Selammss, öncelikle çok çok çok özür dilerim. Çünkü bölümün dün geleceğini söylemiştim ama sözümün üzerinde duramadım. Dün misafirlerim olduğu için bölümü düzenlemeye bir türlü fırsat bulamadım. O yüzden düzenlemek bugüne kaldı ve bölüm çok uzun olduğu için daha yeni bitirdim düzenlemeyi. İçime sinen, upuzun, emek kokan bir bölüm oldu. Umarım sizin de hoşunuza gider ve beklediğinize değer.
Burada eski okuyucuların çoğunun artık olmadığını biliyorum ama sizden bir ricam var. Hikayenin tanınması ve okunması için sosyal medyada destek veririseniz çok mutlu olurum. Hikayeden bihaber eski NarGed'ciler illaki vardır. Ve sosyal medyada hikayenin tanıtımları yapılırsa, her kesin haberdar olup, okumak için buraya geleceğinden eminim.
Sözü fazla uzatıp sizi daha çok merakta bırakmak istemiyorum. Yorumlarınızı ve tahminlerinizi bekliyorum. Yıldıza basmayı unutmayın.
"Gediz?" Nare gördükleri ve duydukları karşısında şaşkınlığını gizleyemeden, adama seslendi titrek bir sesle. Zil sesine uyanmıştı dakikalar önce. Sancarın öfkeyle bağırdığını duymuştu ilk önce, sonrasında Gedizle kavga ettiklerini anlayıp, yalın ayak olmasına aldırmadan hızla aşağıya inmişti. Kapıyı açıp dışarı çıktığında Gedizle Sancarı bir birilerine girmiş halde bulmuştu ve bir kaç dakika şaşkınlıkla onları izlemişti. Elleri, ayakları buz kesmiş gibiydi adeta, ne yapacağını bilememişti. Neden kavga ettiklerine anlam verememişti. Akabinde Gedizin hâlâ ona aşık olduğunu haykırmasıyla, adamın ismini zikredecek gücü bulmuştu kendisinde. Gedizin şaşkın bakışları kendisine döndüğünde kaşlarını çatarak önce ona baktı. O sırada ağzının içinde bir şeyler homurdandı Gediz fakat ne söylediğini duyamadı Nare. Zaten önemli olan da bu değildi şu an. Kaşları iyice çatılırken bakışları yavaşça, Gedizden bir kaç adım arkada dikilen ve şaşkınlığın yanı sıra gözlerinde korkuyla ona bakan Sancarı gördü. Sancarın gözlerindeki bu korkunun sebebi neydi? "Ne oluyor burada?" dedi sonunda zar zor bulabildiği sesiyle. Aklı hâlâ biraz önce duyduklarındaydı. Gediz ona hâlâ aşık olduğunu mu söylemişti?
"Bir şey olduğu yok canım" dedi Gediz hızla toparlanıp, kadına doğru ilerlemeye başlayarak. "Bizim sesimize mi uyandın?"
"Zil sesine uyandım" dedi Nare bakışlarını Sancardan alıp yavaşça Gedize çevirerek. Adamın kanayan dudağına takıldı bakışları. Hâlâ neler olduğuna anlam veremiyordu.
"Neden kavga ettiniz siz? Ne oluyor burada? Ayrıca Melek nerede? Odasında değildi"
"Kızından haberin bile yok" dedi Sancar öfkeyle. Nare, gözleri korkuyla büyürken Gedize baktı hızla.
"Sakin ol bebeğim. Korkulacak bir şey yok. Kavruk erkenden gelip götürdü Meleği. Sen uyuyordun, kıyamadım uyandırmaya" dedi Gediz sakin ve ılımlı bir tonda. Ardından bakışlarını hızla Sancara çevirirken, yeniden öfke bürüdü harelerini. "Sen bir siktirip gitsene artık şuradan"
"Neden kavga ettiniz?" dedi Nare sabırsızca. Burada neler olduğunu birinin ona anlatması gerekiyordu artık.
"O yanındaki herife söyle, kızımın bir babası var zaten. Boşuna ona babalık yapmaya çalışmasın. Çünkü Melek de onu hiçbir zaman babası olarak görmeyecek" Sancar işaret parmağını Gedize doğrulturken, ağzından köpükler saçarak konuştu adeta.
"Ne saçmalıyorsun sen?" Nare sinirle kaşlarını çattıktan sonra soru işareti dolu bakışlarla Gedize döndü. "Ne diyor bu?"
"Dün misafirlere Meleği kızımız olarak tanıttım ya. Onu duymuş bir yerden, kudurmuş sinirden. Hesap sormaya gelmiş kendince bana. Meleğe kızım diyemezmişim" diyerek kısa ve öz bir açıklama yaptı Gediz. Nare duyduklarıyla yüzünü buruştururken, kafasını öfkeyle Sancara çevirdi ve sert bakışlarını adamın yüzüne dikti. Sabah sabah bu kadar basit ve aslında gayette doğal bir şey için mi buraya gelip terör estirmişti?!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Işıklı Yollar
Roman d'amour"Ama bir nokta var, bir yer var, bir çizgi var. Orayı aşınca dedim ki, sen de beni gör. Hı? Bir Gediz var de mesela.. Varmış de.." Sevdalılardan biri ölürse destan olur. İşte şimdi destan oldunuz. 37. bölümden sonrası