17 final

216 29 64
                                    

🐸

Yazarken ağladım

____________________________________________________________________

Minho: 'Şirketi sana devretmem' diye seni tehdit edince sen de 'Şirketi götüne sok' demişsin. Bunu anlattığında gurur patlaması yaşadım resmen.

Seungmin: Hak etmişti o göt herif.

Kaslı olan anladım dercesine kafasını salladı sadece. On gündür yaptıkları gibi bugün de Changbin'in evine gelmiş, tüm anılarını anlatmışlardı. 

Jisung: Hatırladın mı bir şeyler?

Bir umutla sorsa da yine hiçbir şey değişmediğini biliyordu.

Changbin: Üzgünüm, hatırlamıyorum.

Jisung: Tamam, sorun değil. Önünde sonunda hatırlarsın.

Hyunjin: Doğumundan hafızasını kaybettiği güne kadar anlattık, tüm fotoğraf ve videoları gösterdik. Hatta sex videosunu bile izlettik.

Changbin: Ya hatırlatmasana, utanıyorum.

Jeongin: İzlerken hiç utanmıyordun ama. Gözünü bile kırpmadın.

Changbin: Belki hatırlarım diyeydi o.

Jeongin: Aynen.

Chan: Hyunjin haklı her şeyi anlattık. Artık taktik değiştirmemiz gerekiyor.

Minho: Nasıl yani?

Chan: Şimdiye kadar hep işitsel ve görsel gittik. Şimdi koku, tat ve dokularla devam etsek.

Jeongin: Tat ve doku diyorsun, öpüşün o zaman. Kesin hatırlar.

Changbin: Ya Jeongin.

Kızaran yanaklarıyla bebek ekmeğe yastık fırlattı kaslı olan. Hatırlamadığı için bu tarz temaslarda bulunmuyorlardı Chanla.

Chan ise hafızasının geri gelmemesi ihtimaline karşı kaslı olanı yeniden kendine aşık etmeye çalışıyordu.

Felix: Tat işini geçin. Benim brownilerimi bile hatırlamadı.

Jisung: Sahile gidelim o zaman. Lisedeyken sık sık oraya gidip gün batımını izlerken içerdik. Hem sahilin kokusu hem kumun dokusu hem de biranın tadı daha ne olsun.

Seungmin: Evet gidelim. Hem mezuniyetimizi de kutlamış oluruz.

Minho: Sincabım çok haklı, gidelim.

Changbin kafasıyla onları onaylarken yine onları hayal kırıklığına uğratacağını biliyordu. Anılarını hatırlamıyor olabilirdi ama onlarla birlikte yenilerini yaratmak istiyordu.

Lisede yaptıkları gibi yürüyerek gitmeye karar vermişlerdi. Yirmi dakikalık yürüyüşün ardından sahile gelip sıcak kumların üzerine oturdular. Getirdikleri abur cuburları önlerine koymuş biralarını açmışlardı.

Yavaş yavaş batan güneş ve kararan havayla muhabbet etmeye devam etmişledir.

Felix: Ah az kalsın unutuyordum. Al hyung?

Elindeki sigara paketini ve çakmağı Chan'a uzatmış almasını bekliyordu.

Chan: İçmediğimi biliyorsun, hem Binnie de rahatsız oluyor.

Felix: Bence tam da bu yüzden içmelisin. Eskiden içerdin ve hep sana ' Şu siktiri boktan şeyi içmeyi bırak, çok zararlı ve kokusu da berbat' diye kızardı.

Changbin'i taklit ederek konuşurken herkes kıkırdamıştı. Chan sigarayı içmeye başladığında kaslı olan yüzünü buruşturmuştu aldığı kokuyla.

taş kağıt sex/changchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin