Yazardan(benden iste ulaann)
"Ben almayayım teşekkürler."
"Biz geliriz, Jungkook babanın sözünü dinle. Bizimle geliyorsun."
Mızırdanmaya başlayan Jungkook yerinde hafifçe oynadı ve Namjoon'a baktı."Ben günlük dozumu aldım zaten ama..."
Jungkook bu şekilde sızlanmaya devam ederken kapşonundan çekilmeye başladı. Namjoon onu kapşonundan tutarken diğerlerine bir baş hareketi yaptı ve yürümeye başladı. Aynı zamanda Jungkook'u çekiştiriyordu.
Beraber yürümeye başladılar. Herkes için bir yürüyüş iyi olabilirdi. Yürüyüş yaparlarken aynı zamanda sohbet ediyorlardı.
Jungkook bu yedilinin ne ara bu kadar yakın ve samimi olduklarını merak ediyorlardı.
Bunu sormazsa çatlardı işte.
"Siz ne ara bu kadar yakınlaştınız? Jimin Hyung ve Karina aynı bölümde onu biliyorum. Bogum Hyung ve Hoseok Hyung'u da... Samimi işte. Fakat siz?"
Birbirlerine bakan yedili ne söyleyeceklerini bilememişlerdi.
"Sus istersen artık. Sus anneciğim."
"Seokjin Hyung siz bir şeyler çeviriyorsunuz işte!"
"Bence sen de bir şeyler çeviriyorsun ama bir şey söylemeyeceğim."
Tekrar sinirlenmeye başlayan Jungkook hızlıca kafasını Taehyung'a çevirdi."Taehyung, o çeneni kapa. Yoksa ben kapatırım."
"Kapasana."
Jungkook gerginlikle derin bir nefes aldı. Elinde olsa yumruğunu karşısındaki alaylı surata basabilirdi. Delirmemek için kendini tutuyordu. Çünkü Taehyung, akıl sağlığı ile oynuyordu resmen. Takıntılıydı, pislik gibi davranıyordu. Onu asla rahat bırakmıyordu."Taehyung nasıl geçti falcı randevusu?"
"Normaldi, yani, garipti açıkçası."
"Tutarsızlığa bak amına koyayım."
Jungkook'un gülerek söylediği cümle, Taehyung'u da güldürmüştü."Geldik, lütfen içeri girin."
Teker teker içeri girdiler. Jungkook evi gözleriyle inceliyordu. Bakınırken gözü bir yerde duraksadı. Taehyung ve Bogum'un beraber olduğu çocukluk fotoğrafı.Taehyung çok... tatlıydı?
Evet evet, yapabileceği en iyi tanım bu olurdu. Gerçi şimdi de tatlıydı. Ancak dış görünüş olarak.
Eve bakınmayı bırakıp çocuklarla beraber içeri ilerlemeye devam etti.
~~~~~~~~~~~~~
Jungkook'tan
İçmiştik.
Baya baya, yarın yokmuşçasına içmiştik. Ne ara bu duruma geldik bilmiyorum. Sorsalar eğer, neden bu kadar içtiniz diye, derdiniz falan da yok hani... Cevap veremezdim açıkçası. Salaklığımızdan kaynaklı galiba.
Midem bulanıyordu ancak kendimdeydim. İçmeyi hiç sevmezdim ama enteresan bir şekilde dayanıklıydım.
Ayaklarımı sürüyerek mutfağa ilerlemeye çalışırken ayağıma bir şey takıldı.
"Hoseok Hyung? Yerde ne işin var Tanrı aşkına! Ödüm bokuma karıştı ya."
"Dondurma."
"Ne?"
Harfleri yutarak konuştuğu için ne dediğini anlayamamıştım. Bu yüzden anlamak için biraz eğildim."Dondurma."
"Ah... Siktir."
Yere doğru istifra eden Hoseok Hyung'u görünce hemen kafamı kaldırıp hızlıca mutfağa ilerledim. Evi bok götürüyordu resmen. Bogum Hyung kendine gelince kesinlikle delirecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dangerously/Taekook
FanfictionOver and over, I keep going over the world we knew... Once when you walked beside me. Texting/Düzyazı yan shipler: yoonmin namjin