Bölüm 5 / Başlıyoruz

83 11 1
                                    

Bizi odalarımıza Ezgi denen kız bırakmıştı.

Ezgi ile oda arkadaşı olmuştuk. Dediğine göre odalar iki kisilikti ve tek kalan sadece Aleyna ile o vardı. Selin Aleynanın yanına ben Ezginin yanına yerleşmistim. Güler yüzlü sevecen bir kızdı. Onunla iyi anlaşacağa benziyordum.

3 gündür ders için bizi çağırmıyorlardı. Bende bu süre boyunca Selini uğurlamak dışında odamdan çıkma gereği duymadım.

Selin bazı ailesel nedenlerden dolayı buraya devam edemeyecekti. O büyük ihtimalle sınava girmek için çalışacaktı bundan sonra.

Şuan da odamda oturmuş bir yandan kitap okuyup bir yandan da müzik dinliyordum. Kitap okumaya bayılıyordum müzik dinlemekte bana baya iyi geliyordu. Odamın kitaplığında çok güzel kitaplar vardı. Hepsi de ilgimi çekmişti. Burda olduğum süre boyunca o kitapları bin kez bitirmek gibi bir niyetim vardı.

  Odanın kapısı tıklatıldığında Ezgi olduğunu düşünerek gelmesini söyledim. Yanılmıştım. Gelen bizim ekipten bir kızdı. İsmi o anda aklıma gelmedi. Neydi ya ismi? Hatırladım Defne.

Kız çekingen değildi. Rahat bir şekilde odaya girdi. Çok ciddi görünüyordu.

  "Neden buradasın?" Bana yönelttiği soru karşısında dona kaldım. Ne diyordu bu? Hepimiz benzer sebeplerden buradaydık. Bir de bu kız bana hesap mı soruyordu yoksa bana mı öyle geliyordu?

"Seni ne kadar ilgilendirir? Canım istedi ve geldim. Sana hesap mı vericem." Ters çıkışım karşısında göz devirdi. Ya sabır bu kız beni delirtmek için uğraşıyor.

"Çok pişman olucaksın salak. Gözünün önünde olanları bile göremiyorsun. Aynı zamanda B12'ni kontrol ettirmeni öneririm." Dedikten sonra kapıyı çarpıp çıktı. Bu da neyin nesiydi şimdi. Allah'ım beni bir tane bile normal insan bulmaz mı ya.

  Elimdeki kitaptaki ana karakterde çok maldı. Sinir olmuştum. Ya bu adam sana el kaldırmadı mı neden hala onu seviyorsun mal mısın?

  Neyse sakinim.

  Saat öğlene yaklaşıyordu. Tabiki ben hala pijamalarlaydım. Biraz yürüyüş yapmak iyi gelebilirdi.

  Hemen yataktan kalkıp üstüme siyah  bol bir tişört altıma ise gri bir eşofman giydim.

Kapıyı açtığımda koridorda sessizlik hakimdi. Anlaşılan odasından tek çıkmayan ben değildim.

Zemin kata inip ordan dışarı çıktım. Hava çok güzeldi. Sıcaktı ama bunaltıcak kadar değil. Etrafta bir kaç kişi vardı ama onları tanımıyordum. Açelya denen şu "eğitmenin" bahsettiği diğer grup olmalıydı. Hocalara neden eğitmen dediğimizi hala anlamamıştım.

Yürüyüş yaparken çiçek bahçesinin ordan geçtim. Çiçekleri aslında pek sevmezdim. Annem ise bayılırdı. Belki o yüzden sevemiyorumdur.

  "Hey! Asena biraz bekler misin?" Gelen ses ile arkama döndüm bu Güneydi. Hızlı adımlarla yanıma geliyordu.

"Naber?" Sorduğu soru karşısında biraz da şaşkınlık ele geçirmisti beni. Güneyle hiç konuşmamıştım. Arkadaşmışız gibi gelip sorduğu soru beni şaşırtmıştı.

"İyi galiba. Sen?"

"Ben mi? Mükemmelim." Bu çocukta ki neşe nerden geliyordu.

Güneyle konuşarak biraz ilerledik. Cıvık bir yapısı yoktu. Sohbeti de baya sarıyordu.

Biz konuşmaya devam ederken ilerden bir çığlık sesi geldi. Güneyde bende bir anda birbirimize baktık ve sesin geldiği yöne doğru koştuk.

  İki kız vardı birisi yerde yatıyordu diğeri ise korkmuş bir şekilde yerde yatan kıza bakıyordu.

Hemen yerde yatan kızın yanına çömeldim. Başının arkası kanıyordu. Taşa çarmış kafasını. Bilinci kapalı değildi . Acı çektiğini yüzünden anlayabilirdiniz. Kumral saçında kırmızı bir tutam oluşmuştu.

"İstemeden oldu. Yemin ederim istemeden oldu. Ona zarar vermek istememiştim." Bu sesler arkadaki kızdan geliyordu. Sanırım yerde yatan kızı o itmişti.

"Güney hemen birisini çağır." Dediklerimin ardından Güney koşmaya başladı. Bende diğer kızın kafasındaki bandanayı istedim. Yerde yatan kızın kafasına bastırdım.

  Şu lanet yerde daha ilk günden yaşadıklarımız normal değildi. Bir insanın hiç mi şansı olmaz.

Bir bölümün daha sonuna geldik
Umarım begenmişsinizdir 
Bir sonraki bölüm 25 oy 40 yorumdan sonra gelicek

KAÇIŞ YOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin