Bu da Atlas
Heyat hep böyleydi ki zaten tam mutlu olucam demiştim ki önüme gene bir engel çıkmıştı.
Bana mutlu olmak haramdı ki. Bana mutlu olmak yasaktı. Benim mutlu olmaya hakkım yoktu.
Ne kadar yatardım acaba on yıl yirmi hayır daha fazla sonuçta esmayı öldürmüş olarak görünecektim ve gene tüm suç suçsuz olan bana kalacaktı.
"Benim birkaç işim var kızım sen asada şirketi gezdir" dedi babam Asaf hala bana bakıyordu.
Acaba şimdi kıl koşmaya başlasam beni yakalarmıydılar. Ne diyordum ki ben her yerde güvenlik var burdan kaçmanın tek yolu damdan atlamaktı.
Damdan atlayacak kadar delirmişmiydim?
Evet delirmiştim. Ben hapse giremezdim. Ölmem daha iyi olurdu.
Babam odadan çıkmadan önce ben koşarak odadan çıktım.
"Esma" arkadan gelen babamın sesini aldırmadan koşmaya başladım.
Şansıma asansör açıktı. Asansöre binip hemen teras katına çıkan düğmeye bastım kapı kapanırken arkamdan gelen Asafı gördüm ama kapıya yetişememişti. Büyük ihtimale benim dışarı çıkıcağımı düşüneceği için üzt kata gelmezdi.
Ben de kendimden intahar beklemezdim. Ama bu verdiğim ani karar bana mantıklı bir kurtuluş şekli gibi gelmişti.
Teras katına geldiğimde kapı açıldı. Koşarak duvara yakınlaştım.
On kat aşağıya doğru bakarken midem bulanmıştı. Ama içimde en ufak bir korku hisi yoktu.
Ölmekten korkmuyordum bunun sebebi hiçbir zaman yaşayamamış olmam mıydı. Evet kesinikle öyleydi.
Bu yüzden ölmem herkez için daha iyi olacaktı. Duvarın üzerine çıkmıştım ki arkamdan gelen ses ile duraksadım "Lavin dur" bu asaftı. Benim buraya geldiğimi nerden bilebilirdi. Asıl soru benim gerçek adımı nerden biliyordu ben ona o gün adımı söylememiştim.
"Gerçek adımı nerden biliyorsun" dedim arkama döverek merakla. Sorumu cevap olarak sadece omus silkti.
Bana doğru bir adım atmıştı ki "Yaklaşma" dedim duvarın üzerine daha da çıkarak.
Yutkundu ne yapacağını bilmez haldeydi. "Tamam yaklaşmicam, şimdi sakince oradan aşağı in" dedi. Neden beni önemsiyorum ki sonuçta en yakın arkadaşının yüzünü çalmıştım beni kendisi öldürmesi gerekirken neden atlamamak izin vermiyordu.
Belkide beni işkencelere kendi şekli ile öldürmek istiyordu.
Hiç yaşamamış birinin öldürmek çok kolaydı. Çünkü o kişi ölmekten de korkmazdı.
Ona hiç cevap vermeden arkamı döndüm.
Binadan aşağıya doğru bakarken midem bulandı başım döndü ama korkmadım.
Adını bile ölüm kokan bir çiçekten alan bir kıza ölümek de haramdı yaşamakta.
Derin bir nefes aldım gözlerimi kapatım. Artık yaşamak istemiyordum.
Murat, muratta ne olacaktı hayır atlayamazdım murat kızardı. Muratı kızdıramazdım.
Evet üzülmezdi kızardı onu yanlız bıraktığım için kızardı.
Arkamdan gelen ayak sesleri ile daldığım düşüncelerden kurtuldum.
Arkamda bakmak için hızlı bir şekilde dönmüştüm Ki dengem bozuldu.
Ağzimdan çıkan haykırış ile beraber duvarın üzerinden düştüm.
Gözlerim kapalı bir şekilde birazdan yaşıyacağım inanılmaz acıyı bekliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAVİN
General Fiction"Murat neden benim adımı Lavin koydun" diye sordum oyuncaklar ile oynarken. "Çünkü lavinia gibisin" dedi elindeki suya benzeyen şeyden yudumlarken. "Lavinia nedir ki?" gözlerimi kırpıştırarak yüzüne bakıyordum. "Çok güzel bir çiçek, dokunanı öldüreb...