Günümüz
Yalnızca bir kaç fıs daha. Vee... Yeterli. Üstümü son kez kontrol edip hızlı adımlarla mutfağa indim. Her adımda, bolca sıktığım parfümün çiçeksi kokusunu alıyordum. Koca bir şişeyi üstüme boca etsem bile mide bulandırıcı kokmayacağını biliyordum çünkü parfümlere takıntılıydım ve hayatım kadın parfümlerinin yeterince kalıcı olmamasından yakınarak geçmişti.
Erkek parfümleri fazlasıyla ağır kokuyordu bu yüzden kalıcı olmamak gibi bir sorunları yoktu. Barlas'ın duştan çıktığında bile erkek parfümü koktuğunu hatırlıyordum.
Kahvaltı sofrası kusursuz görünüyordu. Kapının önüne yaptırdığım boydan aynada kendimi incelerken kapı çaldı. Masaya ikinci kez göz gezdirdikten sonra kapıyı açmaya gittim."Günaydın!"
Kapıyı sonuna kadar açıp gülümsedim.
"Günaydın."
Alp elinde bir buket papatya ile gülümsememe karşılık verip içeri girdi. Uzun ama sakin bir sarılmadan sonra çiçekleri aldım ve birlikte girişin solundaki mutfağa yöneldik.
Alp masaya göz gezdirdi. "Evle bu kadar uğraşıyorken bir de beni kahvaltıya davet ettin öyle mi?""Evet, ama dışarıya çıkmak istemediğimi kendim söyledim."
"Olsun, kendimi kötü hissettim işte. Bir sonraki yemeği de benim evimde yeriz öyleyse."
"Bunu asla reddedemem."
Masada karşı karşıya olacağımızı düşünmüştüm ama Alp sandalyesini benim hemen yanıma çekerek oturdu.
Haftalardır görüşmediğimiz için konuşacak bir sürü konu vardı. Benim evde yaptığım değişikliklerden, verandadaki çiçeklerden, Alp'in işlerinden ve aile ziyaretinden bahsederken zamanın nasıl geçtiğini fark bile etmemiştik.
Kahvaltıdan sonra Alp'e evin yeni halini göstermek için mutfaktan çıktık. Kilerdeki raflar bile yenilenmişti. Oturma odasındaki koltuk takımına, bir zamanlar büyükbabamların kullanılmayan eşyaları koyduğu ve şimdi benim çalışma odasına çevirdiğim odaya ve son olarak, verandaya baktık. Alp yeni diktiğim çiçekleri sularken ben de dün boyadığım eski masanın kuruyup kurumadığını kontrol ediyordum. Kuruduğundan emin olduktan sonra Alp'e dönüp masayı gösterdim. Yanıma gelip masaya dokundu."Tamamen kurudu mu?"
"Öyle görünüyor ama birkaç saat daha beklese fena olmaz."
"Bence üstünden bir kat boya daha geçmeliyiz. Tamamen beyaz olması için yani."
İkinci kat boyaya ihtiyaç duyuyor mu diye bakmak için tekrar küçük masayı kontrol ettim.
"Olur, belki yarın hallederim."
Alp ellerini belime doladı.
"Birlikte boyasak olmaz mı?"
"Olur, ama bugün değil."
Dudaklarıma hafif bi öpücük kondurdu.
"Peki bugün ne yapacağız?"
Bir kez daha öptü ve birkaç saniye öylece bakıştık. Ardından evi gezdirirken önünden bile geçmediğimiz yatak odasına girdik. Bol bol sıktığım parfümün kokusu bütün odayı sarmıştı.
Odanın kapısını bile kapatmadan elimden tutup beni yatağın yanına götürdü. O, üstümdeki kalın askılı kıyafeti tek eliyle çıkarırken sadece onun ellerine tekrar dokunmaya çalışıyordum. Üstümde hiç bir şey kalmadığında yatağa sırtüstü uzandım. Alp de kıyafetlerini çıkarırken tam üzerimde duruyordu.
"Tüm oda sen kokuyor." Diyerek gülümsedi ve boynumdan öpmeye başladı. Gittikçe aşağı iniyordu. Bu parfümün konusunu artık hep bu anıyla birlikte hatırlayacaktım. Alp gereğinden fazla aşağı indiğinde bacaklarımı kapatarak onu uyardım ve yüzü tekrar yüzümün hizasına geldiğinde dudaklarımdan öpmeye başladı. Bu kez eli ve vücudu hareketleniyordu ve bir süre sonra kendimi tamamen ona bıraktım.🩵
Bir saat sonra kendimi Alp'in kollarının arasında buldum. Kısa bir süre canımın acıdığını hatırlıyordum. Şu anda ise bacaklarımın arasını hissetmiyordum bile. Önce yatağın üstüne, sonra battaniyenin altındaki vücutlarımıza göz gezdirdim ve en son yanımda uyuyan Alp'e döndüm. Burnu neredeyse burnuma değiyordu. Hafif çıkmış koyu renkli sakalları, kemerli burnu ile sert bir görünümü vardı. Fakat her davranışı, her dokunuşu çok naifti. Bugün yaptığı her şeyi benim rızamı alarak yapmıştı. İstemediğim sürece hiçbir şeyi yapmayacağını düşünmeye başlamıştım aynı zamanda bu bana büyük bir güven duygusu getirmişti. Elimin tersiyle sakallarını okşadım ve ona tekrar sımsıkı sarılıp gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞANMAMIŞ SAY
ChickLitGenç bir kız, 7 yıl önce vefat eden abisinin eski bir okul arkadaşıyla tanışır ve saf sevgiyi ilk kez o an hisseder. Aşık olur, güvenir, her anını paylaştığı o kişinin her zaman yanında olacağını düşünür fakat ufacık bir hata her şeyi mahveder. Yıll...