Planı uygulamaya son bir saat kalmıştı. Bu son bir saat içinde de planın hazırlıklarının yapacaktık. Diğerlerinin ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu ama benim ne yapacağım belliydi.
Dün gece hiç uyumamıştım. Bu yüzden berbat görünüyordum. Adeta çökmüştüm. Dışardan gören biri benden korkabilirdi.
Yatağa oturmuş boş boş düşünürken kapı birden sertçe açıldı. Giren Chris'di ve yanındaki Leon.
Kapının açılması ile gözlerimi duvardan ayırıp içeri gelen Leon ile Chris'e baktım.
Chris beni baştan aşağı süzdükten sonra yüzünü ekşitip "sen geçe hiç yatmadın mı?"
"Bilmem yatmadım mı?" Şu an Chris ile hiç uğraşamazdım. Onu terslersem benimle konuşmayı keserdi herhalde.
Chris bana aptalmışım gibi baktıktan sonra kafasıyla bir işaret yaptı. Ben daha bu işaretin anlamını çözmeden Chris'in arkasından iki adam çıkıp hızla bana doğru ilerlediler.
Kendimi ne kadar kendimi geriye çeksem de iki adamda beni kollarımdan tutup beni zorla ilerletmeye çalıştılar.
Ben adamlara karşı koyarken birden gözüm adamın belinde duran silaha takıldı. Hızla elimi adamın belindeki silaha uzattım.
Güçlükle adamın belindeki silahı aldım. Silahı elime aldığım gibi önce beni tutan adama ardından olayın başından beri beni izleyen Leon ile Chris'e doğrulttum. Tabii ben onlara silah doğrulttuğum gibi onlarda bana doğrultmuştu. Silahını aldığım adam hariç.
"Her şekil sen kaybedersin Ada, bizden birini vursan bile karşılık olarak seni vururuz."
Kaybedeceğimi bende biliyordum ama böyle düşündüğümü bilmesine gerek yoktu.
"Emin ol ilk olarak seni vururum."
"Tabi keyfin bilir." Chris benim ile alay ediyordu. Elbette onu vurmayacaktım sadece gözünü korkutmak için silahı ona doğru tutup tetiği çektim. Benim ardımdan Chris'de bana doğru tuttuğu silahın tetiğini çekti.
Biliyordum ki işlerine yaramasaydım Chris beni oracıkta öldürürdü.
Chris ile birbirimize silah doğrulturken kimsenin sesi soluğu çıkmıyordu. Herkes merak içinde neler olacağına bakıyordu.
Bu sessizliği Leon bozdu:"Yeter, çocuk gibi davranmayı kesin!" Deyip elini havaya kaldırıp Chris'in bana doğrulttuğu silahı elinden aldı, ancak ben silahımı indirmedim.
Leon ve Chris ellerinde ki silahları indirmişti ancak ben ve arkamda ki adam silahları indirmedik. Ben silahımı Chris'e doğrultuyordum, arkamda ki adamda bana doğrultuyordu.
"Finn indir silahını." Leon'un emriyle arkamdaki adam silahını istemeyerek de olsa indirmişti.
"Ada silahını indirmeyi düşünüyor musun?"
"Hayır pek düşündüğüm söylenemez."
"Tamam Ada silahını indir artık, burda yeterince zaman kaybettik."
"Beni nereye götüreceğini söylersen silahımı indiririm."
"Chris'e göre makyaj falan yapıp toparlanman gerekiyormuş, bence makyaja gerek yok ama neyse."
Silahımı ağır ağır indirdim. Sonra da makyaj yapmaya gittim.
Önce kısa bir duş aldım. Ardından dört kadın içeri girip bana makyaj yapmaya başladı. Bir yandan yüzümün şişliği gitsin diye yüzüme buz sürüyorlar bir yandan da saçımı yapıyorlardı.
Yüzümdeki şişlikler indikten ve makyaj yaptıktan sonra bana verdikleri kıyafeti giydim. Ardından herşey tamamlanmıştı. İki saat önceki Ada'dan epey farklıydım.
İki adamın beni yönlendirmesiyle Leon ile Chris'in yanına varmıştım.
Ben yanlarına gelince Leon ile Chris hemen bana dönmüşlerdi. Leon'un bakışları benim üzerimde uzun süre dururken Chris beni baştan aşağı süzüp hemen kafasını çevirmişti.
Artık görev başlamıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I didn't want to betray you
FanfictionAda Wong'un gittiği bir görevde Wasker ile seçenekleri ile başbaşa kalır ve arkadaşının canı için ona ihanet etmek zorunda kalır.