Selaaaammmm!!!
Sinavlarim hala suruyor ve bu cok igrenc... Aktifligimin son kirintilarini buraya bolum atmakla harciyorum yalnizca. Bu nedenle bolumler kotu ilerleyebilir, bunun farkindayim ancak tatil doneminde elimden geldigince duzeltmeye calisacagima emin olabilirsiniz.Ben fakir bir yazar oldugum icin her boka reklamimi yapiyorum😭
Her neyse, oy ve yorum yaparsaniz cok ama cok sevinirim lutfen yapmayi unutmayin. Bolume focuslanalim simdi fiyuuuvvvv
________________Jungkook'tan
Taehyung'un mesajını okuduktan sonra gözlerim fal taşı gibi açıldı. Elim ayağıma dolanırken telefonu bir kenara fırlattım ve boy aynamdan dağılan saçlarımı düzeltip hızlıca kapıya ilerledim.
Taehyung daha fazla soğukta kalmasın.
Kapının önüne geldiğimde derince bir nefes aldım ve sakin olmam için kendimi uyardım. Kapıyı yavaşça açarak gözlerimi benden birkaç santim uzun olan bedene çevirdim. Kapıyı açmamla birlikte duruşu dikleşti, hemen gözleri bana ilişti.
O çok... dağılmış görünüyordu?
Kapıyı sonuna kadar açıp onu içeri davet ettim. Tek bir kelime etmeden eğilip ayakkabılarını çıkarmaya çalıştı. Elleri titrediği için çıkarmakta zorlandı ancak en sonunda içeri girip onun için bıraktığım terlikleri giydi. Davetimi beklemeden salona girdi ve kanepelerden birine tabiri caizse çöktü. Onun bu rahat tavırları nedense şu an hiç gözüme batmıyordu. Kötü olduğunun farkındaydım.
"Neyin var Taehyung, böyle konuşmayıp duracak mıyız?"
Konuşunca gözleri bana değdi ancak bu uzun sürmedi, gözlerini benden çekip halı desenlerini incelemeye başladı. Bir sorun onu yiyip bitiriyordu. Bana neden geldiğini anlamıyordum ancak yardımcı olabilirdim."Taehyung... Hadi söyle bana, ne oldu?"
Yanına yavaşça yanaşıp elimi onun omzuna bıraktım. Hafifçe omzunu okşayıp kenara çekilmesini işaret ettim. İşaretimi anlayıp kenara çekildi ve yanında oturmama izin verdi.
"Ben sadece... bilmiyorum, ben kötü biri miyim Jungkook?"
Yere bakarak kurduğu cümle hakkında biraz düşünmem gerekiyordu. Evet, bir sürü hatası vardı ancak özünde iyi mi kötü mü olup olmadığını anlayamıyorum."Bunun cevabı bence sende Taehyung. Ben sana sorayım bakalım, sen kötü biri misin Taehyung?"
Sorduğum soruya seri bir cevap vermek için hazırlandı, tedirgindi ve yanlış anlaşılmak istemediğini oldukça belli ediyordu. Tanrım kendimi psikolog gibi hissediyorum. Psikoloji okumalıydım...
"Hayır, hayır ben kötü biri değilim. Amacım hiçbir zaman kötülük yapmak olmadı. Ben kötü biri değilim, ben kötü biri değilim..."
Ellerini iki yana sallayarak hızlıca konuştu ve son cümlelerini duyulmayacak şekilde, sessizce, kendini ikna edercesine söyledi. İçinde kopan fırtınaları hissedebiliyordum ve bu içimde bir şeylerin burkulmasına sebep oldu.
"Tamam Taehyung, sen kötü biri değilsin. Sen öyle diyorsan, öyledir."
Onun saçını okşamak için uzandığımda kafasını korumak için ellerini kafasına bastırdı. Kafasını hayır anlamında iki yana sallayarak benden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerously/Taekook
FanfictionOver and over, I keep going over the world we knew... Once when you walked beside me. Texting/Düzyazı yan shipler: yoonmin namjin