Eylül ayının son pazar günüydü. Okullar yeni açılmıştı. Hava çok güzeldi.
Nöbetçi öğretmenler okul bahçesinin banklarında oturmuş çay ve sigara içiyorlar, muhabbet ediyorlardı. Öğrenciler çoğunlukla çimlere yayılmışlardı. Gittikçe yükselen bir müzik sesi duyuluyordu.
Okul yolunda gittikçe yaklaşan bir araç seçiliyordu. Müzik sesi araç yaklaştıkça arttı. Haki renkli kocaman bir jipti bu. Üstü açıktı, içinde beş kişi vardı.
Araç okula girip önümüzden geçerken içindekileri daha iyi gördük. Şoför koltuğunda güneş gözlüklü havalı bir adam oturuyordu.
Yanında beyaz gömleğinin yakasına kadar tüm düğmeleri iliklenmiş, koyu kumral saçları muntazamca taranmış, alt dudağı bilmişse aşağı kıvrılmış, dimdik oturup kitap okuyan bir çocuk vardı.
Arka koltuğun solunda kızıl saçlı güneş gözlüklü bir kız oturuyordu. Sanki gözlüklerin ardında etrafa iğrenerek bakan bir çift göz olduğu seziliyordu. Boynunda büyük bir kulaklık asılıydı. Ayağının birini araba koltuğuna koymuş, bir dirseğini arabadan dışarı çıkarmış, rahatça umursamaz bir tavırla sigara içiyordu.
Yanında çiçekli elbiseli açık sarışın bir kız vardı. Başını kaldırmış mavi gözlerini etrafta gezdiriyordu. Kucağında kocaman bir çanta vardı.
Sağ arkadaki oğlan ayağa kalkmıştı. Gözlerini kısmış. Elini alnına siper etmiş etrafı kesiyordu. Altın renkli dalgalı gür saçlarının üzerine beyaz bir şapka takmıştı. Krem renkli keten gömleğinin düğmelerini yarıya kadar açmış, ne olduğu görünmese de göğsünde bir dövme olduğu belli oluyordu. Gömleğinin kollarını dirseklerine kadar kıvırmış, koşunda büyük bir hayvan dövmesi vardı. Hayvanın ne olduğu tam olarak seçilmiyordu.
Araç okulun önünde durdu. Metallica'nın Master of Puppets çalıyordu. Sigara içen kız oğlana doğru hafif bir bakış atıp bir şey söyledi. Oğlan güldü ve yanağına gamzesi yayıldı. Kız kayıtsızca sigarasından bir duman daha alıp yere fırlattı. İnip ayağının ucuyla izmariti ezdi. Yüksek belli mini kot şort ve ip askılı crop gitmişti. Beline kırmızı gri kareli oduncu gömleği bağlamıştı. Boynu, boyna sıfır, uzun ve kısa kolyeler; bilekleri bileklikler, parmakları yüzüklerle doluydu. Göbeğinde piercingi vardı. Yeşil gözleri kibirle bakıyordu.
Aynı anda Sarışın oğlan kapıyı açmadan yere atladı. Pantolonu da krem renkliydi. Şapkasını çıkarıp arabanın koltuğuna fırlattı. Ardından ortadaki kız çantayı araçta bırakıp indi. Elbisesi ılık rüzgarda hafif uçuşuyordu. Bu sırada öndeki oğlan kitabını toplayıp evrak çantasına yerleştiriyordu.
Aracı süren adam kontağı kapatınca Müzik kesildi. İnerken güneş gözlüklerini çıkardı. O zaman onun büyük bir adam değil diğerleriyle, yani bizle de, yaşıt biri olduğunu gördüm. Siyah saçları ve keskin bakışları vardı. Diğerlerinin aksine yüz ifadesi kişiliği hakkında hiç ipucu vermiyordu.
Tüm okul susmuş bu şatafatlı girişi izliyordu.
Hiçbiri ne öğrencilere ne de öğretmenlere selam vermedi. Hep birlikte okula girdiler.
Malum beşlinin okula gelişi böyle oldu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KATİLİMİ ARAMAK
Chick-LitSonra onlar geldi...onlara birçok isim taktılar. Karanlık beşli, efsane beşli, muhteşem beşli, belalı beşli, felaket beşli, katil beşli... Katilin hangisi olduğunu bilmiyorduk. Hiçbiri katile benzemiyordu... hepsi katil olabilirdi... ve her kimse ş...