3. BÖLÜM

25 9 49
                                    


Önce yıldıza basın lütfen.

Küçük kız annesinin yanından dönerken babasının kollarına koşan arkadaşını gördü. Yanında abisi ve annesi ile beraber. Öylece durup onları izledi. Mustafa amcası önce Halime'yi kucağına aldı. Sonra Halime'nin abisi Hüseyin'i kucakladı. Ali amcası da öyle yapardı. Yağız ve Yavuz'u aynı anda kucağına alırdı.

Kendi babası onu, annesinin kucağından zorla aldığı gün almıştı onu kucağına. O gün çok ağlamıştı. Çok korkmuştu. Babası onu eve babannesi ve halasının yanına bırakıp gitmişti. Gitmeden balkon kapısının camını da kırmıştı. Bağırmış ve kızmıştı bide.

Mustafa amcası bir poşeti Halime'nin eline verip, yanağından öperek kucağından indirmişti onu. Başka bir poşeti de oğlu Hüseyin'e vermişti. Onunda başını öpmüştü. Halime'de, Hüseyin'de babalarının ellerini öpmüştü. Kendisi de bayramlarda babasının elini öpüyordu.

Halime poşetini annesi Beyaz teyze ile beraber açmıştı. İçinde prenses elbisesi vardı. Halime bunu görünce yerinde zıplayıp çığlık atmıştı. Annesi birde küçük bir tac çıkarıp takmıştı başına. Halime de elbiseyi kendine tutup etrafında dönüyordu mutlulukla.

Okuma yazmayı yeni öğrenmişlerdi. Raşan'ın okuduğu ilk kitap pamuk prenses ve yedi cüceler kitabıydı. Sonra Halime'ye anlatmış ve kitaptaki prenses fotoğraflarına bakmışlardı. Halime babasına ona prenses elbisesi almasını isteyeceğini söylemişti o gün. O da "bende kendi babama söylerim o da bana alır" demişti.

Okuldan sonra eve koşarak gitmişlerdi. Halime babasına söylediğinde babası merkeze gidince alacağını söylemişti. Abisi Hüseyin'de kendisine kamyon almasını istemişti.

Raşan eve gidip üst kata çıkmış kapıyı çalmıştı. Babası bir yıl önce tekrar evlenmişti. O evlenince babannesi ile o alt katta yaşamaya başlamıştı. Babası, karısı ve karısının kızları Sümeyye üst katta beraber yaşıyorlardı. Sümeyye'yi seviyordu Raşan. İyi biriydi o. Annesi gibi değildi. Babasının, Sümeyye'ye aldığı çikolataları, balonları gizlice onunla paylaşıyordu. Bir kere babasının karısı görmüş ve çok kızmıştı. Hatta ona "baban seni sevseydi sana da alırdı. Benim kızımın rızkına göz dikme" demişti. Birde üstüne "o Suna hanım madem annen, annelik etsin sana. Alsın istediklerini. Öyle cici anneden bekleme herşeyi" demişti.

Üst katın kapısını, babasının karısı açıp Raşan'ı görünce dışarı çıkmıştı hemen. Kapıyı da ardından aralık bırakmıştı.

"Ne istiyorsun?"

"Şey ben... Şey... Babam evde mi?"

"Ne yapacaksın Sait'i?"

Raşan ellerini sürekli birbirine geçirip duruyordu. Bu kadından korkuyordu. Onu hiç dövmemişti ama ona çok kötü şeyler söylüyordu hep. Onu hep ağlatıyordu. Ayaklarına bakıyordu sürekli Raşan. Babası açsaydı kapıyı ne olurdu sanki?

"Ben babamdan bir şey isteyecektim ondan şey ettim."

Tam bu sırada içerden babasının sesi geldi "Reyhan kim geldi?" diye sormuştu. Raşan tam içeri seslenecekken babasının karısı kolundan tutup diğer eli ile de ağzını kapatmıştı.

"Bana bak Suna'nın veleti ne isteyeceksen git o babandan bir türlü boşanmayan anandan iste. Benim kocamın parası ancak bize yetiyor...." Raşan sadece başını sallamıştı. Gözlerinden yaşlar akıyordu ve korkudan titriyordu. Babasının karısı elini şiş göbeğine koyup "hem yakında oğlumda gelecek o ancak bize bakar. Şimdi git. Bir daha da bir şey istemeye gelme sakın."

İMKAN-SIZIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin