8. Bölüm: Soğan

1.5K 233 158
                                    

⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Eve gittiklerinde zaten saat geç olduğundan Felix direk yemek hazırlamaya koyulmuştu.

Hyunjin ise doğruca onu rahatsız eden tişörtünden kurtulmuş, salondaki koltuğa yayılarak oturmuştu.

Bir yandan hızlı hareketlerle soğan doğrayan Felix'i izliyor, öbür yandan kabuğunu soymak istercesine hafifçe yarasını kaşıyordu.

Felix sonunda soğanı doğramayı bitirdiğinde hoplaya zıplaya yandaki havluyu alıp gözlerini sildi.

"Aaahhh çok yanıyor!" Diye bağırdı.

Hyunjin bu duruma gülmüştü.

Oturduğu yerden kalktı, musluğu açıp avucuna biraz su doldurdu. "Buraya gel, yıkayalım."

Felix göremese de sese doğru hareket etti. Lavobonun önüne eğildiğinde Hyunjin elindeki suyu yüzüne çarptı, gözlerini ovuşturdu.

"Daha iyi mi?" Diye sordu.

Felix başını aşağı yukarı salladı.

Hala sağ gözünü açamıyordu ama sol gözü yarım açılmış bir şekilde Hyunjin'e bakıyordu.

Çok yakınlardı. Neredeyse elleri çıplak göğüslere değecekti.

Ve yakından, öylesine güzeldi ki.

Yüzünde bir tane bile kusur yoktu şu kedi adamın. Kedi olduğundan mı öyleydi, yoksa Tanrı eline bir kalem alıp özene bezene mi çizmişti, karar veremiyordu.

Hyunjin baş parmağını Felix'in sağ gözüne götürüp hafifçe sildiğinde, Felix'in diğer gözü de istemsizce kapanmış, sabırla beklemeye başlamıştı.

Hyunjin parmağını çektiğinde, hala öyleydi.

"Yanıyor mu hala?" Diye sordu Hyunjin gülümseyerek.

"Hayır."

"Öyleyse neden gözlerini açmıyorsun?"

Peki... İçinde oldukları yakın durumdan ve anın büyüsünden etkilendiğini söylemeyecekti elbette.

Ne kadar Hyunjin bunu anlamış olsa da...

Felix yavaşça gözlerini açtı. Hala biraz yandığından kırpıştırmış, yine de Hyunjin'e bakmayı başarmıştı.

"Hep kızarmış gözlerin." Dedi Hyunjin, oğlanın dibinden bir adım bile kıpırdamadan.

"Soğan doğradım ya..."

"Eğer gözlerini böyle yakıyorsa, yemeği soğansız da yiyebiliriz."

Omuzlarını hafifçe geriye doğru attı, başını eğerek ondan kısa olan oğlanın yüzüne bakmaya çalıştı. "Biraz daha yıkamalı mıyız?" Diye devam etti.

"Hayır, iyiyim."

Onu tedirgin eden şey soğan değildi elbette, Hyunjin'in sert vücudu şimdi tamamen vücuduna değiyordu.

Kafasını kaldırıp bakmamak için, göz teması kurmamak için çok çaba göstermişti. Ama Hyunjin onu görmek için çabaladıkça sonunda pes etti, kafasını kaldırdı.

Kızarmış gözlerini Hyunjin'in sarı gözleriyle buluşturduğu anda, yutkunmakta bile zorlanır bir hale gelmişti.

Göz temasını kesmeden, hafifçe birbirlerine bakıyorlardı şimdi.

Felix'in gözleri... Ah... Kısa bir anlığına Hyunjin'in dudaklarına kaydığında Hyunjin'in sağlam kalan son tahtası da kırılmıştı.

Hafifçe Felix'in yanağını tutup onu kendisine doğru çekmekten alıkoyamadı.

"Valériane" | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin