hazım sorunlu bir tiryakiyi taşıyordum omuzlarımda,
dizleri kırılmış ve gömleği yırtılmış,
tiz, börtü sesler çalınmş kulaklarına..
ahenksiz kaldırımlarda beraber yürümeye başlamıştık..
kış günlerinde beraber titrerdik metruş sokaklarda.
palasta, damarlarında dolaşırdık hayatın
ve hep aynı yıldızlara bakardık..
havada tütün kokusu..
omzumda bir inilti taşıyordum.
sessizliğe dem vuran bir çığlıktı bu.
çocuklar ağlardı, analar duymazdı buralarda.
şafakta yardıma da gelmeyeceklerdi.
omzumda bir hayal taşıyordum..
olamayacağını bildiklerinizden ve
keşmekeş içerisinde yassılıyordu ayaklarımız,
diri bir şey yoktu hayatımızda..
gözyaşı dökmezdik hiç,
içimize ağlardık ve yüzümüz yaralar içerisindeydi bundan.
hiç genç olmamış bir insan taşıyordum omuzlarımda..
çocuktan dikey geçiş yapmış,
kurgunun ve kumpasın dibine düşmüş...
yalnız ve kurnaz, askıda kalmış bir beden..
reçeteler vardı elbet,
ancak,
alacak parası yoktu omzumda taşıdığım arkadasımın...