Helooo.
Nasılsınız????Yeni bölüme hoş geldiniz <333
Bu arada finali biraz daha uzatacağım gibi. Yani daha olaylar var. Birden aklıma gelmişti iyirmi iki bölüm yapmak. Ancak şimdi mantıklı gelmiyor :DHazırsanız başlayalım :)
.......
Sakin günlerden biriydi. Özlemiştim olaysız geçen günleri. Kavga yoktu. Ses yoktu. Hiç bir şey yoktu.
Ödevlerim bitince masamdan kalktım. Üç haftadır buradaydım. Henüz çokta alışmamıştım. Ancak yavaş yavaş sevmeye başlıyordum odamı. Rahattı. Balkonu bile vardı!
İkinci katta kalıyordum. Benimle birlikte annem ve Mert amcanın odası, Işığın odasıda ikinci kattaydı. Birinci katta salon vardı. Birde mutfak.
Geri kalanları biliyoruz işte.
Kendimi yatağıma attım. Kaç saattir telefona bakmıyorum.
Sosyal medyada gezdim biraz. Çok bir şey yoktu. Kedi videolarını beğeniyordum. Tatlıydılar. Keşke kedim olsaydı. Acaba anneme söylesem izin verirmi?Kapı çalındı. Bakışlarım oraya kaydı. "Gell." Dedim bağırarak. Kapı açıldı ve içeri Işık girdi.
Gülümsedim. Elimdeki telefonu kenara bıraktım. Işık yavaş adımlarla bana doğru yürüdü.
"Ne oldu Işığım?" Dedim sıcak sesle. Gergince gülümsedi. Kaşlarım çatıldı. "Gel bakayım yanıma." Dedim yanımı işaret ederek.
Hemen oturdu.
Ellerini tuttum. Mavi gözlerini bana dikti. Güven verircisine ellerini sıktım.
"Ne oldu Işık? Kötü bir şeymi oldu?" Başını salladı."Yağız bana vurdu Eda abla. Hep böyle yapıyor." Yağız kimdi lan?
"Yağız kim kuzum?" Dediğimde kaşları çatıldı. Eliyle duvarı gösterdi.
"Komşunun çoçuğu Yağız işte." Komşularımızı tanımıyordum. Elini bırakıp ayağa kalktım."Kalk Işık. Savaş şimdi başlıyor." Dedim ellerimi belime yerleştirerek.
"Emredersiniz komutanım." Dedi elini başına götürerek........
Gözlerimi kıstım. Kıvırcık saçlı, kilolu olmayan bir erkek. Aha! Karşıdan geliyordu.
"İşte o çoçuk abla." Sinsice sırıttım. Elimdeki su tabancasına baktım. Birde Işığın elindekine. Onunki küçüktü. Benimki ise büyüktü.
Başımla işaret verdim. Yağızın üzerine doğru koşmaya başladık. Çoçuk bizi görünce gözleri fal taşı gibi açıldı. Şaşkınlıktan olacakki yerinden kıpırdamıyordu. Parmağımla tuşa bastım ve suyu üzerine sıktım. Aynısı Işıkta yaptı. Yağız ağlamaya başlamıştı bile. Oh olsun. Gıcık olmuştum şu çoçuğa. Her sabah gelip kapımızı çalıp kaçıyordu. Çoçuğu hatırlamıştım.Bir keresinde üzerime taş atmıştı gerizekalı.
Pişman değildim."Lan! YAĞIZ." Kaşlarım çatıldı. Yok canım daha neler. Banamı öyle geliyordu yoksa Koray gerçektende bize doğru koşuyormuydu.
"Abiiii. BUNLAR BANA SU SIÇRATTI. Hığğ." Gözlerimi devirdim.
"Abartma çoçuk." Dedim ters sesle.
"Kızım sen ne yapıyorsun. Daha doğrusu ne yapıyorsunuz?" Dedi Işıkla bana bakarak.Işıkla göz göze geldik. "Işık senin burada ne işin var?" Dedi Koray gözleri kısılırken.
"Ablamla intikam için buradayız. Şimdi geri çekil Koray abi." Tabancayı Koraya doğrulttu. Güldüm.
Koray şaşkınlıkla bana baktı. Korkuyla bana baktı. "Beni ıslatmaz değilmi?" Dedi yeniden Işığa bakarak."Orasını bilemem. Hem sen Yağızın abisimisin?" Dediğimde başını salladı. Oha. O zaman Korayla komşuyduk. Sinsice sırıttım.
"Deniz kızı? Neden bana öyle bakıyorsun?" Dedi geri geri giderken.
Işığa baktım."Savaş şimdi başlıyor! Hadi Işık!" Ve Korayın arkasınca koşmaya başladık.
.....
"Ya Koray! Bak valla şakaydı." Dedim tatlı tatlı gülümseyerek. Gözlerini devirdi.
" Sırılsıklam oldum be! Şakaymış." Dedi söylenerek.
Tam bir saattir Korayı kovalamıştım. En sonunda su bitmişti. Tabancayı elimden almış kendisi su doldurmuştu. Suyla beni ıslatacak diye korkuyordum." Bak ne istersen yaparım. Yeterki tabancayı geri ver. "Dedim yalvararak. Şeytani şekilde gülümsedi. Yutkundum. Ne isteyecekti ki?
Tabancayı indirdi.
" Peki.Gidip marketten dondurma al. " Kaşlarım çatıldı. Tek istediği şey bumuydu.
Her neyse başka bir şey istemediği için minnettardım." Tamam. Alacağım. Sen Yağızla Işığa dikkat et yeter." Arkamı dönüp gidecektimki elimi tuttu.
"Işık Yağızla bizim eve gitti."
"Ne ara gittiler ya."
"Sen kaçarken."
"Birlikte gidelimmi?" Dediğinde şaşırmıştım. Daha az önce pis pis sırıtıyordu.
"Tamam gel bakalım." Yol boyu sessizdik. Bir birimize yakın yürüyorduk. Bazen kollarımız bir birine değiyordu. Her değdiğinde kalbim küt küt atıyordu. Hadi ama!
Neden böyle oluyor? Hiç bilmiyorum."Demek komşuymuşuz. Ama ben seni ilk defa burda gördüm." Dediğimde gözlerini bana dikti.
"Muhtemelen hep evde olduğum içindir."
"Vayyy. Ben seni bütün gün geziyorsun sanıyordum. Öyle bir tipin var çünkü." Değimde sırıttı."Ben onlardan değilim deniz kızı. Bazen çıkarım. Oda Emirlerle."
Aklıma gelen fikirle konuştum.
"Bir gün hep beraber eğlenmeye gidelimmi? Bence eğlenceli olur." Düşündü.
"Olur. Bizimkilere söylerim." Sessizlik.
Konuşmaması canımı sıkmıştı. Ben sessizliği severdim. Ve çok konuşan insanları sevmezdim. Ancak Korayın hep konuşmasını istiyorum.Nedense ona karşı olan bu garip tavırlarımın nedenini anlamıyordum. Onunla konuştuğumda sanki çoçukluktan beri tanıyormuş gibi hissediyorum.
Acaba çoçukluğumla bağlantısı varmıdır Korayın?Hiç sanmıyorum.
Marketin önüne geldiğimizde içeri girdik.
İki dondurma alıp dışarı çıktık.Marketten biraz ötede boş bank vardı. Oraya yerleştik. Artık akşam olmak üzereydi. Gün batımını izlemeyi severdim. Kim sevmezdiki?
Ona bakınca bütün duygularım hissizleşiyor sadece hayranlık duygusu kalıyordu.
Koraya baktım. Oda güneşin batmasını seyrediyordu. Yüzüne vuran turuncu ve sarı renkler onu dahada güzel yapıyordu. Güzel ve düz bir burnu vardı. Benimde burnum düz olmasına rağmen kıskanmıştım Korayın burnunu.
Koray onu izledğimi fark etmiş olacakki bana baktı."Aşıkmı oldun?" Değinde şaşkınlıkla ona baktım.
"Durup dururken neden pat diye soru soruyorsun. Ve hayır. Saçında böcek vardı. Ona bakıyordum."
Gülmeye devam ediyordu. Gözlerimi devirip yeniden gökyüzüne baktım. Dondurmalarımız bitmişti.
Tanıdık melodi her yeri sarınca ekrana baktım.
Anne arıyor...Boğazımı temizledim." Alo? "
" Alo. Kızım neredesin? Işıkta yok. "
" Işık Yağızlarda anne. Ben marketten biraz ötedeyim."
"Tamam. Gecikmeden gel. Akşam oluyor. Gelirken Işığıda getir." Alayla güldüm. Bir şey demeden kapattım.
Işığı umursamıyordu. Hatta hiç kimse umurunda değildi. Sadece kendini düşünüyordu. Sadece beş adımlık yol vardı. Ve Işığı benim getirmemi istiyordu.
Mert amcanın yanında iyi davranıyordu. Ancak evde olmayınca umursamıyordu.
Oflayıp ayağa kalktım."Ben gidiyorum. Geliyormusun?" Bana garip garip bakıyordu. Gözlerini kısıp beni inceliyordu.
"Bazen seni merak ediyorum deniz kızı. Bazen neşeli bazen üzgünsün. Birine söylemek istiyorsun ancak seni dinlemeyeceğini düşünüyorsun. Ve içine atıyorsun."
Gözlerimi kaçırdım. Bunu nasıl anlamıştı."Yok öyle bir şey. Hadi gel." Bir şey demedi. Ben önden o ise arkdamdan geliyordu. Derin bir nefes verdim. Çokmu belli etmiştim? Yada Koray dikkatli biridir.
Korayın evine varana kadar konuşmadık. Daha doğrusu ben konuşmadım.
Ne diyeceğimi bilemiyorum. En sonunda evine vardık. Işığı alıp kendi evizime geldik.
Bu günün eğlenceli olduğunu kabul ediyorum. Çok eğlenmiştim. İlk defa.Bittiiiiii
Korayın kaçması çok güzeldiii. Evet ayrıntılı okumadık ama tahmin ediyoruzdur
Ulan Yağız. Sen ne gıcık çoçuksun :D
Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz?
Korayla Edanın ilişkisi bir adım daha gelişti desenize :)
Bu kadardı. Yeni bölüm için beklemede kalın <3333
Sizi seviyorum 🩵
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece senin
ChickLitEda Yılmaz sıradan kızlardan biridir. Okul derslerinde çok başarılı bir kızdır. Ancak hiç kimsenin bilmediği sırrı vardır. Sizce bu sır nedir?