27.bölüm

609 34 11
                                    

"Alaeddin kılıcını indirip Osman beyin zincirlerini kesti. Aynı şekilde Orhanın, Yakup beyin ve Mehnetinde öyle. Sonraysa hemem nökerlere hamle yaptı. Nökerlerde karşılık verdi. Alaeddin nökerleri bir bir kesiyordu. Aynı şekilde Osman beyde nökerleri öldürüyordu. En sonunda sıra Naymana gelmişti. Alaeddinle Nayman karşı karşıya geldi ve ikili arasında dövüş oldu. Dövüşün galibi ise hiç zorlanmadan Alaeddin oldu. Alaeddin Naymana diz çöktürdü"

Nayman: Hain! Bunun hesabını ödeyeceksin. Sen Olcaytu hana ihanet etdin
Alaeddin: ben hain değilim. Ben moğolda değilim. Şimdi seni, sonraysa sahiplerini teker teker öldürecem

"Alaeddin kıkıcını kaldırır ve Naymanın kellesini keser"

"Bütün bu olanları her kes hayretle izliyordu. Anlamıyordular, yani Alaeddin iyileşmişmiydi ? Her kes bir birine hayretle bakıyordu ve birden bire Orhan Alaeddinin yanına giderek ona sarılır"

Orhan: gardaşım
Alaeddin: a-ağabey ( Alaeddinde sarılır)
Osman bey: oğul, yoksa sen... sen eyileşdinmi ?
Alaeddin: baba ben hatırlıyorum. Kim olduğumu hatırladım. Bana edilenleri hatırladım... Ben, etdiklerimi hatırladım... Size etdiklerim...
Bala: şşt tamam oğlum. Heç bir şey demeyesin (oğluna sarılır)
Alaeddin: (ağlayarak) ana ben... ana ben neler etdim
Bala: Alaeddinim, şimdi bunları düşünmeyesin. Lütfen...

"Bala oğlundan ayrıldıktan sonra Alaeddin öylece kala kaldı ve birden Goncasını gördü. İkisininde gözleri bir birini buldu. Alaeddin sarılmak istesede cesaret edip sarılamadı. 'Bu etdiklerinden sonra Gonca onun yüzüne bile bakmaz' diye düşündü kendi kendine. Ama Gonca hemen gidip Alaeddine sarıldı. Alaeddinde karşılık verdi"

Gonca: Medreselim eyimisin ?
Alaeddin: galiba eyiyim Goncam
Fatma: (ağlayarak) ağabey
Alaeddin: bacım
Yakup bey: e şimdi ne yapacaz peki ?
Osman bey: burdan Söğüte gidelim derim. Çünki başka gidecek bir yerimiz kalmadı.

"Osman öyle diyince Alaeddin hemen başını eğdi. Etdiklerini düşündükce daha çok utanırdı"

Yakup bey: eh hayde gidelim o vakit
Osman bey: hayde
Alaeddin: agh!

"Tam gitmek için hazırlanıyodular ki birden Alaeddin kafasını tutarak yere yığıldı"

Gonca: Alaeddin
Alaeddin: agh başım!
Bala: Alaeddin oğlum noldu ?
Orhan: Alaeddin ses veresin
Alaeddin: ağabey başım çok kötü ağrıyor. Sanki...
Orhan: sanki ne ?
Alaeddin: sanki yine eskiye dönecekmişim gibi. Sizi yine unutacakmışım gibi.
Osman bey: sen ne dersin Alaeddin ?
Alaeddin: aklım karışır baba.
Yakup bey: peki ya imdi ne edecez ?
Alaeddin: ağabey beni bağlayın
Orhan: Ne ?
Alaeddin: ağabey heran kontrölü kaybede bilirim. O yüzden de beni bağlayın
Gonca: ama-
Alaeddin: aması yok Goncam. Hayde ağabey

"Başka çare olmadığı için Alaeddinin ellerini bağlarlar. Sonraysa Söğüte doğru giderler"

"Yol boyu gerçektende Alaeddin aklı yeterince karışmtır. Yine aklı eski haline, Noyana gitmişdi. Bir Alaeddin oluyordu, bir de Noyan. Alaeddininde bu hali herkesi en çokda Gonca ve Balayı kötü etkilemişti"

Söğüt:
"En sonunda Söğüte varmışdırlar. Söğütde çok iyi bir halde değildi. Çünki bir kaç gün önce burayada baskın edilmişti. Ama hiç olmazsa kalacak bir yerleri vardı. İçeri girdiklerinde Alaeddinin hala tam iyileşmediği için, Alaeddinin kendi ısrarıyla Alaeddini zindana atmışdılar."

Orhan: baba peki ya imdi ne edecez ? Yenişehiri nasıl alacaz ?
Osman bey: ilk önce biraz toparlanmamız lazım Orhan. Alplarımızda Yenişehirden moğolların esaretinden kaçıp buraya gelirler. Germiyan ordusu ile birlik olduğumuz zamanda hem Yenişehiri, hem de Uç pazarı geri alacaz
Yakup bey: İnşAllah Osman bey.
Bala: peki ya Alaeddin ? O ne olucak ? Yani yavaş yavaş düzeliyor, ama aklı hala karışır
Osman bey: aslında ben Alaeddin içinde bir şey düşündüm
Bala: ne düşündüm Osman ?
Osman bey: derviş Yunus Emre. Yunus Emreden rica etdim, o da Alaeddinin yanına gelicek ve onunla bazı konular hakkında konuşacak. İnşAllah Alaeddinde tez vakitde tamamen eski haline dönecek
Malhun: İnşAllah

Zindan:
"Alaeddin zindandadır. Aklı hala karışır. Her kes Goncaya 'Alaeddine biraz zaman ver onun aklı hala karışıkdır, şimdilik ona yakın durma' desede Gonca artık dayanamayıb Alaeddinin yanına gider"

Gonca: Alaeddin
Alaeddin: G-Gonca
Gonca: beni hatırlarsın değilmi ?
Alaeddin: hatırlarım. Ama aklım hala allak-bullak bir halde. Yani kimin kim olduğunu tam bilmezim
Gonca: zamanla düzelecekdir
Alaeddin: Gonca ?
Gonca: Hı
Alaeddin: ben size, esasda sana çok zarar verdim dimi ?
Gonca: hayır Alaeddin sen bunları düşünme. Hem Osman babam derviş Yunus Emreyi senin yanına yollayacakmış. Onun hikmetli sözleriyle sende yeniden özüne döneceksin
Alaeddin: İnşAllah

2 saat sonra:
Yunus Emre: destur varmıdır Osman bey ?
Osman bey: Estafurullah Yunus Emre. Hele gelesin
Yunus Emre: Selamun aleyküm
Osman bey: Aleyküm selam Yunus Emre
Yunus Emre: Nasılsınız Osman bey ?
Osman bey: ben eyiyimde lakin, Alaeddin onun sana ihtiyacı vardır
Yunus Emre: Estafurullah Osman bey. Eğer elimizden bir şey gelir ise bizde gerekeni yaparız. Alaeddin beyin sorunu nedir ?
Osman bey: Alaeddin mangurtlaşdırmışlar
Yunus Emre: sen ne dersin Osman bey ? Ama bu çok kötüdür
Osman bey: ama Alaeddin yavaş yavaş kendine gelir. Yani artık geçmişini yani bizi hatırlar. Ama kesik kesik. Hep aklı karışır.
Yunus Emre: anladım Osman bey. İnşAllah Allah'ın izniyle Alaeddin beyde sağlığına kavuşacakdır.
Osman bey: İnşAllah
Yunus Emre: peki Alaeddin bey şimdi nerdedir ?
Osman bey: Zindandadır. Eh yani bazı sorunlar oldu anlarsın ya aklı hala karışır onun içinde bende zindana saldım Alaeddini
Yunus Emre: eyi o vakit. Hayde gidelim

Zindan:
"Osman bey ve Yunus Emre zindana gitmişdir. Alaeddinde eli bağlı şekilde otururdu. Alaeddin burden Yunus Emreyi görünce sanki bir garip oldu"

Yunus Emre: Selamun aleyküm Alaeddin bey
Alaeddin: Aleyküm selam
Yunus Emre: bize müsade edesin Osman bey
Osman bey: tamam

"Osman bey çıkar. Zindanda yalnızca Alaeddin ve Yunus Emre kalır"

Yunus Emre: nasılsın Alaeddin bey ?
Alaeddin: eyi değilim derviş. Aklım karışır durur. Ben kimim ? Bilmiyorum
Yunus Emre: vaziyetini duydum Alaeddin bey. Allahın izniyle sende sıhatine kavuşacaksın.
Alaeddin: keşke böyle olmayaydı... Ben aileme çok zarar verdim. Ben mazlumlara kıydım, suçsuz, günahsız yere insanları katl etdim
Yunus Emre: hepsini bilirim Alaeddin bey. Ama sen bunları kendi iradenle etmemişsin. Hem Allah bağışlayandır. Sen eğer tövbe edersen Allah'da seni bağışlar
Alaeddin: ben tövbe etmek isterim... Ama dediğim gibi aklım karışır. Daha ben doğru dürüst kim olduğumu dahi bilmezim
Yunus Emre: sen merak etme bileceksin. Önce sen kim olduğunu öğreneceksin, sonra da Allahın izniyle tövbe edip yeniden hak yoluna döneceksin
Alaeddin: nasıl olacakki o ?
Yunus Emre: sen tasalanmayasın

"Yunus Emre Alaeddinle biraz daha konuşduktan sonra Alaeddin azda olsa eskisinden iyi olmuşdur. Ama Alaeddinin hala Yunus Emreye ihtiyacı vardı. Yunus Emre sayesinde yeniden eskiye döne bilirdi. Yunsu Emrede bunu bildiği için Alaeddini yanında götürmek istiyordu"

Divan:
"Bütün aile üyeleri divanda Yunus Emreden gelicek haberi bekliyordular. Yunus Emre odaya girdiğinde, herkes Yunus Emreyi dinliyordu"

Osman bey: Yunus Emre Alaeddinin durumu nasıldır ?
Yunus Emre: dediğiniz gibi Alaeddin beyin aklı karışır ama, İnşAllah düzelicek. Ona islam hakkında konuşdukça o da eski haline yavaş yavaş dönecekdir. O yüzden de Alaeddin beyi alıp kendimle götürmek istiyorum
Osman bey: eğer iyileşicekse, tamam
Bala: ama ben bir daha oğlumdan ayrı kalamam
Osman bey: Tamam Balam sakin olasın. Bak, Alaeddinin iyiliği için.

"İstemeselerde mecburen kabul etmişdirler. Yunus Emrede Alaeddinide alıp kendile beraber yere götürür"
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Son...













VAZİFEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin