0.9

41 7 6
                                    


Ehe denemede pazatesi 1. oldum

Onun için aklıma gelen ani bir karar ile bölüm yazmaya oturdum

 Bismillahirahmanirahimmm

Önceki taslağı beğenmediğim için sildim UwU

Sövebilirsiniz

Şimdi bu bölümde benim eski gittiğim Bilsem'deki erkek olan arkadaşım olacak

Kendisini böyle çok çok çok çoo..ook severdim

Ama benim nakil Tuzlaya gelince bizim iş yaş

Eski günlerimiz aklıma geldi duygulandım :'< 

Şadi Amca da gitti amk ne bok yiyeceğiz yeni başkanın adını bile bilmiyorum

_____________________

Sabahın köründe yine son birkaç aydır olduğu gibi tam aynı saatte ayaklanıyorsun. Sebebini bilmediğin bir şekilde her gün aynı aynı saatte birden gözlerin yuvalarından çıkacakmış gibi hızla açılıyordu ki bu huyun hafta sonu bile seni rahat bırakmıyordu. Yatakta sırtını dikleştirip önce sıçmak için lavaboya gidecekken bir an ranzada uyuduğunu unutup boşluğa basıyorsun. Tam düşecekken elinin ilk denk geldiği yeri yakalamaya çalışıyorsun. Ranzanın keskin bir kenarını sert bir şekilde avcunla sıkıca tutup düşmeni engelliyorsun. Düşsen bir yerine bir şey olmazdı ama yine de ailen uyuyordu. Sabah sabah insanları uykusundan uyandırıp bir de kendine mi baktıracaktın. Böylesi daha iyiydi. Böylece uykusundan olan sadece sen oluyordun. Bedeninin dengesini sağlayıp tuttuğun yeri bırakıp kendini yere indiriyorsun. O kadarcık sese bile annen uyanıp dikkatli in ranzadan diye sana söyleniyor. Lavaboya girdiğinde regl olduğunu fark ediyorsun. Üzerindeki kirli kıyafetleri değiştirdiğinde yine üzerinde az da  olsa kan olduğunu görüyorsun. Bedenini ellerinle kontrol ediyorsun ama elini değdirdiğin yerler kan olunca sorunun kaynağını buluyorsun. Ne ara olduğunu anlamıyorsun ama ranzadan düşme anın bir şimşek gibi zihnine düşüyor. Sinirle yine lavaboya girip elini kendi başına ne kadar sarabilirsen o kadar sarıyorsun. Aslında ilk seferine göre hatırı sayılır bir şekilde işini halletmiştin. Geri yatağa gitmek yerine içeriye gidip kısık seste televizyon izlemeye başlıyorsun. Zaten bozulan uyku düzenini düzeltmek gibi bir şey düşünme zahmetine bile girmemiştin. Kafana estiği zaman ya kalkıp ders yapıyorsun ya da yatıp uyuyorsun. Böyle yapmadığın bazı zamanlarda televizyona vs. bakıyorsun. Televizyona sabah erken saat olduğu için yarı açık gözlerle bakarken yavaş yavaş tamamen kapanıyorlar.

~卐~

Birden sarsılarak uyandırılıyorsun. İlk önce annen sansan da kardeşinin yüzünü görüyorsun. seni yemek yemeye çağırıyor. Meğersem bu sabah sana bir iyilik yapıp senin uyuduğunu görünce sabah yiyeceğiniz kahvaltıyı sizin için hazırlamış. Kardeşinin yanına gidip onu öpüp sarılıp yemeği aç ayı gibi yemeye başlıyorsun. Saati sorunca 8.15 olduğunu söylüyor. Kafana bir tane tokat geçirip hızlıca ağzına birkaç lokma tıkıştırıp ağzını kolunla siliyorsun. Bugün kursunun gezisi olduğunu tamamen unutmuştun! Koşarak odaya gidip üzerine dışarıda giyilecek güzel ve rahat kıyafetlerini geçiriyorsun. Aynaya geçip kendine bakınca bol pantolonun üzerindeki kalçanın biraz üzerinde biten kısa kollu tişörtle gayet güzel olduğunu görüyorsun. Havanın serin olma ihtimaline karşı üzerine bir hırka çekip çantanı ve kulaklığını alıp çıkıyorsun. Kulaklığından bir şarkı seçip koşmadan koşarak durağa gidiyorsun. Saate bakınca tam 7 dakikada onca işi yaptığını görüyorsun. Durağa yaklaşınca biraz hızını düşürüp yürüyerek devam ediyorsun. Otobüsü beklerken yarım yamalak ingilizcenle dinlediğin şarkıyı çevirmeye çalışıyorsun. Çok edepsiz. Zaten bildiğin kelimelerin çoğu kötü anlamlı. Ve hepsi de bu şarkıda toplanmış resmen. minibüs gelince paranı çıkartıp biniyorsun. Kapıya yakın bir koltuğa oturup durağının gelmesini bekliyorsun. Aslında bu tür gezilere gitmezdin ama kurumunuzun bir benzeri ile yapılacak gezide eski bir arkadaşının gelme ihtimali vardı. Ayrıca hafta sonu olduğu için daha kolay gidebilecektin. Kursun bir yakın bir de uzak bir girişi olduğu için sen yakın olanı tercih ediyorsun. Adama durması için rica ediyorsun ama sanki dur dememişsin gibi daha aşağıda indiriyor. İndiğinde reglken 5 dakika bile yürümek sana 5 saat gibi gelmişti. Zaten saat servisin kalkmasına yakın olduğu için arabalar girişten vızır vızır giriyordu. Sen de sırf delilik olsun diye şarkıya eşlik edip mal mal hareketler yapıyorsun. Sonra ikisini birden yaparken yokuş çıktığın için yorulup bırakıyorsun. Normal(!) bir şekilde yürürken diğer kurumdan servisin gediğini fark ediyorsun. Arkadaşını görme umuduyla kursa doğru koşmaya başlıyorsun. Koşarak kurstan girip etrafına bakınca gelmediğini görüyorsun. Sonra biri senin arkandan ayı gibi sarılıyor. Bir an heyecanla arkanı dönüp bakınca eski arkadaşını görüyorsun. Sende ona dönüp kollarını sıkıca ona sarıyorsun. (Bu arada arkadaşımız erkek. Tamam mı?) Ayrılınca ona bakınca senin boyuna fark attığını görüyorsun. Neredeyse sevdiğin çocukla ayn- Hey sevdiğin çocuk demişken o nerede? Ona bakmak için kafanı kaldırıp etrafına bakınırken duvarın kenarında size doğru bakan bir adet sevdiğin çocuk beklemediğin için arkana bakıyorsun. Kimseyi görmediğin için size baktığını kolayca anlıyorsun. Sonra arkadaşın seni bir şey gösterme bahanesiyle kolundan tutup seni bulduğu ilk sınıfa sokuyor. Seni omuzlarından tutup sertçe sarsıyor.

♛·.¸¸.·'Düşünsene'·.¸¸.♛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin