Giriş

23 5 3
                                    

Bir Yıl Önce;

Lord Brevil simsiyah karanlık gözlerini baştan ayağa üzerimde gezdirdi. Zayıf bir kız olduğumu düşünüyor olmalıydı. Bakışlarında tatmin olduğuna dair bir işaret yoktu. Sırtını bana dönüp yavaş adımlarla odanın diğer ucuna doğru ilerlediğinde tek görebildiğim geniş omuzlarıydı. Lord Brevil kendisine bir bardak viski doldururken koyu siyah saçlarımı geriye doğru attım ve dik duruşumu bozmadım. Düşündüğü kadar zayıf bir kız olmadığımı ona ispatlayabilirdim.

"Yeteneğin ne?" diye sordu içkisinden bir yudum aldıktan sonra.

"Kuvvetli hislere sahibim."

"Kâhinsin öyleyse." dedi anlamışçasına başını sallayarak. "Geleceği falan görüyor olmalısın."

Basit bir kâhin olduğumu düşünmüştü. Ancak güçlerim bir kâhin için fazlaydı. Ben bir kâhin falan değildim. Lord Brevil ancak zayıf bir kız olduğumu düşünmeyi bıraktığında asıl olduğum şeyi görebilecekti.

"Sadece geleceği değil." dedim kendimden emin bir gülümseme eşliğinde. "Geçmişi, şimdiyi ve geleceği..."

Lord ağzını açmak üzereyken onun ne diyeceğini önceden biliyordum.

"Kanıt istiyorsanız..." topuklarımın üzerinde dönerek yüzümü lordun çalışma masasındaki haritalara çevirdim. "Bu haritaların yakın zaman önce Sparkis'den gelmiş olduğunu..." Tekrar topuklarım üzerinde dönerek yüzümü bu defa lorda çevirdim. "Şu anda dünyadaki birini düşündüğünüzü, hatta belki özlediğinizi... Ve birazdan bardakta kalan viskiyi döküp kırmızı şarap içmeye karar vereceğinizi hissedebiliyorum."

Kaşlarını yukarı kaldırmış bir şekilde bana bakmakta olan Lord viski dolu bardağı tutan parmaklarını gevşetti.

Kafamı yana doğru eğip gülümsedim. "Diğer hissettiğim şeyleri de saymaya devam etmemi istiyor musunuz? İçlerinden hoşunuza gitmeyecek şeyler çıkabilir."

Boştaki elini saydıklarımın yeterli olduğunu belirtir anlamda salladı ve diğer elindeki bardağı bir saksının dibine boşalttı. Şarap şişelerinin olduğu rafa doğru yöneldi. "İşe yarar bir yeteneğin var gibi görünüyor."

"Fazlasıyla işe yarar." dedim büyük bir özgüvenle.

Aldığı iki kadehe kırmızı şarap doldurduktan sonra bana döndü. "Ve fazlasıyla kendine güvenin var gibi görünüyor."

"Yeterince."

Kadehlerden birini bana uzattığında kadehi mutlulukla aldım. Kırmızı şarap içmeye karar vereceğini bildiğim gibi iki kadeh alacağını da biliyordum. Sadece bu bilgiyi kendime saklamıştım.

"Isabelle Sharnoi..." dedi ve kadehini havaya kaldırdı. "Avcı takımına kabulünü kutlarım."

İstediğimi elde etmiş olmanın yüzüme yaydığı gülümsemeyle kadehimi havaya kaldırdım. Ardından kadehi dudaklarıma götürdüğümde şarabın boğazımdan geçmesine izin verdim.

İçimden geçirdiğim tek bir cümle vardı.

Seni bulacağım ve mutlu olduğun yerden söküp alacağım.

Avcı DolunayıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin