Odama kavuşmanın verdiği huzur ile mışıl mışıl uyurken yüzüme çarpan suyla vurguna döndüm. Ani refleksle yerimden sıçradım ve gözlerimi ovuşturmaya başladım.Heryerim sırılsıklam olmuştu elbiselerim vücudumla bir olmuştu neredeyse.
Gözlerimi açtığımda karşımda kıkırdayanın kim olduğunu gördüğümde hiç şaşırmamıştım.
Tabi ki de Seçil."Bunu yapmasaydın zaten ölürdün dimi Seçil" diye çığlık attım ve hızlıca yatağımdan kalkıp onu kovalamaya başladım.
"Beni yakalayamayacaksın boşuna kovalıyorsun Asiye" deyip kahkahalarla yardırıyordu çita misali.
Epey hızlı olduğunu kabul etmem gerek tabi.
Bellimi olur belki şansım yaver giderdi.Annem bizi gördüğünde ellerini beline koydu ve "Siz ne zaman büyüyeceksiniz acaba. Hala çocuksunuz kesin şu kovalamacayı" diyerek bağırmaya başladı.
İdilse "Onlardan ümidi kesmelisin anne asla büyüyemeyecekler" deyip sinsice sırıttı.Annemin gözüne girebilmek için elinden geleni yapıyordu.
Kovalamaca büyük bir hal almıştı nefes nefese kalmıştım artık fakat Seçilin enerjisi hala yerindeydi. Çıkışa doğru yol aldığında "Dışarıya çıkma sakın" diye bağırdım arkasından. "Neden kendine güvenmiyormusun kabul et beni yakalayamazsın" deyip kahkahalarını kulaklarıma doldurdu. Kabul etmeliyim ki gazla çalışıyordum. Arkasından dahada hızlı koşmaya başladım.Havuza doğru yöneldiğinde şaşkınca ne yapıyor yoksa havuzamı atlayacak diye düşündüm fakat tahmin ettiğim gbi olmadı etrafında dönmeye başladı sadece.
Etrafında dolanırken bastığım zeminin kaygan olmasıyla havuza düşüverdim.
Yüzeye çıkıp bolca nefes aldım ardından "Bu hiç adil değil Seçil" deyip yüksek sesle bağırdım."Sana beni yakalayamayacağını söylemiştim ama" dedi böbürlenerek.
İleri ki yürüyüş patikasının olduğu ormanlık alanda ağaca yaslanıp bizi izleyen birinin olduğunu farkettim. Biraz uzak olduğundan kim olduğunu kestiremiyordum. Dikkatlice baktığımda Kerem olduğunu anladım."Hayırdır Kerem gösterimi var" deyip beni duyması için yüksek sesle bağırdım.
Yavaşça bize doğru yürümeye başladı. Yaklaştıkça yüzünde ki tebessüm dahada netleşti. Gülüşünde ki sıcaklık yüreğimi ısıtırken kendimden geçmemeye gayret ettim.İyice yaklaştıktan sonra benim seviyeme gelebilmek için eğildi ve "Sizden güzel gösterimi var" derken gözlerini gözlerime kilitledi. Hızlıca gözlerimi ondan ayırdım. Neden ayırmıştim ki
Yoksa utanıyormuydum ben bu çocuktan?
Işte bu sorunun cevabı tam bir muammaydı."Daha fazla havuzun içinde kalırsan hasta olucaksın" deyip elini uzattı. Elimi avcunun içine koyduğumda beni hızlıca kendine çekti. Çekimin kuvvetiyle havuzdan çıktığım gibi istemsizce Kerem'e sarıldım. Ona uzun zamandır bu kadar yakın olmamıştım. Burnuma dolan kokusu kendimden geçmeme sebep olurken. Seçil arkadan "Sanırım en büyük gösteriyi ben izliyorum" deyip kızarmama sebep oldu.
Yüzümü Kerem'e çevirip "Şey afedersin" deyip bedenimi bedeninden ayırdım.
Keremin baştan aşağı beni süzerek yarım gülüşüyle gözlerime bakması kendime gelip utancımı katlamama sebep oldu.
Gecelikle karşısında olmamamı yanmalıydım yoksa kumaşın bütünüyle vücuduma yapışmasına mı?Bana bakışlarının sebebini kafamda idrak ettiğim gibi kollarımla üzerimi örtmeye çalışıyordum. Kerem ve Seçil halime gülmeye başladılar.
Sinirlenip "Sizi kahkahalarınızla baş başa bırakıyorum" deyip sırtımı döndüm. Tam oradan uzaklaşıcaktım ki Kerem elimden tuttu "Dur" dedi. Yüzümü ona çevirdiğimde ceketini çıkardı ve bana giydiriverdi. Tebessüm ederek "Pek yakışmasada idare eder" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİYE (Yetişkin)
Teen FictionAyrı kafeslerde yaşayan iki kuştuk. Nefesi nefesime can veriyordu. Bu aşk tüm sarmaşıkları yok edebilirmiydi sence? Kavuşmaksa sonu, denemeye değer... Arkadaşlar gelin hikayeyi birlikte tasarlayalım. Siz yorum olarak fikirlerinizi belirtin ben böl...