Bir yıl sonra:
Wasker'a çalışalı tam bir yıl ediyordu. Ve ben bu bir yıl içerisinde bir kere bile Leon ile yüzyüze görüşememiştim. Bazen gittiğim görevlerde tesadüfen Leon'u görüyordum. Onun yanına gitmiyor sadece onu uzaktan izliyordum, bazen ona yardım ediyordum, bazen de karşısına çıkan önlemleri ortadan kaldırıyordum. Tabii bu süre zarfında Leon benim varlığımdan haberdar bile olmuyordu.
___________
"Tek yapman gereken bize gerekli dosyaları getirmek anladın mı?" Wasker bana her zamanki gibi bir görev veriyordu. Benden birkaç dosya istiyordu. Bunu yapabilirdim. Bu benim için oldukça kolay olacaktı.
Wasker ile çalıştığım süre boyunca asla adamı çözememiştim. Çok soğuktu, sürekli emirler yağdırıyor ve kendini kurtarmak için herkesi ölüme sürükleyebilirdi. Güvenilir biri değildi. Ve ona güvenmeyi hiç düşünmüyordum. Düşünmeyecektim de.
"Anladım." Bunu söylememin ardından hemen Wasker'ın odasından çıkmıştım.
Hızla gidip kendi arabama bindim. Göreve akşam gidecektim. Akşam oralık sessizleşir işim daha da kolaylaşırdı.
Evin yakınlarına yaklaştığımda arabayı yavaşlattım. Arbadan hızla inip eve doğru ilerlemeye başladım.
Eve girdiğim gibi hemen odama girip akşam gideceğim görev için hazırlanmaya başladım. Normalde hep kırmızı giyinmeyi tercih ederdim. Ama bu gün siyah giymek zorundaydım. Karanlığın içerisinde siyah elbisem ve siyah saçlarımla fark edilmem daha da zorlaşırdı.
Gardropa doğru yönelip üstüme tam oturacak bir kıyafet seçtim.
Ne kadar rahat o kadar iyi.Hızla gerekli olan eşyalarımı aldıktan sonra arabama binip görev yerine doğru sürdüm.
Yaklaşık yarım saat boyunca araba sürdükten sonra görev yerine varmıştım.
Dosyalar şehir merkezinin uzağında bir ormanda küçük bir bungalov evde tutuluyordu. Aldığım bilgilere göre ev şuan boştu. Kimse evde biri olmadığına göre işim daha da kolay olacak gibiydi.
Kapıyı açacak bir anahtarım yoktu. Bu yüzden sert bir tekmeyle kapıyı kırdım.
Kapı yere düştüğü an belimdeki silaha sarıldım. Olurda evde biri varsa sesi duyup hemen benim yanıma gelirdi. İki üç dakika olduğum yerde bekledim. Ne biri yanıma gelmişti ne de yaşam belirtisi gösteren bir ses duyulmuştu. Ev boştu.
İki katlı bir bungalov ev. Tek katlı bir ev olsaydı işim daha da kolay olurdu ama iki katlı olması görevi yapamayacağım anlamına gelmiyordu.
İlk iş çekmeceleri aramaktı. Bana en yakın olan çekmeceye doğru ilerledim. Çekmecenin içinde hiç dosya yoktu. İçinde birkaç ıvır zıvır vardı o kadar. Açtığım çekmeceyi kapatıp yanındaki çekmeceyi açtım. Bu çekmecede birkaç dosya vardı. Ama benim istediğim dosya burada değildi.
Başka bir çekmeceye yöneldiğimde birden duraksadım. Odanın en sonunda duran masanın üstünde bir resim vardı. Tahminim üzerine karı ve kocaydılar. Mutlu bir şekilde kameraya gülümsüyorlardı. Bu resimi görünce sebepsiz yere gülümsediğimi fark ettim. Hemek kafamı sallayıp görevde olduğumu kendime hatırlattım.
_______________
Neredeyse birinci katta bulunan tüm çekmeceleri aramıştım. Ama hayla istediğim dosyalara ulaşamamıştım.
Git gide sinirlenmeye başlamıştım.
Birici katı es geçip merdivenlere doğru yöneldim. Şansımı ikinci kattan denemeye karar vermiştim.
Evin ikinci katı birinci katına göre daha küçük bir alanı kaplıyordu.
Daha fazla zaman kaybetmeden işe koyuldum. Tam çekmeceye yönelmiştim ki alt kattan bir cam kırılma sesi geldi. Hemen belimdeki silahı sıkı sıkı kavradım. Sanırım bu evde ben tek değildim. Dosyayı aramayı bırakıp alt kattaki misafire bakmaya gittim.
Ağır ağır merdivenleri iniyordum. Merdivenlerin gıcırdamaması için özellikle uğraşıyordum. Pek başarılı olduğum söylenemezdi. Ama olması gerekenden daha az gıcırdıyordu.
Alt kata indiğimde etrafta kimseler gözükmüyordu. Nefes alış veriş sesleride duymuyordum. Ama bu evde benim dışımda biri daha vardı. Bunu yerdeki kırık bardaktan anlayabiliyorum. Bardakların ayaklanıp dolaptan çıkamazdı ya buna dışarıdan biri müdahale etmiş olmalıydı.
"Kim var orada?" Hiç ses çıkmadı.
Odanın ortalarına doğru geldiğimde arkamda bir adım sesi duydum. Sesi duyduğum an kendimi sesin geldiği yöne doğru döndürdüm. Ama çok geçti kafama bir darbe almam ile bilincimi kaybetmem bir oldu...
Yazar anlatımıyla:
Chris elindeki tablo ile Ada'nın kafasına sert bir darbe geçirmişti. Kız da kafasına aldığı darbeyle yeri boylamıştı. Ada'nın yüzünde cam parçalandığı için gözünün altında dikilmesi gereken bir yara açılmıştı.
Chris kızı sırtına alarak onu arabaya kadar taşıdı. Ada onlara ihanet etmenin bedelini ödemeliydi. -en azından Chris'e göre öyleydi.-
Ada'yı arka koltuğa yerleştirip sürücü koltuğuna yerleşti. Sonra kızı da alıp bungalov evden uzaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I didn't want to betray you
FanfictionAda Wong'un gittiği bir görevde Wasker ile seçenekleri ile başbaşa kalır ve arkadaşının canı için ona ihanet etmek zorunda kalır.