11. Bölüm: Sohbetler

58 6 12
                                    

  Bir sonraki bölüm sizi bir şoka sokacam çıkanı tebrik edecem. Hadi spoi vereyim, geçmişe gidiyoruz! İyi okumalaaarrr..

  Akşam geç saatler olmuştu. Şimdi bazıları 3-4 kişi olarak gruplara ayrılmış, ya sohbet ediyor ya da kendi aralarında hafif eğitimler yapıyorlardı. Bazıları ise çoktan yatak odalarına çekilip uyumuştu.

  Ben, Silvia, Misty, Maya ve Janset minderlerden birinde oturmuştuk, Luca bir işi olduğunu söyleyip gitmişti.

  "Onlar sana neden 'Efsane' diyorlardı Elena?" diye sordu Janset.

  Gülümsedim.

  "Ben küçük yaşlarımdan beri efsane kitaplarını okurum, neredeyse bilmediğim efsane ben 12 yaşımdayken yoktu. Bu yüzden bana 'Efsane' lakabını taktılar, bende şikayetçi değilim." dedim.

  Janset gözlerini benim üstümden Misty' e çevirdi, Misty ise gülümsüyordu.

  "Elena, sen silah olarak ne seçeceksin?" diye sordu Maya bana sırıtarak. Ruhu saf su gibi tertemiz biriydi.

  "Daha tam karar vermiş değilim ama sanırım-" derken Luca arkamdan sırtıma atladı. Bir anlık refleksle ona döndüm ve onu omuzlarından tutup sırt üstü mindere çaktım. Luca olduğunu fark edince sitemle omuzlarını sıktım.

  "Sen hangi tür bir aptalsın?! Canını almama ramak kalmıştı!" dedim.

  Luca benden kurtulmaya çalışıyordu ama onu o kadar sıkı tutuyordum ki kıpırdayamıyordu bile.

  "Ya nereden bileyim içinden ordu generali fırlayacak?! Şaka yaptım!" dedi onu sıkıca yapıştırdığım minderde çırpınarak.

  Burnumdan soluyarak onun omuzlarını bıraktım ve tekrar yerime geçtim. Luca' da yatırdığım, pardon, yapıştırdığım minderden doğrulup yanıma oturdu.

  Bir süre Elementler' e baktıktan sonra bana döndü.

  "Elementler' le nasıl tanıştın?" diye sordu.

  Masumca sırıtıp Silvia' ya baktım, o da bana bakıyordu.

  "Aslında baya uzun bir hikaye." dedim gülümseyerek.

  Sıra sıra, önce ben sonra Silvia, Misty ve Maya anlatmaya başladık.  Herşeyi anlattıktan sonra Luca şaşkınca bize bakıyordu. Sonraysa bana döndü.

  "Küçükken bunu imkansız sanardık Elena. Ama sen hiç pes etmemişsin." dedi sırıtarak.

  Haklıydı, pek çok kişi Elementler' i bulmamız imkansız olduğunu söylemişti ama benim inadım inattır, kolay kolay pes etmezdim.

  Bir anda bize doğru savrulan bir kızı görünce hepimiz anında başlarımızı o yöne çevirdik. Anlaşılan kızlar kendi aralarında dövüş eğitimi yapıyordu ve bu kız dengesini kaybedip bize doğru savrulmuştu.

  Silvia, kızı sarmaşıklarla tuttu ve onu yavaşça ayağa kaldırdı. Kız nefes nefese ama gülümseyerek bize döndü.

  "Çok teşekkür ederim Doğa Elementi Silvia." dedi Silvia' ya bakarak.

  Silvia kıza gülümsedi.

  "Rica ederim, dikkatli ol." dedi.

  Kız gidince bakışlarımı yere indirdim, Diana neredeydi? Onu görmemiştim.

  Başımı çevirip Luca' ya baktım.

  "Luca, Diana burda mı?" diye sordum.

  Luca' nın yüzündeki gülümseme soldu ve başını çevirdi.

  "Şey, Elena. Diana burada değil. O, taşa dönüştürülenler arasındaydı. Elinde babasının kılıcı vardı, kaçmamıza çok yardımı dokundu ama en sonunda Kara Leydi Luna onu bizzat taşa dönüştürdü." dedi Luca iç çekerek.

  Gözlerimi kapatıp başımı önüme eğdim, zaten tahmin etmiştim ama doğru olmamasını çok istemiştim. Diana, benim en yakın arkadaşımdı, onu kardeşim olarak görüyordum.

  Derin bir nefes aldım ve gözlerimi açıp yere bakarak konuştum.

  "Anladım. Peki kurtulanlar kimler? Bizim şehirden?" diye sordum sakin bir sesle.

  "İstersen gel dışarıda konuşalım. Hem hava almış oluruz." dedi Luca hafif bir gülümsemeyle.

  "Evet, gidin hadi ikiniz. Bende ablalarımı sorguya çekeceğim. Bakalım ben yokken olan şey neymiş?" dedi Janset sıra sıra Silvia, Misty ve Maya' ya bakarak.

  Yine benim hâla bilmediğim ve Elementler' in hâla emin olamayıp bana söylemedileri şey. Onlara sormayı, ne olduğunu öğrenmeyi çok istiyordum ama onları zorlamak istemiyordum.

  Luca' yla birlikte ayağa kalktım ve buraya girdiğimiz geçite doğru yürüdüm. Altın rengi geçitten geçmeden önce Elementler' e baktım, sonraysa altın renginde parlayan geçitten geçtim.

  Kara Leydi Luna' dan

  Askerlerin eğitim salonunda, Kara Âlem Yaratığı olan atı ve anka kuşunu izliyordum. Askerler ata karşı saldırıyordu, bazı askerler savunmalarını güçlendirmek için atın saldırılarını çeşitli kalkan ve korunma büyüleriyle engelliyorlardı.

  General Dark ise üst konumdaki askerlerle konuşuyordu, planı gözden geçirmelerini söylemiştim.

  Kara Âlem Yaratıklarından boğa, henüz gelmemişti, bugün rapor günüydü.

  Anka kuşu ise şınav çeken askerlerden birinin sırtında durmuş askerleri gözden geçiriyordu.

  Büyük bir savaşın başlangıcına çok az kalmıştı, tabii onların bundan haberi yoktu.

  Tahminletimce Silvia, Misty, Maya ve hapsettiğim taştan bugün kurtarıldığını öğrendiğim Janset Elena' ya o şeyi anlatmamışlardı.

  Janset' in kurtulmasıyla 5. Büyük Element Ruhu, Ateş Elementinin Ruhu tekrar ortaya çıkmış olmalıydı, bu da Janset' e ya şahsen kendisinin ona Elena hakkındaki bilgileri anlatacağı ya da diğer Elementler' in Janset' e anlatacağını düşünüyordum.

  Janset, eskiden beni kendi dövüş eğitimleriyle eğitirdi, taktikleri kendine özgüydü ama çok iyiydi. Onun sayesinde, yükselişim çok hızlı olmuştu.

  Derin bir nefes alıp oturduğum yerden ayağa kalktım ve yanında duran askere döndüm.

  "Ben odamda olacağım, General' e söylersin." dedim.

  Asker eğilip selam verdi, ben ise başımla selam verdim ve asker salonundan çıkıp tek başıma yürümeye başladım.

  Koridor bomboştu ama benim zihnim karmakarışıktı. Plan belliydi, hazırdı ama içimde birşeyler rahatsızdı. Tıpkı o savaşta olduğu gibi...

  Bundan sonraki bölüm sizi geçmişe götüreceğim! Umarım iyi olmuştur ama elim kırılacak çünkü defterde tam 15 sayfa! Sizin için iyi, benim ellerim için kötü. Yorumlarınızı bekliyorum. Okuduğunuz için teşekkürler :)

ELEMENTLER: ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin