Yenidenn merhabaaaa
Nasılsınız?? Okul nasıl geçti. Ben bu gün gitmedim (ehehe)
Sizce hikayenin sonu mutlumu sonlamı bitsin yoksa mutsuz sonlamı?
Ben hep mutsuz sonları seviyorum. (Bunu demem kurguya etki etmeyecek)
Günde iki bölüm atmak ne??? (can sıkıntısı)O zaman hikayemize geçelimmm. Keyifli okumalar efendimmm
:))).......
Kendinden emin bir şekilde zili çaldı Eda. Bu gün çok mutluydu. Sebebi ise sınıfta en yüksek not almasıydı. Bunu ilk babasına gösterecekti. Çünkü babasınında sevineceğini biliyordu Eda. Kapı açıldı. Kapıyı açan annesiydi. Eda ona başıyla selam verdikten sonra çabucak eve girdi.
Annesinin umurunda olmamıştı. Her zamanki gibi.
Heyecanla ayakkabılarını çıkardı. Bir köşeye usulca koydu.
"Babam evdemi anne?" Dedi Eda annesine bakarak. Annesi gözlerini devirip konuştu."Çalışma odasında." Eda gülümsedi. Annesi kızın bu mutluluğunu anlamamıştı. Elindeki kağıda bakılırsa yüksek not almıştı. Bunun içinmi seviniyordu yani? diye düşündü annesi.
Eda çalışma odasının önüne geldi. Babasının öğrettiği gibi kapıyı çaldı usulca.
'Gel' sesini duyunca içeri geçti.
Babası kimin geldiğini görmek için kafasını kaldırdı dosyadan. Kızını görünce yorgun olmasına bakmayarak gülümsedi.
"Babaaa." Hemen babasının yanına gidip sarıldı. Güldü babası. Kızı her zamanki gibi enerjikti. Bazen hayret ederdi bu enerjisine. Ancak bilmiyorduki bu enerjiyi gelecekte söndüreceğini."Baba bak bu gün sınavdan yüz aldım." Dedi Eda. Bu yıl beşinci sınıftı. Kızı sınıf birincisiydi.
Gururla gülümsedi babası.
"Aferin benim kızıma. İşte babasının kızı." Dediğinde Eda utanarak güldü. Yüzü kıpkırmızı olmuştu. Babası bu haline kahkaha attı.
"Şimdi ne istiyorsun benden söyle bakalım?" Dedi babası. Eda düşünüyormuş gibi yaptı. Çok tatlıydı bu hali."Annem telefonda konuşurken duymuştum annem için elbise alırmısın baba?" Dedi hevesle Eda. Burukça gülümsedi babası. Annesi kızını sevmiyordu. Ona yalan söylese bile Eda anlıyordu. Ancak yinede onu seviyordu.
"Ama kızım sen bir şey istemiyorsunmusun?" Dedi babası. Eda başını hayır anlamında salladı.
Kızı daha küçük olmasına rağmen olgun bir kızdı. Diğer yaşıtlarından farklıydı."Baba lunaparka gidelimmi?" Dedi tatlı tatlı.
Babası bu tatlılık karşısında dayanamadı ve saçından öptü.
Ve birlikte lunaparka gittiler. Sadece ikisi. Annesi gitmeyi reddetmişti.
Ancak ikiside o gün çok eğlendiler. Gelecekte olacakları bilmeyerek :)......
Hayat her zaman mutlu geçmez. Hem kötü günleriniz hemde mutlu günleriniz olur. Benim o kadar kötü anım vardıki mutlu anılarımı bile unutmuştum. Sadece yüksek notlar aldığım zaman babamın beni lunaparka götürmesini hatırlıyordum. En son yedinci sınıfta gitmiştim. O günden sonra bir daha gitmedim. Çünkü bana o günleri hatırlatıyordu. Hayatımın eskisi gibi olması için her şeyimi feda ederdim.
Eskiden zevk aldığım şeylerden artık çok uzaktım. Sadece resim kalmıştı yanımda.
Babamın değiştiği günden beri her gün resim çizmeye başladım. Artık resim hayatımın bir parçasıydı. Meslek olarak istemiyordum. Sadece bu benim ruhumu sakinleştiriyordu.Ve şuan oturmuş eskiz defterime resim yapıyordum. Artık portre çizmeye daha özen gösteriyordum. Gelişmek için her gün on tane portre çiziyordum.
Günümün bir çoğu resim çizmekle geçiyordu.
Dışarıya çıkma iznim yoktu. Sadece market ve okul.
Başka yerlere gitme iznim yoktu. Bazen evde hiç kimse olmayınca kaçıyorum.
Delirmemek adına. Hb kalemini bir kenara bıraktım. Dün bilinmeyen numarayla konuşmuştuk. Samimi biriydi. Kanım ısınmıştı doğrusu. Ve ben git gide onu dahada merak ediyorum.
Bildirim sesini duyunca telefonu hemen elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece senin
ЧиклитEda Yılmaz sıradan kızlardan biridir. Okul derslerinde çok başarılı bir kızdır. Ancak hiç kimsenin bilmediği sırrı vardır. Sizce bu sır nedir?