F/n=Friend name=Arkadaşının adı bir yerde bu geçiyor anlamazsanız diye
Bu bölümü okulda yazmaya başladım UwU
Fikir arkadaşımdan
________________________________________
Sabah erkenden çabucak uyanıp telaşla saate bakıyorsun. Hemen yataktan fırlıyorsun çünkü buluşma saatine geç kalmıştın. Hemen üstüne bol bit tişört ve pantolon çekip çanta bir kaç test kitabı ve deneme atıp koşarak evden çıktığında kapının önünde oflayarak seni bekleyen bir adet arkadaşla göz göze geliyorsun. Her sabah evden geç çıktığı için şikayet etmeden kütüphaneye gitmek için yola koyuluyorsunuz. Hemen otobüs gelince ikinizin de parasını verip arkadaşının yanına gidiyorsun. İkiniz de o bücürün sizin pestilinizi çıkaracağını bildiğinizfen bir bahane aramaya başlıyorsunuz.
Siz ineceğiniz durağa yaklaşınca arkadaşlarınız sizi arayıp kütüphaneniz dolmaya başladığını o yüzden yer kapmaya gideceklerini söylüyorlar. Sizde kabul edip minibüs durunca iniyorsunuz. Kütüphaneye giderken arkadaşınıza hangi katta olduklarını soruyorsun.
Onların yanına gittiğinizde bücür olan arkadaşın sana bir tane geçiriyor.
Aslında çok sert vurmayacağını biliyordun ama o senin hep yaptığın gibi kafanı çevireceğini sandığı için hızını düşürmemişti. Senin kafanı çekmeyeceğini geç anladığında durmaya çalıştı ama çok da etkisi olmadığı için artık yanağında bir kızarıklık var. Zaten sıcak olsa da olmasa da, utansan da utanmasan da hep yanakların kızarık oluyor. Ama bu sefer bir taraf daha fazla sadece. Bücür arkadaşın senden özür dileyip ayaklarına kapanıy- yerine geri oturuyor.
Sen de yerine oturup test kitabını açıp çözmeye başlıyorsun. Sonra arkadaşın usulca gelip ilk önce vurduğu yeri sonra diğer yanağını öpüp yerine geri oturuyor. Ders çalışırken aradan 1 ya da 2 saat geçince son 9-10 dakikadır biri sana bakıyor hissine kapılıp duruyorsun. Bu sefer dayanamayıp kafanı kaldırıyorsun. Etrafa bakmak için çok ani hareket edince belinin çok ağrıdığının fark ediyorsun. Arkadaşlarına ders çalışırken belinin çok ağrıdığını ve biraz da uykunu açmak için lavaboya inip elini yüzünü yıkayacağını söylüyorsun. Biraz gözlerini ovalayıp ayaklanıyorsun.
En yakın lavabo bir kat aşağıda olduğunda merdivenlerden inerken her şey bir anda oluyor. Tam basamağa basacakken ayağın kayıyor ve kalçanın üzerine düşmemek için ellerinle engelleyip düşmeni durdurmaya çalışıyorsun. Ama çok da etkili olmadığı için bücür olan arkadaşının adını bağırmaya başlıyorsun.
"F/n! F/n, tut beni!"
Arkadaşın kendi adını duymasıyla hemen kafasını test kitabından kaldırıp sana doğru koşmaya başlayınca diğer arkadaşlarında koşmaya başlıyor.
"Y/N!"
Merdivende yuvarlanarak düşerken birden sırtın yerle buluşuyor. Vücudunda ciddi bir şey hissetmiyorsun ama düşme anında dizini bir basamağa vurduğun için kanıyordu. Allah'tan kafana hasar almamıştın. Biraz sonra arkadaşların başına toplandığında etrafına bakarak hafızanı yokluyorsun. Ama kafanı çevirirken gözün sadece tek bir kişide kalıyor. Kafanı bir yere vurmadığına ne kadar eminsen sevdiğin çocuğun burada olma ihtimali de o kadar yüksekti. Arkadaşlarına dönüp;
"O burada mı?"
"Kim?"
diye sorarlarken senin baktığın yere hafifçe dönüp seni onaylıyorlar. Sevdiğin çocuk ise kafayı yemiş gibi kalabalıktan sana ulaşmaya çalışıyor. Sonunda bir kişi çıkıp ona yol verdiğinde hızla yanına çömelip ne sıkı ne de gevşek bir şekilde sana sarılıyor. O an ki şokun yüzünden biraz geç olsa da kollarını kaldırıp onun beline doluyorsun.
"İyisin değil mi, güzelim?"
diye bir yandan telaşla buna benzer kelimeleri sıralıyor bir yandan da vücudunu kontrol ediyordu. Baya telaşlı gözüküyordu. Hiç onun bu yanını görmemiştin. Onu sakinleştirmek adına kollarını beline daha sıkı sarıyorsun. Sevdiğin çocuk bir an hareket etmeyi ve nefes almayı bırakıyor. Bunun farkına vardığında büyük bir nefes veriyor. O sakinleşene kadar hiç biriniz yerinizden kıpırdamadınız. Altındaki pantolonun açık bir renk olduğu için kanın pantolonuna bulaşmıştı ama bu dert edeceğin son şey bile değildi. Sonra sevdiğin çocukta bir hareketlenme oluyor ve başını boynundaki çukura gömüyor. O an arkadaşlarından birinin fotoğrafınızı çekip bücüre 'Oldu bunlar.' bakışı atıyor.
"Senin canın yandığında şurası sızlıyor." dediğinde kalbinden bahsettiğini hemen anlıyorsun. Kalabalık dağılınca bir grup erkek duruyordu. Bu da sanırım onun arkadaş grubuydu. Sonra sevdiğin çocuk seni kaldırıyor ve arkadaşlarınla lavaboda dizinle ilgileniyorsun. Kapıdan çıktığınızda bir adet sevdiğin çocuk ve arkadaş grubuyla karşılaşıyorsunuz. Onun arkadaşlarından biri
"Kavuşmanız için illa bu gerzeği canınla sınaman gerekiyormuş."
Dediğinde sen her utandığında yaptığın gibi seni utandırana vurmak yerine kolunla yüzünü saklamayı tercih ediyorsun. Senin vurma işini sevdiğin çocuk alıyor ve arkadaşına bir tane geçiriyor. Eve gitme saatiniz geldiği için arkadaşlarınızla eşyalarınızla onların hala kapının önünde olduklarını görüyorsun. Sevdiğin çocuğa veda edip çıkışa doğru ilerliyorsunuz. Ama sevdiğin çocukla bücür olan arkadaşın bir şey konuştuğu için onu bekliyorsunuz. Bücür sana piç sırıtışı atıp hızla koşarak kapıdan çıkıyor. Sizi arkadaşlarınla tam kapıyı açıp dışarı çıkmıştınız ki sevdiğin çocuk yanağına bir buse kondurup kaçmaya başlıyor. Onun arkasından bakarken arkadaşının elindeki telefonu fark edip söylenmeye başlıyorsun.
"Benim öpücüğüm yarım kaldı ama!"
________________________________________
Yorum yok bence oldu
Şimdi biraz düşünüp yeni bölümü yazmaya gidiyorum iyi okumalar :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
♛·.¸¸.·'Düşünsene'·.¸¸.♛
Short StoryNormal bir düşünsene kitabı (woağğhh) neys- gel bi bak kardeş sevdiğin insanla bir "hayal et" kurgusudur. İstenmediği sürece smut olmaz . İsteğe açığım ♥