Dangerously/Taekook

15

Selaaaammamaamamama

Ben bu aralar cok mu aktifim bana mi oyle geliyor boyle fic yayinlamalar yb atmalar falan SEN HAYIRDIR OLM

Ay dedim baya oldu artik bi yb gerekiyodu azicik sevgili minnos taekook gorek🥳🤧

Lutfen oylarinizi ve yorumlarinizi sakinmayin LUTFEEEEEENNNN‼️‼️

Bolume gecelim fiyuuuvvvv

_________________

Jungkook'tan

Yine içmeye gidiyorduk.

Sanırım kimse akıllanmamıştı ve sürekli içmeye gitmemiz de hepimizin tam bir alkolik olduğunu gösteriyordu. Taehyung ilk önce gelmek istemiyordu, önceden yaşadıklarımız ona biraz ağır gelmiş olmalı, ancak ben biraz ısrar edince bir şey diyemedi.

Aslında ısrar etmedim.

Hazırlanmak için odama geçtim ve dolabımda gözüme kestirdiğim birkaç parçayı yatağımın üstüne bıraktım. Aralarında en beğendiğim gömleği ve siyah pantolonumu yüzüm gülerek geçirdim üstüme. Gömleğimi pantolonumun içine soktuktan sonra kemerimi de taktım ve tokasını ortaladım. Boy aynamın önüne geçtiğimde tatmin olmuş bir şekilde nefes verdim. Hoş gözükmek benim için her şeydi.

Hafif bir makyaj yapıp bol bol parlatıcı sürdüm.

Dudaklarım artık iki kat daha çok önem arz ediyordu.

Telefonuma gelen bildirim sesiyle hemen elime telefonu aldım ve gelen mesajın üstüne tıkladım.

Taehyung:
Seni almaya geldim, kapıyı aç.

Derin derin soluklandıktan sonra beni almaya geldiğini kafamda oturttuktan sonra saçımı hızlıca taradım ve telefonla cüzdanımı cebimde nereye sıkıştırdığımı bilmeden ceketimi ve ayakkabılarımı giydim. Son kez portmento aynasına baktıktan sonra kapıyı açtım. Taehyung her zamanki alışkanlığını tekrar yaparak beni şaşırtmamış, arabanın kenarına yaslanmıştı ve beni bekliyordu.

Gözlerimi ondan alamadan bir süre hareketsiz onu izledim. Uzun bacaklarını saran siyah pantolonu ve siyah mat gömleğiyle çok çekiciydi. Herkesin sevgili modeli, benim sevgilimdi.

"Bebeğim," bana sesleniş biçimini duyduğum an ne yapacağımı bilemeyerek ona baktım. "Gelsene hadi. Orada dikilme."

Gülümseyip yanına iyice ilerledim. Göz hapsine girdiğim andan beri beni süzdüğünü fark ettim. Yanına ulaştığımda ise ceketimin altından belimi okşadı. Kumaşın inceliğinden dolayı olsa gerek, kaşları yavaşça çatıldı.

"Jungkook, ne giymişsin sen?" kıskançlığını sonraya saklamalı, cidden, sevgiliyiz ulan!

"Kıskançlık yapma Taehyung," aklımdakileri dışa vurmakla hiç çekinmedim. "Nasıl olsa sevgiliyiz ve şuan okşadığın belim de senin, ben de seninim." söylediklerim onu gülümsetmeyi başarmıştı. Bir süre öylece durduk.

Elimde olsaydı zamanı asla ilerletmezdim.

Fakat gerçekliğe dönmemizdeki en büyük etken telefonumun çalmasıydı.

"Lan! Nerdesiniz amına koyduklarım?"
Hoseok'un alaycı ve çakırkeyif söylediği cümleden onun mekanda olduğunu hatta içmeye çok önceden başladığını anlamıştım.
"Geliyoruz öküz adam az iç!"