındı konağın arkasındaki bahçe varya kızım orayı hanımım yaptırdı kedileri için .

Sevim hanım hayvan dostuymuş ta  makbule teyze durakladıktan bir süre sonra devam etti .

- bir gün konakta gürültü patırtı sesleri yükselmeye başladı . Ben mutfaktan nasıl çıktığımı unuttum kızım  o zamana kadar konak hep sesiz sakin di huzurumuz hiç eksik kalmazdı . Ben gittiğim zaman konakta kim var kim yok hep avluya toplanmışlar dı . Faruk beyim sevim hanımı  ittire ittire merdivenlerden aşağı götürüyor du Sevim hanımım da "bırak kolumu Faruk bak çok pişman olacaksın "diyordu . Hanımımın ağzından duyduğum son kelimelerdir bunlar .

Makbule teyze arkasındaki mutfak tezgahına yaslanmış hararetli bir şekilde bana olanları anlatırken gözleri de dolmuştu .

- hanımın o gün bu konaktan çıktı Çınar beyim o zamanlar 8 yada 9 yaşında mahzar ağamla beraber at çiftliğine gidivermişler . Hanımım çınar beyimi almak için oraya gitmiş ama ağam vermemiş . Hanımıma da da yalvarmış yakarmış ama hanımım gitmekte kararlıymış . Ağam çok severdi gelinini .

Makbule teyzenin gözlerinde biriken yaşlar bir bür düşerken bende etkilenmeye başlamıştım içim de bi burkulma oldu .

- hanımım gittikten bir hafta sonra beyim pişman olmuştu . Çınar ağam da hergün"annem annem " diye ağlardı . İstanbul'a hanımımı almaya giderken yolda tahlihsiz bir kaza geçirdiler , yük kamyonu çarpıvermiş . Ağam iyi kullanırdı arabayı kamyonun sürücüsünün suçuymuş ters şeritten geçermiş . Allah rahmet eylesin beyime de hanımıma da 15 yıl geçivermiş halla acıları dinmiyor .

Gözlerimde biriken göz yaşlarını bende özgür bıraktım yanaklarıma düşen damlayı fark ettirmeden elimin tersiyle sildim . Merakım halla geçmemişti neden kavga etmişlerdi de böyle bir olay yaşamışlardı .

-makbule teyze peki neden kavga etmişlerdi . Biliyormusun .severek evlenmişler evi terk edecek ne yaşadı da gitti Sevim hanım .

Makbule teyze alnını buruştururken yüzünü düşünen bir eda aldı .

- Sevim hanımım bu olaydan bir gün önce çarşıya çıkmıştı . Bür kısım kıskançlığın sebep olduğunu söyledi bir kısım da Sevim hanımın İstanbul'da yaşamak istediğini düşündüğü için . Lakin bana sorarsan kızım ben kabahatin Faruk bey de olduğunu düşünürüm

Makbule teyze ile olan sohbetimizden çok keyif almıştım . Konuştuklarının hepsini de merakla dinlemiştim . Çınarı mahzar ağa büyütmüş tü ona hem baba hem de anne olmuştu . Çınar la kaderlerimiz bir sayılı dı tek fark onun annesinin de hayata olmayışı benim annemin ise varken yok olmasıydı .

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jun 07 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Arya Where stories live. Discover now